Ben bayrağı özgürlük olarak görüyorum sen ise farklı. iki pencereden görünen yol aynı değildir. Can dündarın ayrı bir yeri vardır bende. Farklı bir yerden bakmış.
Bana göre vatan haimliği bu yazı sana göre sonunda biri gördü.
Bakış açılarımızı genişletemezsek hep böyle olur. Bayrak türkiyenindir. Türkünün kürdünün lazının çerkezinin... aksini düşünen bir dakika daha durmasın.
öyle zordur ki, bazıları empati yapmaya çalışırken bokunu çıkarıp aynı görüşte-inançta-siyasi düşüncede olmadığı kişilerin, grupların körü körüne savunucusu ve yalaması oluverir.
can dündar iyi bir gazeteci, araştırmacı ve entellektüel bir insan, saygı duyuyorum kendisine tamam. amma velakin empati yapmaya çalışırken maalesef "kraldan daha kralcı" oluveriyor. birilerinin hakkını savunup tarafsız ve hür düşünceli imajı çizmeye çalışırken maalesef bir başkasının hakkını cayır cayır çiğniyor, incitiyor, kırıyor ve abuk subuk ifadeler içinde boğulup gidiyor.
kendisi madem empati düşkünü, soralım bakalım aynı yazı şu şekilde yazılabilir miymiş?
köyümüze bayrak diken, karakol açan adamlarla mı barış yapılacak?
cevabım: evet, onlarla yapılacak.
diyeceksiniz ki: ortaklık bayrağı oradan indirmekle başlar.
cevabım:
hayır, maalesef oradan başlayamıyoruz.
neden mi?
biz bayrağı, inkarla, zorla, eziyetle özdeşleştirdik de ondan...
türkler, türk bayrağını, güneydoğu'da şehit düşmüş gariban öğretmenin, memurun, askerin, ufacık bebeklerin tabutunda gördü en çok... sabahları selam verip, akşamında cenazesi gelen şehit komşusunun balkonunda gördü. askere gönderip gece gündüz ölüm haberini beklediği evladının, şark hizmetine yolladığı öğretmen kızının, doğuda hasta bakarken kurşuna dizilen doktor abisinin elinde gördü..."
sevgili can, al burdan yap empatiyi. bak bakalım "evet yapılacak" demekle oluyor mu barış!
Bakış açısı işte. O adam bayrağı eziyetle özdeşleşmiş olarak görüyor, biz ise şehitlerin kanıyla özdeşleşmiş olarak görüyoruz. Milli marşımızı da andımızı da beyfendi rahat olsun zaten hükumet marşı da andımızıda silmek için elinden geleni yapıyor. Siz bizden değilsiniz bize boyun eğeceksiniz ne ya? Kim kime boyun eğiyor küçücük yavruları mehmetçikleri öldüren adamlar mı? Biz ona boyun eğmek demiyoruz terör diyoruz. Ki zaten boyun eğin diyen yok olana saygı duysunlar diyoruz zira köpek bile yediği kabı pislemiyor. Bu düşüncelerimi görüp okuyacağından değil ama insan işte sinirleniyor teröristlere cesaret veren bu ahlaksızları görünce.
Bayrağa saldıracak adamlarla mı barış yapılacak?
Cevabım: Evet, onlarla yapılacak.
Bunun böyle olduğunu da herkes biliyor zaten... Ankaraya küsmüş, silaha sarılıp kopma yoluna girmiş, bölge halkının önemli bölümünü de yanına katmış bir hareketi yeniden ortaklığa çekmenin mücadelesi veriliyor. Diyeceksiniz ki:
Ortaklık bayrağa saygıdan başlar.
Cevabım:
Hayır, maalesef oradan başlayamıyoruz.
* * *
Neden mi?
Biz bayrağı, inkarla, zorla, eziyetle özdeşleştirdik de ondan...
Kürtler, Türk bayrağını, dağlara kazılmış Ne mutlu Türküm diyene yazılarının fonunda gördü en çok... Türkiye Türklerindir sloganının yanında gördü. Türküm, doğruyum, çalışkanım diye başlayan sabah törenlerinin direğinde gördü...
Dışkı yedirmek üzere köylerine gelen askeri cemsenin üzerinde gördü.
Siz istediğiniz kadar Biz Türk derken onları da kastediyorduk deyin; öyle hissetmeyenler için bayrak, Siz bizden değilsiniz, ama bize boyun eğeceksinizin sembolü oldu.
Milli Ant da öyle...
istiklal Marşı da öyle...