20 martta sakarya radio pub'da konser verecek olan, tarzını ve kendisini sevdiğim, enteresan bir kişilik. 3. görüşmemiz olacak* bu sefer bar sahibinin kız kardeşi kontenjanından kendisiyle bayağı ilgileneceğim. * belki de çoğunluğun sevmemesi yüzünden daha çok seviliyor, bilinmez.
şişen ve sönen bir isim daha zaten kaliteliysen zıplar yok değilsen can bonomo iyi örnek. ona verilen şans çoğu kaliteli insana verilemiyor malesef değerini bilemedi sanırım.
şans eseri youtube da gezerken gördüm.
eurovvision'dan sonra kemik kitlesine geri dönmüş olan sanatçı. kendisi de bunu söylemişti zaten. tarzı çok uzun süre aman aman popüler olacak bir tarz değildi. sönmedi, zira hiçbir zaman ünlü oldum tribine girip şişinmedi. sadece eurovision'a katıldı.
şişip sönen bi adam değildir. zaten az kişi dinliyordu gene az kişi dinliyor bilen bilsin seven sevsin diğerlerine de pek gerek yok. onun dışında sahne enerjisi mükemmel olan konserde eğlendiren bi adam. dans etmemek elde değil yeri gelir göbek de atarsınız o da atıyor zaten.
bugün katıldığı radyo programını arayıp onca yoğun telefona rağmen tesadüfen de yayına bağlanınca birkaç dakikalık hoş sohbetimin geçtiği insan. zira rahat adamdır kendisi ve samimidir. bknz konuşmanın ilk iki cümlesi: ' selam naber? iyidir can senden naber? iyi bizde yaa aynı işte bildiğin gibi. ' sonrasında da iyi bak kendine görüşürüz tarzında falan. tam beklediğim gibi. yayına önceden bağlanan 13 15 yaş arası kitlede sıktı zira. kendisini eurovision dan bir buçuk yıl öncesinden beri dinlerim. açıkçası bende bu mizaçta bir adamın eurovision a katılmayı kabul etmiceni düşünmüştüm ilk başta tarzından dolayı ama bir zararı da olmadı. tanıyan insan çoğaldı tabi orası ayrı ama eskiden dinleyen yine dinliyor adamı değişen birşey yok. bilgi üniversitesi sinema okumuş sonrasında bir dizide oynamış onlardan evvel radyo programcılığı geçmişi olan biridir. çok okur, çok yazar. yazdığı şiirlerin hastasıyızdır. aşık olmayaydık iyiydi şiirini kendi ağzından dinlemek bir şölendir adeta. alır götürür. 'hoppala' adında üniversitedeyken çektiği bir kısa filmi de vardır. kendi sitesine mail adresinizi bıraktığınız zaman aylık bülten gelir tüm team bonomo ekibinin o ayla ilgili yazdıkları şeylerin bulunduğu. son olarak uzun yıllar bu çizgisini devam ettirmesini diliyoruz efendim gözlerinden öpüyoruz. muhabbetle bono.
Taksim Gezi Parkı direnişlerinin ilk günlerinde (31.05.2013) polisin attığı gaz bombası kapsülünün başına isabet etmesiyle yaralanarak yoğun bakıma alınan ve uzun süredir uyutulan Lobna Allami adlı Ürdün asıllı Türk vatandaşı için yazdığı şiir aşağıdadır. Beynin sol tarafında ağır oluşan Lobna'nın durumu ise ciddiyetini korumakta. Biz bu adamı yok adı, yok müziği yok dini için o kadar eleştirdik ki insani taraflarını atladık.
Sen gittikten sonra kardeşim
Bir anneye en yakın şeyi aradık
ilk yardım kutularının kokusunda
Biz meraklı gözlerimizle vakitsiz üzgünler
Hasretle sürülen tentürdiyotlarla piyon
Ve bir yara bandıyla iki yarayı birden kapamak yokluklarda
Sonra her yalnız biraz daha üşüştü o meydanlara
Sana çapulcu dediler, bize başka
Sevdaya dair her şey kurşun geçirmezdir kardeşim!
Sen de öylesin unutma...
Sonra karıncalar terk etti
o dilekler astığımız ıhlamur ağaçlarını
Kuşlar bayraklarını yarıya çektiler
Paçavradan çadırlarla yarı yarıya örtük
Ama bir o kadar da mümkün o tavansız evimizde
Sen gittin ve televizyona küstü herkes
Sokak köpekleri hepimize küstü üzüldük
Sen gittikten sonra kardeşim
Bir delikanlılar gördük ki fiyakalı
Bir genç kızlar ki alimallah
Yağmurlar yağdı yağmurlar dindi
Gözle göğün arasında bir yerlerde
Sabah oldu akşam oldu sabah oldu uyumadık
Aydınlığı aydınlık tutan devinim
uykuda da direnmektir kardeşim...
Sen de uyanacaksın!
Sonra bulutlara abanan şimşeklerle aydınlandı yol
Kol kola bağırırken o vazgeçemediğimiz şiirleri
Özgürlük artık bir kirdi ve tiner koktu dövme duvar
Sen gittin ve iki yeni film geldi Beyoğlu Sineması'na
Meydanlar bir doldu bir boşaldı
El ele tutuşan çocuklarımız kaldı güzel
Bir de kara bulutların arasında göğe yükselen ezan
Ablukada kapkara bulutlarla adalet
Kalabalıkların arasında kaybolan merhamet ve iz'an
Gözle göğün arasında bir yerlerde.
Meydanları bir doldurdu bir boşalttı kardeşim
Sen gittikten sonra
Çok su şakası yaptılar bize
Bir su ki ateşi yutmuş üstelik
Kanadıkça kanadıkça bir inat
Cebimizde limonlar ve çantalarımızda Anestol Pomat
Sen gittikten sonra
Bir yandık da bir söndük
Uzaklaşıp uzaklaşıp
Ağaçlarımıza geri döndük kardeşim!
Sen gittin ve bir ağıt yükseldi o pencerelerden
Tavalardan tencerelerden.
"Dağıt bizi dağıt bizi!"
Gazla karışık bu ağıt bizi
Daha güzel anlatamazdı kardeşim
işte böyle şimd
Hala burada sade
iç cebimizde sevdiklerimizin telefon numaraları
Göğsümüzde kan grubumuz ve içimizde bir umut
Ağaçlarımıza yakın sokaklarda
Sen bekliyoruz en güzel kardeşim
Geri geldiğinde
O ağaçların gölgesinde yeniden
Karıncalar ve kuşlarla
Onlar kadar özgür
Sokak köpekleriyle barışık
Ve en temiz havasında istanbul'un
Bul bizi!
Gül bizi güzel kardeşim...