ertesi gün arayanla karşılaştığında ''ya telefon pantulun cebinde sessizde kalmış'' diyerek olayı savuşturan insandır. bencildir de. kendi istediği zaman size ulaşır, lakin siz ulaşmak istediğinizde bu onun keyfine bağlıdır.
''uyuyordum ben, biri bakmış cevapsız aramaya, bana demeyi unutmuş galiba'' yöntemi de etkilidir.
Olamadığımdır.
Yok yaa açmayacağım dediğim tüm aramalara 5-10 dakika sonra ehiehi duymadım da noldu diye tekrar dönüyorum. Bundaki motivasyonum beynimi kemiren "ya birine bişey olduysa?" Ya da "ya bir anda evime damlarlarsa?" gibi sorular Oluyor.
Anksiyete sahibi olmak buna benzer bir şey.
Cebinde telefonu var diye, her an, her saniye konuşma, yanıt verme zorunluluğu olmadığını düşünen insandır.
Haklıdır.
Üstüste ısrarla aranan, acil hissi uyandıran telefonlar hariç, çalan her numaraya iki elim kanda olsa bakarım diye bir şey yok.
Filmin ortasında, mayışmış kitap okurken, müziğimi açmış şarabımı yudumlarken, spor yaparken, trafikte araba kullanırken telefona yanıt vermem.
Tabiatım böyle afedersin!
Zaten uzun uzun telefon muhabbetini de sevmem.
Ara, derdini söyle, kapat aga!
Mıy mıy mıy... Öfffff!
Doğum günümdü beş gün evvel, 33 yaşıma girdim. teyzemler aramış, ulaşamamış, whatsap'dan ve facebook messenger'dan mesaj atmışlar, görüldü yazmasın diye bakmadım mesajlara, telefonlarıda açmadım. hiçbir kırgınlığım ve kızgınlığım yok.
oynadığım oyunda arkadaşım on defa mesaj atıyorsa, belki bir tanesini cevaplıyorum. mesaj atıyor, yine cevaplamıyorum, arıyor, açmıyorum...
dahada ötesi ağabeyim mesela, mesaj atıyor, arıyor açmak ve konuşmak istemiyorum ve bu sefer annem deliriyor, oğlum neden açmıyorsun teyzenlerin telefonunu, mesajlarını cevaplamıyorsun, n'oldu diyor.
"hiçbirşey olmadı, sadece açmak istemiyorum, içimden gelmiyor" diyorum. hiç enerjim yok o'nunla konuşacak, canım istemiyor. bu başlığı görünce açıkçası çok şaşırdım. demekki benim gibi insanlar varmış.
ayrıca tanımadığım telefonlarıda açmıyorum. yani kim bu, bilmiyorum ki bu numarayı, bilsem belki açarım ama neden telefonun karşı ucunda kimin olduğunu bilmediğim bir telefonu açayımki...
yani biri beni arıyor diye, telefonu açmak zorunda değilim ki. bunun için bir enerji, belirli oranda asgari mutluluk oranı ve moral lazım.
aslında bir telefonu açıp, karşıdaki kişiyle iletişime geçmek düşünüldüğünden daha zor ve efor isteyen bir iş.
sevgilim dahi arasa, açmak istemediğimde açmıyorum. isterse ayrılsın, ben böyleyim ne yapabilirim. o anda seninle konuşmaya hazır değilim belki.
"ölsek, kalsak umrunda değil" diyor çoğu akrabalarım ve ailem veya dostlarım, sevgilim. tamam haklılar belki kendileri açısından fakat kapı çaldığında bile insanın bir keyfi kaçıyor, kim bu yani, neden geldi, gelmesi çok mu gerekiyordu...
uzun lafın kısası, bizde kendimize göre haklıyız. birileriyle durduk yere iletişime geçmek fazlasıyla komplike bir mevzu. asgari gerekenlere sahip değilseniz zor.