olay efsane gibi ağızdan ağıza dolaşır lakin efsane değil gerçektir. elamanın adı kenan dır. tanırım iyi çocuktur.
neyse efendim yeni yetmeler bilmez can yücelin ağzı çok bozuktur. sağlam küfreder ve açık seçik konuşmayı da severdi. üsküdarda en bilinen mekanı çınaraltı kahvesiydi.
( mekan halen durur. çengelköyde denizin dibinde ve bir çınar ağacının hemen altında ki kahve de çay satılmaz. isteyenler adaçayı kahve filan içerler. kışları çok iyi sahlep yaparlar. pahalıdır. oyun da oynanmaz. öyle kendine has ve genelde can yücelden dolayı entel kuntel camianın sıklıkla gittiği kahvedir. en azından 15 yıl önce öyleydi. şimdiki halini bilmem.)
bizim kenan da yeni tanıştığı kız ile bu kahveye gider. can abiyi filanda tanır. selamlaşır muhabbetine konuk olmuştur. amacı da kızla can abiyi tanıştırıp prim yapmaktır.
bakar ki can abi her zaman ki masasında oturmuş gazete filan okuyor. hemen kıza gel seni tanıştırayım der.
-can abi selamlar
-merhaba, merhaba..
-abi seni kız arkadaşımla tanıştırmak istedi ismi hödesu
-sevgilin mi bu kız?
-evet abi
- e oğlum ne işin var burda o zaman eve götürüp siksene....
???
kız için tam bir bozgun durumu. bozulmaktan öte ordan ayrıldıklarında çocukla kavgalar beni neden bu muhabbetlerin içine sokuyorsunlar, arkadaşlarının ağzı ne kadar bozuklar vb.
bir hafta sonra kenan tek başına gene kahvede. can abi gelir içeri. bakar kenan otuyor orada;
-kenanım ne oldu sevgilin nerde.
-ayrıldık abi, terketti beni.
-ulan salak sikmezsen tabi terkeder.
