can sıkıntısıyla uyanmak

entry2 galeri0
    1.
  1. insanın yatarken bütün duygu ve düşüncelerinden arındığı bir gecenin sabahında can sıkıntısı ile uyanması, onun kendi hayatı içindeki olumsuzluklardan kaynaklanır. bu olumsuzluklara örnek olarak, içimizde kalmış sevinçler, açığa çıkmamış heyecanlar, bir sürü hayata geçirilmemiş mutluluk formülleri, aile, sevgili olmayışı, kendini yanlız hissetme vs..vs.. ekleyebiliriz. bu liste uzar gider bu şekilde.

    örnek olarak kendimi takdim edeyim;

    hafta içi bir akşam sigaramı yakıp balkona çıktım. birazda yıldızların oynaşmalarını seyredip sigaram bittikten sonrada kaygısızca kendimi yatağa attım. o günün yorgunluğu ile düşüncelerden uzak bir şekilde uykuya daldım. ama sabah nasıl bir psikoloji ile kalkacaktım bilmiyordum. uyumadan önce bunu da düşünmedim zaten.

    sabahın ilk saatleri ile birlikte akşamdan kurup yattığım telefonun alarmı çaldı. ağır ağır yatakta doğrulurken pencereden dışarıya baktım. akşamdan gökyüzü yıldızların oynaştığı bir oyun parkı gibiydi ama sabah uyandığımda hiç öyle görünmüyordu. dışarıda kasvetli bir hava vardı. akşamdan yatağa yattığım o ruh halim ile sabah kalktığım ruh halini düşündüm. birden değişmişti. bu ani ruh hali değişikliği daha sabahın ilk ışıkları ile birlikte beni hayattan soğutmaya yetmişti. bir de üstüne işe gitme gibi bir şey vardı. o da tuz biber oldu yarama... bir süre o can sıkıntısı ile yatak keyfi yapmaya çalıştım. sola dönüyorum küfür ediyorum, sağa dönüyorum küfür ediyorum. bu şekilde bir on dakika kıvrandım yatağın içinde.

    artık kalkma vakti geldiğinde beni huzura erdiren yatağımdan çıkmak için doğruldum oflayıp puflayarak. bütün o düşünceleri, hisleri bir kenara bırakıp bir şeyler atıştırıp sigara içmeliydim. bu bana biraz yardımcı olur diye düşündüm. kalkıp elimi yüzümü yıkadım ama o düşünceler sımsıkı tutunmuştu vücuduma. hareket etmemi bile kısıtlar cinsten düşüncelerdi. ''bir şeyler yiyip kendime gelmeli ve sigara içmeliyim'' dedim tekrar kendi kendime ve mutfaga, annemin hazırladığı kahvaltıya baktım. onlarda bana baktı, zeytin neşesiz, peynir huysuz, bal ise asabiydi. sanki içinde bulunduğum ruh halini onlara bulaştırmışım da beni suçluyorlarmış gibi geldi. sadece somun ekmek bana umut vaadetti. ben ise onu yemeğe koyulmuştum. somunu bitirmiştim.

    yerimden kalkasım bile gelmiyordu. yemek yemeyi çok seven ben masayı bırakıp kalktım. hani yemeyerek yaşamanın yolunu bilsem, yemekte yemeyecektim, somunu da. yediği her yemekten ayrı keyif alan, uzun sofra sohbetlerinin, rakı muhabbetlerinin tutkunu olan ben, hafta sonu kahvaltısını bir saatten aşağı tutmayan ben, bir kaç lokma atıp ağzıma, midemin canavarlığını dindirmek ve sigara içmekten başka bir şey yapmıyordum.

    can sıkıntısı ile uyandığım sabah, cansıkıntısı ile kapıdan çıktım ve beni bekleyen işe doğru can sıkıcı bir şekilde yürüdüm. işte yanlızlıkla boğuşan bir insanın sabahki ruh hali. kim bilir sizler neler hissetmişsinizdir.
    1 ...
  2. 2.
  3. uyuyamamak, tüm gece rüyamda kabuslar gömek ve sabah kalktığımda kafamda çalan davullar.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük