her şarkısı güzeldir fakat derda ayrıdır. tarzı da oynak ama sözleriyle de yer yer düşündüren kaliteli sanatçı. dövme yaptırmayı da çok sever. en çok sevdiği kişi ise annesiymiş.
Bu cumartesi koç Üniversitesi radyosu kuradyo'ya telefonla konuk olacak adamdır. Saat yirmide yayınlanacak röportajda yeni kitabıyla ve albümüyle ilgili konuştuk.
türklere hizmet eden yahudi. şarkıları çok iyi kendisi de pek mütevazi. bir kez tanışma fırsatı buldum kendisiyle, aynı spor salonuna gidiyormuşuz da hiç denk gelmemişiz, bir kere tek gördüm onu. metobolizmasında sorun varmış, ne kadar yese de yeterince kas yapamıyor benimkiler gibi.
bana bir saz verin ve meczup dışında adam gibi bir tane bile şarkısı olmayan çemçük aazlı şarkıcı. ha, o iki şarkıda da replay tuşuna tecavüz ediyorum o ayrı...
Çok büyük yetenektir. Umarım sıkılmaz ve arada kaynamaz. Kültür çümbüşüdür, yakışıklı bir delikanlıdır. Umarım hep orada burada karşımıza çıkar. Şiir kitabı bile vardır. Ve oldukça başarılıdır. Ama şiirlerini okumak ve de klasikleştirmek için daha önümüzde uzun yıllar vardır, ya da ölmesi falan lazım.
Değmez dedi.;Yolunu beklerken içtiğim sigaralar ve dün geceden arta kalan ne varsa masada.Erken saatte uyandım.Yatak odamın tavanı eğilirken üzerime. Bir saat daha uyudum. Belki iki.Havada ölü bir romantizm vardı ve bir ninni örttü üzerimi. Anlaşılmamak acıktırıyordu insanı. iki gün önceden kalan pizzanın son dilimini ısıtacaktım. Mikro dalga;Değmez dedi. Ne kızgındır arka koltuğunda bayıldığım taksici şimdi. Acaba son bardağım nerede kırıldı. Karşılıksız sevmek makro bir dalgadır.Onu anladım. Oturdum biraz kitap okudum. Şu hayatta ne öğrendiysem telefon beklerken öğrendim. Onu anladım. Bir kitap bitti. Diğerine geçtim. Sırtım ağrıyordu nedense. Uzanmak istedim doğruldum. Yastık;Değmez dedi. Küçükken dinleyip unuttuğum masalları düşündüm uzun uzun. Aklıma hiç biri gelmedi. Son mesajlaşmalarımıza bakayım dedim.Telefon;Değmez. Kötü bir gün geçiriyordum. Buna alışığım. Kötü bir gün geçirmek beni daha sivri bir insan yapacaktı. Ne de olsa Bizi öldürmeyen her şey bize sihirli güçler katacaktı. Bir sigara daha yaktım. içki içmek için çok erkendi. Yeniden doğmak için çok geç.Başka bir şehirde yaşamak için. Doktor olmak için mesela. Her şeyi bırakıp gitmek için çok geçti.Tekrar çocuk olmaya karar vermek için,Yeni yeni yerler keşfetmek için. Bir daha sevmek için..
Yarım şişe viski vardı tezgahın üzerinde. Elim kesme bir cam bardağa yürüdü. Bardak;Değmez dedi. Seni sevmek seni mutlu etmekti. Seni sevmek, Geceden kalan viskiyi gündüz gözüyle şişeden içmekti. Teşhis edilemeyen bir hastalık gibi. Genç yaşta başlayan bir bağımlılık. Gösteriş olsun diye alınıp bir sayfası bile okunmayan kitaplar gibiydi sevilmek. Seni sevmek adaletse;Tanrılar hüküm giymeliydi. Ayakkabılarımı giyip çıktım evden. Biz romantikler deniz kenarında yürümek insana iyi gelir zannederiz nedense. Sahiller kandırılmışlar ve aldatılmışlarla doludur bu yüzden. Şimdi bir denize atsam kendimi. Boğulacağım şey önce kendi karanlığım olacaktır dedim içimden. Bir resmini buldum iç cebimde. Ve ellerim hep yara iziydi. Bir banka oturdum. Ölümü düşündüm. Ölümün ilk işareti Doğumu düşündüm. Martıları izledim dans ederlerken.Rüzgar;değmez dedi. Sonra o biri geldi yanıma.Gözleri aynı sen. Merhaba dedi. Dudakları, Gözleri aynı sen. Şiirlerdeki kadar korkutucu değildi sonra hayat. Seni son gördüğümde o bankta oturuyordum ben. Sana en yakın olduğum şey yırtık ellerimde solgun bir resimdi. Seni sevmek yapabilmek değil. Yapmasını sevmekti. Seni sevmek ,Yokuş aşağı hızla giden patlak frenli bir arabanın içindeyken, Çalan şarkıyı sevmekti.
Banktaydık, oturuyorduk. O vardı. Ben vardım. O aslında en çokta sendin. Ve bunu neden sonra anladım. Gülümsedim öylesine.
O sen de gülümsedi. Sahil, Yeniden aşık olmak için elverişli bir yerdi. Tam sevecektim seni her yerinden,
Hayat girme o topa,
değmez dedi.
--spoiler--
''içmek için çok erkendi
yeniden doğmak için çok geç
Başka bir şehirde yaşamak için
doktor olmak için mesela
Her şeyi bırakıp gitmek için çok geçti.''
--spoiler--
facebook ortamında ve sözlüklerde fazlaca hakaret edilen şarkıcı. görüntüsüne karışan mı dersiniz, giyinişine laf atan mı yoksa sesine mi saymakla bitmez. insanlara yıllardır anlatamadığımız bir şey var ''saygı'', ''hoşgörü'' esas olmalı. sesini ya da kılığını kıyafetini beğenmediğim biri hakkında ağır hakaret ederek kendimi tatmin ediyorsam bu bendeki bi kişilik sorununa işaret eder. daha önce arkadaş bi şarkısını atmıştı hoşuma gitti, şimdi de gidiyor. ne giydiği, yediği, içtiği, dediği de umrumda değil. kaçıncı olacağı da umrumda değil. beni tek üzen bu kadar hakarete maruz kalması. gençlerin hevesini kırmak için yapmayacağımız şey yok. ha bir de bunu bir şey üretmeden yapıyoruz ya o daha acı.