canciş kankiş tatliş yazarlar

    32.
  1. neden bu kadar düşman olunduğunu anlamadığım yazarlar bunlar.. gerçi anlıyorum arkadaki psikolojiyi az çok da, bu psikoloji nasıl oluşuyor onu anlamıyorum..

    ben bu tasvir edilen türün içine girdiğimi sanmıyorum, msn düzeyinde bile çok az sözlükçüyle konuşmam var.. ama ben herhangi bir yazarın nickinin devamlı sol framede olmasından ve bunu sağlayan entrylerin de yazarın arkadaşlarının tarafından yazılmış olmasından, hatta ve hatta bu entrylerin bomboş yazılar olmasından zerre rahatsızlık duymuyorum.. duyan da istiyorsa ilgili başlığı tıklamayarak rahatsızlığını çözebilecekken niye böyle kin kusuyor, o garibime gidiyor işte..

    sözlük her ne kadar kabul edilmese de bilgi alma/verme yeri olduğu kadar bir eğlence/vakit geçirme yeri, bir o kadar da arkadaş/sevgili bulma yeri, bir nevi sosyal networktür.. dileyen istediği gibi sosyalleşsin, istiyorsa sevgili bulsun sevişsin size ve bize ne bunu anlamıyorum ben.. neden hemen canciş yazar diye başlıklar düzülüyor? bırak canciş olsun, sen olma istemiyorsan..

    ha dersiniz ki bazı yazarlar var buradaki tek varlıkları bu salak saçma nick altı entryleriyle.. sözlüğe bir şey katmıyorlar.. o zaman ben de derim ki size; ''bu yazarların size göre boşluklarından dem vurarak onları azarlayan ve sayıları neredeyse bu yazarların yazdıkları nick altı entryler kadar olan eleştiri yazılarınız bu sözlüğe sizin sözlükten bekledikleriniz arasından ne katıyor?''

    bırak adam iyi vakit geçiriyorsa burda öyle yazsın amına koyim.. sen de uzaktan dalganı geç en fazla.. her derdimiz bitti, sözlükteki her başlıktan ilim irfan mizah fışkırıyor da nick altı entrylerinin samimiyetsizliği kaldı..

    hayır bir de bu ilk kurşunu atan adamın eski nick altını bilmesem.. neyse..
    11 ...
  2. 1.
  3. (bkz: uludağ sözlük kızları/#5267938)

    ulan başlık bize kalmış ne iş?

    iyi sevilesi, öpülesi, yatılası yazarlardır..
    7 ...
  4. 3.
  5. saylon muzaffer, tu kaka bana, baltali ilah, once upon a time in fikirtepe, tusususuzu, ivy, zephyra, abberline, hyptn, aynalisazan, mbaran, salcaliyumurta, ehliistirahat, yavuzum backs, rapsodik, fewzi1907, melankolik, sultanfirardasenneredesin, purenelia, cavo, dshe teamsah**, transfontanel, fidelio, carriye roxalina, fabala, icimdeki deniz, linka, zahiri, prophetofhell juve, unutmayan, mulayim, iremim, meydanbenim, snubberr, sevi yordun beni çok, muddeiumumi, elabebek, fatal, alayinaisyan, uns abare uns duns des, faithful lover, turkuaz, cok kastim 29 karakter rumuza, kartal penchesi, mystic queen, saipsiz, klipper, omert, crzytarantla, oneoftheseday, wolf, acz ve fakr**, eses taraftari porsuk canavari **, hasan sas kadar agresif, alone with everybody, kadikoy'de bir surrealist, enderun sevgiler, misspoison, milan, nunu zuvvar, citrix, dusunenadam, saldiray, banayazaroldediler, hedesini ariyan hodo, essagan ala gazugu, calyx, goodboy*, templar, bir bardak demli cay, east for west, vrdmdymz, hallow, jolieist...

    iki de gizemli yazar var bu listeye ekleyeceğimiz onlar da kendini zaten biliyordur*...

    nickli yazarlar bütünüdür. hepsi ve daha fazlası subjektif olarak kankişim, cancişim, tatlışımdır. he biz buna arkadaşlık diyoruz o ayrı. misal gecenin bir yarısı kafa kafaya verip de uzun yollar katetiyoruz yeri geliyor. yeri geliyor aynı şişeden biralar yudumluyor, yeri geliyor simidimizi paylaşıyoruz **. listede yüzyüze görüşemediğim kankişlerim(!) de var. onlarla da gökyüzümüzü paylaşıyoruz yeri geldiğinde. ve bundan dolayı utanmak, ezilmek gerekiyorsa sanırım ar damarım çatlamış ki beceremiyorum. neymiş efendim yapmacıkmış. yesinler efendim tespitinizi...

    4 sene boyunca aynı sınıfta okuyup da sadece sınav dönemleri * selam veren samimiyetsiz insanları görmemişseniz amenna...

    aylarca aynı evde kalıp da sadece yemek yapasınız, borç veresiniz diye, sigaram bitti diye odanızın kapısını tıklayan bir ev arkadaşınız olmamışsa amenna...

    yıllarca aynı apartmanda oturup, merdivenlerdeki karşılaşmalarınızda selam dahi vermeyen komşunun tornavida istemek için kapınıza geldiğindeki sevgisi, ilgisi yapmacıktır misal.

    ama buradaki kimsenin, kimseden bir çıkarı olamaz ki samimiyetsiz olsun. siz bir insanın yüzüne "seni sevmiyorum" diyebilir misiniz? burada bunu yapabilecek kadar samimi bir ortam var. sevmediğin adama kalkıp da "seni sevmiyorum" diyebiliyor hatta işi hakaretlere kadar vardırabiliyorsunuz. sonra da yapmacıklıktan, samimiyetsizlikten dem vuruyorsunuz. komiksiniz lan! gülüyorum...
    21 ...
  6. 10.
  7. kesinlikle dahil olduğum yazar grubudur.

    tarz olarak sululuğu sevmem ama samimiyete hastayımdır. kujum, bebeğim, hayatım, aşgum, babuş, höcü, gardişim ve ganki tipindeki seviyesizlikte sınır tanımayan hitapları kullanmaktan çekinmem arkadaşlarıma. ben, sözlük içinde bir insanı sadece fikirleri ile sevmek zorunda degilim. yakın olduklarımın %95'i ile birebir görüşmüş, ortak paylasıma gecmiş, evinde misafir olmuş, bir gezi ya da bir toplaşma etkinliğinde beraber olmuş bir adamım ben. yanagından makas da alırım, götunden pandik de! hem de bu seviyesizliğimi(!) nick altından babalar gibi beyan ederim. açıkcası çok da sikime senin asosyal hayat standardın içinde alabildigine ezilmişliğin! 40 kişiyi sağıma, 40 kişiyi soluma, 10 kişiyi de kucağıma alırım gerekirse!
    10 ...
  8. 45.
  9. bizi yemeyin yazarlarıdır.
    sanal alemden kanka değil kankiş, can dostu değil canciş, tatlı değil tatlış ilişkiler doğması normaldir de zaten... *
    7 ...
  10. 13.
  11. erkek değillerdir.

    olsalardı olum, lan, hırbo, yarraam, mal, hacı, v.s.. derlerdi birbirlerine.

    erkek adam canciş, kankiş der mi lan ?
    9 ...
  12. 6.
  13. benim çok sayıda var. sanıyorum şu onlayn listesidir. çok kişiyle muhabbet etmişliğim vardır. bu benim yapım bunu değiştiremem! istediğim halde değiştiremem.

    tanım yapak la. çok olanlardır.
    5 ...
  14. 38.
  15. 49.
  16. kalıplarda yüzme öğrenen yazarların, algı yollarındaki en büyük tıkanıklıktır.

    elbette ki ciş'li, kiş'li hiç bir niteleme insanın gerçek anlamda sevdiği, saygı duyduğu kimseye yakıştıracağı birşey değildir. ama yılmadan, yorulmadan anlatmak boyunda borç...

    "sanal alemde arkadaşlık" tandanslı onlarca şey söylersin. ki bu gayet normal... sokakta etek giyen bir kız görünce "or.spu" demek kadar normal toplumumuzda, o derece. veya her sakallıyı deden sanman kadar normal. ama nerede kaldı ezber bozan o büyük sözlük yazarları... işlerine mi gelmedi yoksa bu ezberin bozulması.

    kaldı ki el akıl, el fikir... iş yerinden bir arkadaşımı gördüm bu sabah. uykumu alamamış olmanın getirdiği suratsızlıkla günaydın dedim. oralı bile değildi ki "sana da" demesi güç, bela oldu. ihtiyacım mı vardı? hayır. sonra yukarı çıkıp işime bakıyordum geldi bütün yapmacıklığı ile hal, hatır etti. ki farkında bile değildim "nedir mesele" derken. izin günüm, işine yarayacak bir günmüş de "değiştirelim mi" dedi...

    peki dedim. daha fazla görmek istemiyordum sahte gülüşünü... verdim cumartesi günümü, aldım bir perşembe. ama kısa süreli görmem dahi yetmişti o türden bir sıcaklığı. sonra haftasonu samimi bir arkadaşla oturup da uzun uzun konuştuklarımız geldi aklıma ki gene sözlük sayesinde tanıdığım bir kardeşimi aramayı unutmuştum. telefonuma sarıldım, aradım ve bunlarla erittim sabah suratsızlığımı.

    sonra akşam oldu, mesai bitti, eve geldim... şimdi gene aklıma geldi ve düşündüm. haklı çocuklar, zira hayatın gerçeklerinden habersiz yaşamak onların tercihi değil. çocukken biz de ciş ve cik ekleri ile tiye alırdık işimize gelmeyen ne varsa. zamanla görecek, yaşayacak ve öğrenecekler. benim ümidim var...
    5 ...
  17. 47.
  18. benle buse89 ama buse daha yazar olamadı 4 aydır beklemede .
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük