bugün
- mert hakan yandaş12
- 23 mayıs 2024 beşiktaş trabzonspor maçı20
- aydinoglu bombala16
- icardi190532
- 6 ayda yazılımcı olmak8
- mecidiyeköy metrosunda intihar eden kız10
- 23 mayıs 2024 ali koç basın toplantısı11
- sokak hayvanları uyutulacak69
- kızlar kendi aralarında ne konuşuyor11
- türk kızları neden gülümsemiyor11
- dünya türkiye'nin neyini kıskanıyor13
- sjsjsjsjsjsjsjsjsjsjsj sjs9
- ismail kartal14
- bik bik için diktiğim etek17
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması13
- insan olmaya ceyrek kala8
- anın görüntüsü9
- galatasaray22
- türkiyedeki rusların gövde gösterisi yapması12
- geldi yine deli9
- age of empires'in üstüne oyun var mı12
- afganistan yardımlaşma derneği başkanı16
- 22 mayıs 2024 atalanta bayer leverkusen maçı9
- gecenin şarkısı9
- rusların en iyi olduğu şeyler25
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi15
- iran'ın teşekkür mesajında türk bayrağı koymaması14
- erkeklerin sözlükte durma nedeni10
- hangi sözlük erkeğiyle evlenmek istersin8
- spor salonuna gitsem erkekler popoma bakar mı26
- unutulan ünlüler11
- işid'in bütün yaptıkları meşrudur10
- karınızla gratise gider misiniz11
- sokak köpeklerini isteyen evinde baksın9
- fazla bilinmeyen harika şeyler8
- ankarayı öven tip17
- manyak olmaya karar verdim9
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması13
- kaza yerinin tespiti iran ihası tarafından yapıldı8
- bugün üike olarak resmi yastayız11
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak12
- bir şarkı sözü der ki8
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz13
- icardi1905'i silip atmak19
- sevgilinin kız arkadaş lobisi9
- escort ile evlenmek10
- şişmanlar ölünce nereye gider8
- ellerim bos gonlum hos9
- kilo almak için bik bikle evlenmek10
- alex de souza vs fred9
şike soruşturması ile ilgili ilginç bir yazı kaleme almış yazar.
`
http://gundem.milliyet.co....2011/1413206/default.htm`
`
http://gundem.milliyet.co....2011/1413206/default.htm`
Şike soruşturması ile ilgili tespitleri çok anlamlı olan yazardır. Türkiye'de şike gündemiyle yine alttan alttan yapılan işler üzerine yazılmış bir yazıdır. tarihten örneklerle desteklenen bu yazı çok ilginçtir herkes okusundur.
hatta şöyle bir cümlede durumun ne kadar vahim olduğunu gösterir;
''iktidar, eski Türkiye'nin bayrak dikmediği son kalesi olan "Üç Büyükleri", en güçlüsüne taarruz ederek psikolojik bakımdan yıkıyor.
Dokunulmazlığını kaldırıyor. iktidar kümesinden düşürüyor."
hatta şöyle bir cümlede durumun ne kadar vahim olduğunu gösterir;
''iktidar, eski Türkiye'nin bayrak dikmediği son kalesi olan "Üç Büyükleri", en güçlüsüne taarruz ederek psikolojik bakımdan yıkıyor.
Dokunulmazlığını kaldırıyor. iktidar kümesinden düşürüyor."
tüm fenerbahçe taraftarı'nın okuması gereken bir yazı yazmıştır.
bu yazıyı okuyup hala akp'ye oy verecek bir fenerli çıkarsa malın önde gidenidir.
bu yazıyı okuyup hala akp'ye oy verecek bir fenerli çıkarsa malın önde gidenidir.
kendisinin "yağmurdan sonra" isimli toplama kitabı çok faydalı ve keyifli bir kitaptır. 90'lı yılların medyası ve olaylarıyla günümüzü karşılaştırmayı sağlayan kitap ayrıca can dündar'ın gazete yazılarının ne kadar da zamana meydan okuyan cinsten olduğunu gösterir.
not: iletişim fakültesi öğrencileri için medya dediğimiz organizmanın her yönünü göstermesi sebebiyle şiddetle önerilir.
not: iletişim fakültesi öğrencileri için medya dediğimiz organizmanın her yönünü göstermesi sebebiyle şiddetle önerilir.
an itibari ile (bkz: ntv) den ayrıldığını duyurmuş gazeteci-yazar.
bundan sonraki durağında başarılarının devamını dilemekten başka ne gelir elden.
artık senin ne okuduğun, kimin ne kaar izlendiğinin ne önemi var, önenli olan onların ne istediği.
bundan sonraki durağında başarılarının devamını dilemekten başka ne gelir elden.
artık senin ne okuduğun, kimin ne kaar izlendiğinin ne önemi var, önenli olan onların ne istediği.
"nası bildim ama şutlanacağını" diye düşündürten kişi.
"ntv'den bunu da şutlarlar yakında".
(cymbeline, 08.07.2011 19:49)
"ntv'den bunu da şutlarlar yakında".
(cymbeline, 08.07.2011 19:49)
ntv'yi artık neden izlemememiz gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermiş gazetecidir.
ulan bu adamlar öğlen bültenlerinde çıkardığın kimsenin tanımadığı kişiler mi? senin ekran yüzlerin, kanalının izlenme nedenleri. şimdi bir de tven midir ne melettir bir kanal açılıyor. olan üç-beş program da oraya kaydırılacak. o imajı falan kalmadı artık, bundan sonra ne yaparsa boş.
ulan bu adamlar öğlen bültenlerinde çıkardığın kimsenin tanımadığı kişiler mi? senin ekran yüzlerin, kanalının izlenme nedenleri. şimdi bir de tven midir ne melettir bir kanal açılıyor. olan üç-beş program da oraya kaydırılacak. o imajı falan kalmadı artık, bundan sonra ne yaparsa boş.
"Sevgilisinden ayrılan bir erkeğin suratının rengi değişir, Kadının ise saçının rengi..."
|Can DÜNDAR|
|Can DÜNDAR|
02/08/2011 tarihli milliyet gazetesinde ki köşe yazısı, bilinen lakin dile getirilemeyen gerçekleri hem eski paşaların yüzüne hemde akp hükmetine tokat gibi çarpmıştır;
(bkz: http://gundem.milliyet.co....2011/1421481/default.htm)
(bkz: http://gundem.milliyet.co....2011/1421481/default.htm)
dayakçı koca dramını edebi diliyle çok güzel irdeleyip kaleme almış milliyet yazarı.
http://gundem.milliyet.co....2011/1423534/default.htm
http://gundem.milliyet.co....2011/1423534/default.htm
liboşların akp'yi desteklerken kendilerini es geçeceklerini düşünmeleri tam bir safdillilik idi. iyi oldu.
safhınızı bilin.
safhınızı bilin.
son atatürk belgeselinden dolayı üzerine bir çizik attığım ajan-yazar. artık yurt dışında eğitim görüp, yazar, siyasetçi ve ekonomist olanlara kesinlikle güvenim kalmadı.
pink floyd'la ilgili güzel bir yazısı bulunan gazeteci - yazar.
--spoiler--
Gecikmiş bir hayalin peşinde...
16 yaşındaydık. Zorluğunu bilemediğimiz, uzunluğunu kestiremediğimiz dikenli bir yolun başındaydık.
70'li yıllardı. Sokaklarda kan vardı.
Melankolik, ürkek çocuklardık.
O dönem çıkagelen bir albüm, bizi bizden almıştı.
Kapağında alevler içinde bir adam, bir diğeriyle el sıkışıyordu.. içinde bir erkek sesi "Keşke burada olsaydın" ("Wish you were here") diye inliyordu.
O güne dek dinlediğimiz hiçbir müziğe benzemiyordu.
Gitar solonun peşine takılıp biz de yitirdiğimiz arkadaşlar, özlediğimiz dostlar, ayrıldığımız kızlar için söylüyorduk:
"Keşke burada olsaydın!
* * *
Pink Floyd, müzik dünyasını sallıyordu o zamanlar...
ilk albümleri için stüdyoya girdiklerinde yan stüdyoda Beatles, "Abbey Road"u kaydediyordu. Heyecan içinde gidip tanışmışlardı; sonradan "Kraliçe ile beş çayı içmek gibi bir heyecandı" diye yazmışlardı.
Beatles yolun sonuna yaklaşıyordu; onlarsa henüz yolun başındaydı.
Ve bu 4 genç adam, yakında Beatles'ın tahtını sallayacaktı.
* * *
1979'da "Duvar"ı, ("The Wall") çıkardılar ve ertesi yıl turneye çıktılar.
Biz, bir kan denizinde boğuluyorduk. Değil konserine gitmek, "Duvar"ı bulmak bile lükstü.
Kocabeyoğlu Pasajı yanındaki bir plakçıdan kasete kaydettirip dinlediğimizde ve sözlerini sözlük yardımıyla çözdüğümüzde anladık ki, bizi kuşatan duvardı anlatılan...
Siren sesleri, uçak sesleri, faşizmin ayak sesleri vardı fonda... Ama baskı, sadece militarizmden gelmiyordu; sudan programlarıyla televizyonlar, tüketime çağıran reklamlar, taze beyinleri koşullayan öğretmenler, hatta annenin kollayıcı kucağı bile, bizi duvarda bir tuğla yapmaya çalışıyordu.
Ve Pink Floyd, bu duvarı yıkmaya çağırıyordu.
Albüm, bu isyan çağrısı nedeniyle birçok yerde yasaklanıyor, yasaklandıkça daha çok ilgi görüyordu.
* * *
Bizse, bahsedilen duvarın içinde kıstırılmıştık.
Onu sadece dinlemiyor, hissediyor, yaşıyorduk.
O ortamda, Pink Floyd'un Avrupa'yı turlayan muhteşem sahne şovuna gitmeyi hayal bile edemiyorduk.
Zaten bir süre sonra onlar da her başarının üvey çocuğuna, "ego"ya yenildiler; kavga edip dağıldılar.
"Duvar", biz göremeden çöktü.
"Wall"u yaratan Roger Waters, yola yalnız devam edecekti.
* * *
Aradan uzun yıllar geçti.
Birkaç ay önce cep telefonuma oğlumdan bir mesaj geldi:
"-Baba, Roger Waters 'Wall'; turnesine çıkmış".;
Evde dinleye dinleye o da bir Pink Floyd hayranı olmuştu. Bütün albümlerini kaydetmiş, sözlerini tercüme etmiş, bize ısmarladığı kitaplardan, hakkında yazılanları hatmetmişti.
Akşama turne programını önümüze çektik. Parmaklarımız aynı şehrin üzerinde durdu:
Paris...
Eski bir düş için hakikate dönüşme vakti gelmişti.
Tüm Pink Floyd albümlerini i-pod'larımıza yükledik, çantalarımızı sırtladık ve yola koyulduk.
Yol boyu, kitaplardan öğrendiklerini anlattı bana...
Aynı kulaklıktan, aynı şarkıları dinledik; aynı sözlerin ruhumuzda aynı tellere dokunmasına sevindik.
"Kraliçe'yle beş çayı içmek gibi bir heyecandı"
O, 16 yaşındaydı.
Zorluğunu bildiğim, uzunluğunu hâlâ kestiremediğim bir yolun başındaydı.
Ve benim 16 yaş hayalimi yaşamaya birlikte gidiyorduk.
--spoiler--
http://gundem.milliyet.co....2011/1409230/default.htm
--spoiler--
Gecikmiş bir hayalin peşinde...
16 yaşındaydık. Zorluğunu bilemediğimiz, uzunluğunu kestiremediğimiz dikenli bir yolun başındaydık.
70'li yıllardı. Sokaklarda kan vardı.
Melankolik, ürkek çocuklardık.
O dönem çıkagelen bir albüm, bizi bizden almıştı.
Kapağında alevler içinde bir adam, bir diğeriyle el sıkışıyordu.. içinde bir erkek sesi "Keşke burada olsaydın" ("Wish you were here") diye inliyordu.
O güne dek dinlediğimiz hiçbir müziğe benzemiyordu.
Gitar solonun peşine takılıp biz de yitirdiğimiz arkadaşlar, özlediğimiz dostlar, ayrıldığımız kızlar için söylüyorduk:
"Keşke burada olsaydın!
* * *
Pink Floyd, müzik dünyasını sallıyordu o zamanlar...
ilk albümleri için stüdyoya girdiklerinde yan stüdyoda Beatles, "Abbey Road"u kaydediyordu. Heyecan içinde gidip tanışmışlardı; sonradan "Kraliçe ile beş çayı içmek gibi bir heyecandı" diye yazmışlardı.
Beatles yolun sonuna yaklaşıyordu; onlarsa henüz yolun başındaydı.
Ve bu 4 genç adam, yakında Beatles'ın tahtını sallayacaktı.
* * *
1979'da "Duvar"ı, ("The Wall") çıkardılar ve ertesi yıl turneye çıktılar.
Biz, bir kan denizinde boğuluyorduk. Değil konserine gitmek, "Duvar"ı bulmak bile lükstü.
Kocabeyoğlu Pasajı yanındaki bir plakçıdan kasete kaydettirip dinlediğimizde ve sözlerini sözlük yardımıyla çözdüğümüzde anladık ki, bizi kuşatan duvardı anlatılan...
Siren sesleri, uçak sesleri, faşizmin ayak sesleri vardı fonda... Ama baskı, sadece militarizmden gelmiyordu; sudan programlarıyla televizyonlar, tüketime çağıran reklamlar, taze beyinleri koşullayan öğretmenler, hatta annenin kollayıcı kucağı bile, bizi duvarda bir tuğla yapmaya çalışıyordu.
Ve Pink Floyd, bu duvarı yıkmaya çağırıyordu.
Albüm, bu isyan çağrısı nedeniyle birçok yerde yasaklanıyor, yasaklandıkça daha çok ilgi görüyordu.
* * *
Bizse, bahsedilen duvarın içinde kıstırılmıştık.
Onu sadece dinlemiyor, hissediyor, yaşıyorduk.
O ortamda, Pink Floyd'un Avrupa'yı turlayan muhteşem sahne şovuna gitmeyi hayal bile edemiyorduk.
Zaten bir süre sonra onlar da her başarının üvey çocuğuna, "ego"ya yenildiler; kavga edip dağıldılar.
"Duvar", biz göremeden çöktü.
"Wall"u yaratan Roger Waters, yola yalnız devam edecekti.
* * *
Aradan uzun yıllar geçti.
Birkaç ay önce cep telefonuma oğlumdan bir mesaj geldi:
"-Baba, Roger Waters 'Wall'; turnesine çıkmış".;
Evde dinleye dinleye o da bir Pink Floyd hayranı olmuştu. Bütün albümlerini kaydetmiş, sözlerini tercüme etmiş, bize ısmarladığı kitaplardan, hakkında yazılanları hatmetmişti.
Akşama turne programını önümüze çektik. Parmaklarımız aynı şehrin üzerinde durdu:
Paris...
Eski bir düş için hakikate dönüşme vakti gelmişti.
Tüm Pink Floyd albümlerini i-pod'larımıza yükledik, çantalarımızı sırtladık ve yola koyulduk.
Yol boyu, kitaplardan öğrendiklerini anlattı bana...
Aynı kulaklıktan, aynı şarkıları dinledik; aynı sözlerin ruhumuzda aynı tellere dokunmasına sevindik.
"Kraliçe'yle beş çayı içmek gibi bir heyecandı"
O, 16 yaşındaydı.
Zorluğunu bildiğim, uzunluğunu hâlâ kestiremediğim bir yolun başındaydı.
Ve benim 16 yaş hayalimi yaşamaya birlikte gidiyorduk.
--spoiler--
http://gundem.milliyet.co....2011/1409230/default.htm
özür dileyerek söylüyorum ki evet bokunu cıkarttılar.
fethullah gülen gibidir kime hizmet ettiği asla anlaşılmaz.
her başarılı erkeğin arkasında bir kadın, her baş ağrılı bir kadının arkasında kesinlikle bir erkek vardır...
sadece neşet ertaş için yaptığı belgesel için bile sevibilirim sanırım.
http://alkislarlayasiyoru...dunya-garip-belgeselinden
http://alkislarlayasiyoru...dunya-garip-belgeselinden
dünkü yazısı ile etnik kışkırtıcılık yapıp bu gün bodrumda bomba patlamasına sebep olan ajan-yazar.
fazlasıyla kıl olduğum şahısların başı çekeni.
bir mekana girdiginde onemli sanatcilarin bile programi kesip hosgeldiniz can bey deyip selamlamasinin ardindan programa devam ettigi gazeteci, arastirmaci, yazar. bugunlerde arasi hukumetle aciktir ama kendi dogrusundan hic bir zaman vazgecmemistir.
ozellikle nuray mert^e itafen yazdigi mert dayanir yazisi cok etkileyici ve serttir, ulke gundemini o gun o yazi olusturmustur.
ozellikle nuray mert^e itafen yazdigi mert dayanir yazisi cok etkileyici ve serttir, ulke gundemini o gun o yazi olusturmustur.
"artık başka biri alacak yerimi. Ve biliyorum zamanla unutacaksın beni, ama son kez düşün; sevebilir mi seni, benim sevdiğim gibi." *
“ ” ’ “ dir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar