canı yanınca ateist olan müslüman

entry2 galeri0
    1.
  1. kimilerine göre yaratılmışların, bana göre var olmuşların en aşağılığı.

    canı yanmak olarak söylediğim ifadeyi açmam gerekirse,
    birşeylerden darbe almış olmaktır.

    müslümanlığı, sürekli beklentiler içinde olan insan tipine yüklenmiş bir sıfat olarak nitelersem,
    dua ile, namaz ile, oruç ile, zekat ile... sürekli girişilmiş eylemler sonucu beklentiler edinilmiştir; ancak dünyada yahut ahirette hesaplaşılacaktır.
    işte bu aşağılık varlık, inandığı düşünceyi tam olarak özümseyememiş olacak ki,
    attığı adımların karşılığını sabırsızca ister.

    sürekli ibadet halinde, tanrısına itaat etmiş kul, ters giden bir hayatı bedbaht bir şekilde isyanla karşılar.
    "ben senin dediklerini yaptığım halde, neden bunca zulüm verdin bana!" der ve geride kalmış hayatını, bir uyanma ile harap eder.
    burada tasavvufdan bir alıntı yapmak istiyorum;

    "Allahım! insanlar seni verdiğin nimetler yüzünden severler; bense seni verdiğin belalar yüzünden severim."
    Hallac-ı Mansur

    neden?
    çünkü insan nimetlerle tanrıyı unutur. rahat bir dünya hayatı, 'yaratıcı' olarak atfedilen fikrin kaybolmasına sebep olur. oysa belalar ve düşkünlükler, sürekli tanrıya yalvarma durumunu uyandıracağı için, tanrının en gerçek varlığı acıda gözlenebilir.

    işte, müslümanın kırılma noktası,
    ibadet ile yükselmiş sabırsız beklentinin, karşılaşılan olunmaz kederlerle çarpışması durumunda gerçekleşebilir.
    2 ...
  2. 2.
  3. beklenti içinde olduğu bir gerçektir ancak tanrısına duyduğu güveni zamanla kaybetmesine sebep olan olaylar zincirini kendisi yaşadığı için kendisine danışmak en iyisidir. eğer beklentisi para gibi maddi olgular ise ayrıca bunu elde edemediğinde isyan noktasına varan söylemlerde bulunuyor ve ''ben artık ateist olcam lan!'' diyorsa sığırdır.

    fakat düşünmek gerekir ki; ''beni sevmese de olur onu yeter ki iyileştir, beni unutsa da razıyım ey alemlerin yaratıcısı, yüce rabbim. sen yeter ki onu yanına erken alma, bu rezil hastalığın elinde daha fazla acı çekmesine izin verme. benden nefret etse de üzülmem. sen ona yardım et.'' diye gözyaşları içinde dua eden bir adamın duasını kabul etmek bir yana önceden verdiklerini de elinden bir bir alıyor ise o adamın o tanrıya inancı zayıflar.

    inanç öyle bir şeydir ki bir gerilemeye başlarsa durdurulması imkansıza yakındır. eğer tanrı var olsaydı verir gibi yaptıklarını ya onlara atfettiğimiz bütün ehemmiyete rağmen elimizden çekip almazdı ya da bize hiç verir gibi yapmazdı. tabi bu noktada hop diye ateist olmak çok saçma. aklın, bilimin gücü vs. gibi klişe argümanlarla ateizmi savunmak düz adamlığın bir adım ötesi dahi değildir ama o ayrı bir tartışma konusu.

    sözkonusu kişinin önce tanrıya güveni düşüşe geçer ve zamanla herkesin de tahmin edebileceği gibi dibe vurur. önceleri o tanrı var evet ama ben ona güvenmiyorum tarzı söylemlere girişir bu kişi. tanrı güvenilmez, kendisini seveni ödüllendirecek kadar megaloman bir insan görüntüsü çizmemeli bu kişinin gözünde. sen bana çok dua etmişsin al sana başarı, zeka, sağlık, para vs. diye düşünebilen bir tanrı insanların yarattığı bir tanrıdan başkası olamaz.

    konuyu fazla saptırmadan bağlayalım efendim. ''-of çok acı çektim demek ki allah yokmuş.'' gibi bir düşünce yapısı idrak yolları iltihabı belirtisidir öncelikle vurgulayalım. lakin bir insanın tanrının elinden tarifi mümkün olmayan acıları yaşamış olmasının o kişi için güven konusunda tereddütler doğurabileceğini de bilmek gerekir. ben sana ağlarken, senin bana sırt çevirmen, insandan farkının olmadığını bana ispatlar. belki de hiç yoksundur ha? ne dersin?
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük