Unutma!
Yüreğinde bir ismin imzası var.
Ve sen onu silemezsin, söküp atamazsın,
Ne kadar uğraşsan da seninle beraber büyür içindeki sızı.
ilk önce onu hissedersin başkasına dokunduğunda. .
Unutma! Bir kere sevdin mi uzun uzun yanarsın.
Sitemler öfkeler birikirken içinde, sen azalırsın.
Dilinde küfür elinde kadeh, eksik olmaz.
Günler böyle geçer alışırsın.
Unutma!
Sabahlar artık gecikir.
ister sağa dön ister sola, gözüne uyku değil gidenin hayali gelir.
Kendini şiirlere verirsin.
Elin sigaraya gider her on dakika da bir fena zehirlenirsin.
Unutma!
Bir süre güvenmeyeceksin kimseye, kendine sığınacaksın.
Aşk konuşulduğunda sen susacaksın,
Of' larla ah 'larla başlayacaksın her cümleye.
Çevrende senden başka herkes haksız olacak.
Senin haklılığınsa çaresiz gidecek çöpe.
Unutma!
Bir gün kaldığın yerden başlayacaksın.
Biri seni bulacak. .
Önce korkacaksın eski acılara yakalanmaktan, biraz ürkeceksin.
Ne kadar dirensen de nafile.
insansın sonuçta seveceksin.
Eski acılara bakıp da küsme sevdalara, gâvura kızıp da oruç bozulmaz.
Sök at kafandan acaba'ları!
Bir kemik aynı yerden iki defa kırılmaz.
Artık kararmaz gecelerin.
Bir daha yaşlar akmaz gözünden.
Sabahların gecikmez.
Kim bilir ağladığın günlere gülersin.
Bir defa öldün ya zamanında?
Bir daha ölmezsin.
edebiyat ve sanat kafesi karakedi'de hanım arkadaşımla otururken zatıma küfreden s*lcu şair. bana defalarca küfretmesi üzerine kendisini hemen dışarı attırdım.
oğlu uğur yücel araya girip alkollü olduğunu söylemeseydi dışarda benden bir kamyon dayak yemişti.
"Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden…
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…"
Lise dönemlerimde türk şairlerini araştırıyordum.Birçok sanatı eşsiz şairlerimiz var ama can yücel bir ayrıdır ya.Hareketleri, yalnızlığı ne bileyim bana hep çekici gelmiştir.Bugün ölüm yıl dönümü toprağı bol olsun.
Farki fark etmeli,fark ettigini de fark ettirmemeli bazen...Bir damlacik sudan nasil yaratildigini fark etmeli.
Anne karnina sigarken dünyaya neden sigmadigini ve en sonunda bir metre karelik yere nasil sigmak zorunda kalacagini fark etmeli.Su çok genis görünen dünyanin, ahirete nispetle anne karni gibi oldugunu fark etmeli.
Henüz bebekken'Dünya benim!'dercesine avuçlarinin simsiki kapali oldugunu,ölürken de ayni avuçlarin 'her seyi birakip gidiyorum iste!'dercesine apaçik kaldigini fark etmeli.Ve kefenin cebinin bulunmadigini fark etmeli.
Baskin yetenegini fark etmeli sonra.
Azraillin her an sürpriz yapabilecegini,nasil yasarsa öyle ölecegini fark etmeli insan
Hayvanlarin yolda,kaldirimda,çöplükte ama kendisinin güzel hazirlanmis mükellef bir sofrada yemek yedigini fark etmeli.Yaratilmislarin en güzeli oldu gunu fark etmeli ve ona göre yasamali.
Gülün hemen dibindeki dikeni dikenin hemen yani basindaki gülü fark etmeli.
Evinde kedi,köpek besledigi halde çocuk sahibi olmaktan korkmanin mantiksizligini fark etmeli.
Esine'seni çok seviyorum!'demenin mutluluk yolundaki müthis gücünü fark etmeli.
Dolabinda asili 25 gömleginin sadece üçünü giydigini ama arka sokaktaki komsusunun o begenilmeyen gömleklere muhtaç oldugunu fark etmeli.
Zenginligin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek kirintilarini yemekte gizlendigini fark etmeli.Annesinden dogarken tertemiz teslim aldigi girtlagini ve asiri beslenme yüzünden sarkan göbegini farketmeli,fark etmeliyiz çok geç olmadan.....
Ömür dedigin üç gündür,dün geldi geçti yarin meçhuldür...
ülkemizde böyle insanların da değer gördüğünü öğrendiğim yazar. hala bana geleceğe dair umut veren zamanının ötesinde bir şairdir. babasının köy enstitüleri fikri ise ayrı bir güzeldir. muhaliflik de, aşk da, gerçeklik de yakışır bu adama. senin adına da içeceğim hocam.
Bir yolun varsa gidilecek sona bırakma..!
Bir sözün varsa dilden yüreğe hiç susma..!
Görmen gerekiyorsa birini git yanına.
Okşaman gereken bir yürek varsa esirgeme elini.
Hayat çok zalim..!
An gelir;
Elini, gözünü, yolunu, yüreğini alır senden.
O zaman istesende;
Dokunamaz..
Göremez..
Gidemez..
Söyleyemez olursun…!
Can Yücel.
Bağlanmayacaksın birşeye öyle körü körüne diyen can yüceli başlarda anlam verememiştim. Ama yaşın artıp ömrün azaldıkça yaşadığın o güzel ama sonu hep b*k olan anıları düşündükçe o kadar güzel anlamlandırıyosun ki. " Onsuz yapamam demeyeceksin yaparsın çünkü" diyor.
Yokluğunu beklemek, ne zor...
Bunları düşündükçe, şu anda uzaklarda bir yerlerde
üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp,
terk edilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları, yalnız bulvarları arşınlayarak
sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak
ve yavaşça üzerini örtmek geliyor içimden...
Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe
dönüşmesinden hicran duyuyorum...
kendisine sorulan “ Solcular Necip Fazıl’ı (kısakürek) niçin okumuyor?” şeklindeki soruya “Solda adam mı var, Necip Fazıl’ı anlayacak. Hepsi dangalak…”