biri can baba, diğeri can babanın babası. biri cumhuriyetin asi cocuğu, digeri cuhuriyetin ve asi cocuğun babası. ikisi de çok iyi eğitimli. biri şair ama en önemlisi hayat üstadı, diğeri cumhuriyetin en önemli milli eğitim bakanı. aslında ne kadar zıt görünseler de o kadar benzerler birbirlerine baba oğul ne kadar ayrı düşseler de birlikteler...
babasına şöyle seslenir can baba:
hasan ali'ye;
bu sabah uyanırken tam
karşıma çıktın
kara karaydı gözlerinin akları
dargın mıyız yoksa?
sana üryani eriği hoşafı yaptım
yanına domatesli pilav, yemedin
dargın mıyız yoksa?
her bahar erguvanlar içinde yaşardık
bu bahar erguvan görmedim desem yeri
dargın mıyız yoksa?
durdun öyle karşımda, mahzun
bana çok uzaklardan baktın
dargın mıyız yoksa?
Yıllar CHP 'nin tek parti dönemi.Başbakan rahmetli ismet inönü,Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel...Köy Enstitülerinin hızla tüm Anadoluya yaygınlaştığı süreç...Hasan Ali Yücel'in oğlu CAN ve en yakın arkadaşı GAZi lise son sınıf öğrencileri...Sınıflarının en çalışkanları.Hem sıkı çalışıyorlar,hemde ailelerinden aldıkları haftalıkları biriktiriyorlar...ideallerini gerçekleştirebilmeleri için çok paraya ihtiyaçları olduğunu biliyorlar.Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı'na da yurt dışında okuyabilecekleri burs için talepte bulunuyorlar.O dönemler, Bakanlık, zeki öğrencileri devlet bursuyla okuyabilmeleri için yurt dışına,dünyanın en seçkin okullarına gönderiyor.Tabi bu imkan çok kısıtlı.Çok az sayıdaki öğrenci bu imkanı bulabiliyor.(Sonralarda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel veTurgut Özal bu olanaklarla köylerinden çıkıp Amerika da okuma olanağı bulabilmişlerdi...)Bu arada, oğul Can babasına bu müracaatını bildirmiyor.Neyse....yıl bitiyor.CAN ve GAZi okullarını en üst derecelerle bitiriyorlar.Aradan bir süre geçtikten sonra Bakanlıktan merakla bekledikleri yanıt geliyor.Sınav'a davet yazısı...Sınavı her ikisi de birlikte başarıyorlar.Artık hayalleri gerçekleşecek.Bir gün Can ve Gazi bakanlığa davet ediliyorlar.Kendilerini Bakan'ın bizzat beklediği söyleniyor.Önce Can giriyor.Bakan oğluna <Oğlum,seninle ve başarılarınla gurur duyuyorum.Ama çok istediğin bursu reddetmek zorundayım.Zira sen benim oğlumsun.Sen ne kadar başarılıysan ve bu bursu hakkıyla hak ettiysen de,dışarıda farklı yorumlamalara neden olabilir.Bakan oğluna torpil geçti diye söylentiler çıkabilir,hem ben , hemde sen, zorluklarla karşılaşabiliriz.Onun için beni affet ve durumu anlamaya çalış lütfen ...>der..CAN ağlamaklı ama gururlu babasının elini öper ve odadan çıkar.GAZi odaya girer,kısa bir süre sonra sevinçle odadan çıkarak arkadaşına sarılır.Beklediği imkan önüne serilmiştir.Can:Gazi'nin avucunu açar,cebinde biriktirdiği tüm harçlığını avucuna boşaltır.Gazi ,olmaz diye diretirse de <Ben gidemiyorum.Bu para işime yaramaz.Ama sana çok gerekli.Büyük adam olduğun da bana ödersin >der ve arkadaşına tekrar sarılır...Arkadaş Gazi ; yıllar sonra yurda döndüğünde gerçekten büyük adam olmuştur.O artık dünyaca ünlü cerrah GAZi YAŞARGiL'dir.Arkadaşı CAN YÜCEL'i bulur ve ona borcunu öder....
--spoiler--
biri mükemmel bir baba diğeri de o mükemmel babanım mükemmel evladı...