17 ağustos 1999gölcük depreminden sonraki birkaç gün boyunca devam etmiş durum. enkazlardan yükselen imdat seslerinin saatler geçtikçe azalmasına rağmen kimsenin elinden birşey gelmemesidir can pazarı...
aynı zamanda bir saat kadar önce flash tv'de yayınlanan kadir inanır' ın masör olarak rol aldığı gubidik film. kadir inanır beklettiği müşterisini patronunun isteği üzerine atçılık kulübünde bulur. müşteri her şeyin sahibi olan adamın şımarık kızıdır..
kız: şu atı şuraya bağla bakalım..
kadir: seyis değil, masörüm..
kız: arada çok fark yok, seyis atları masör de insanları sakinleştirir.
kadir: o zaman şöyle ahıra geçin..
kız: nedenmiş o?
kadir: atla sizin aranızda çok fark yokmuş ya, size masaj yapıcam..
......oha yani nasıl?....
bir hüseyin üzmez romanıdır. 72 yaşındaki yazarın 22 yaşındaki bir kıza olan aşkını anlattığı güzel bir eserdir.
genç bir kızla yaşlı bir adamın umutsuz aşkları... nietzsche için: 'alman felsefesine kapıları kırarak gören adam' demişlerdi. picasso klasik resim sanatını altüst etti. işte hüseyin üzmez de onların yaptıklarını yapıyor. kabına sığmayan bir yazar... alışılmış kalıpları kırıp parçalayarak atıyor. 'ben hayatı yaşadım, hayatı yazıyorum' diyor. bu kitabı da gürül gürül hayat akan bir eser. roman değil, hikaye değil, uydurma değil. tarih, destan, felsefe, hatıra hiç değil... baştan başa hakikat. onu okurken kendinizi, önce dayanılmaz bir aşkın dipsiz derinliklerinde bulacaksınız. sonra kafkas dağlarında eşsiz kahramanlarla beraber olacaksınız. yiğit çeçenleri daha yakından tanıyıp, olaylara onların gözüyle bakacaksınız. bir defa başlayınca bitirmeden bırakamayacağınız, merak ve heyecanla bir çırpıda sonuna kadar okuyacağınız bir kitap... böyle bir kitap okunmaya değmez mi?*