can alıcı şiirler

entry227 galeri0 video1
    151.
  1. Kimi sevsem sensin, hayret
    Sevgin hepsini nasıl değiştiriyor
    Gözleri maviyken yaprak yeşili
    Senin sesinle konuşuyor elbet
    Yarım bakışları o kadar tehlikeli
    Senin sigaranı senin gibi içiyor
    Kimi sevsem sensin, hayret
    Senden nedense vazgeçilemiyor
    Her şeyi terk ettim, ne aşk ne şehvet
    Sarışın başladığım esmer bitiyor
    Anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
    Dudakları keskin kırmızı jilet
    Bir belaya çattık, nasıl bitirmeli
    Gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
    Kimi sevsem sensin, hayret
    Kapıların kapalı girilemiyor
    Kimi sevsem sensin, senden ibaret
    Hepsini senin adınla çağırıyorum
    Arkamdan şımarık gülüşüyorlar
    Getirdikleri yağmur, sende unuttuğum
    Hani o sımsıcak iri çekirdekli
    Senin gibi vahşi öpüşüyorlar
    Kimi sevsem sensin, hayret
    in misin cin misin anlamıyorum .
    0 ...
  2. 150.
  3. güneş değilse bile
    benden hatıra diye
    bir mahzun mum ışığı
    yanadursun içinde
    sakın üfleme!
    1 ...
  4. 149.
  5. gökte rahmet olsan; umrum değilsin
    senin yağmurunda ıslanmıyor bedenim
    kızgınlığım sana değil; kendime, benim
    senin mevsiminde; açmıyor, benim çiçeklerim!
    3 ...
  6. 148.
  7. Başka biri olacaksın istemesen de
    Tenine başka bir ten dokunduğunda
    Gövden buluştuğunda başka bir gövdeyle
    Başka bir nefesle karıştğında nefesin.

    Başka biri olacaksın istemesen de
    Gece uykunda ya da gün ortasında
    irkileceksin apansız bir duyguyla
    Bir uçurum kıyısında sendelemiş gibi.

    Başka biri olacaksın istemesen de
    Bakışlarımın izini taşıyan giysilerin
    Tüketecek ömürlerini birer birer
    Değişecek yeri bir dolabın,pencerede bir çiçeğin.

    Başka biri olacaksın istemesen de
    Dudaklarında benden sonraki bir çizgi
    Tanımadığım bir ton gülüşünde
    Ve artık beni unutmaya başlayan gözlerin.

    Sonra, sonra başka birisin…

    ATAOL BEHRAMOĞLU
    1 ...
  8. 147.
  9. uzunca zamandır görmeyeli seni
    bir başka kadın, bi hoş olmuşsun
    kollarıma alıp da sarmayalı seni
    beyaz peynir gibiydin kaşar olmuşsun
    1 ...
  10. 146.
  11. EY SEVDAM NEREDE KARŞILAŞTIK SENiNLE
    NEREDE DOLDUK NEREDE TAŞTIK SENiNLE
    BEKLEDiĞiMiZ SABAHLARI GÖREMEDEN BAK,
    BAK MEZARA YAKLAŞTIK SENiNLE
    .
    .
    .ABDURRAHiM KARAKOÇ
    0 ...
  12. 145.
  13. AŞKLA SANA

    alnını
    dağ ateşiyle ısıtan
    yüzünü
    kanla yıkayan dostum
    senin
    uyurken dudağında gülümseyen bordo gül
    benim kalbimi harmanlayan isyan olsun
    şimdi dingin gövdende
    uğultuyla büyüyen sessizlik
    birgün benim elimde
    patlamaya sabırsız mavzer olsun

    başını omzuma yasla
    göğsümde taşıyayım seni
    gövdem gövdene can olsun

    söyle bana ey
    ölümün açıklayıcı pervanesi
    hangi yavru tek başına yiğittir
    hangi yangın bir başına söndürülür
    ah herkes susuyor
    hiçkimse bilmiyor içimin yangınını
    ah herkes mi susuyor
    kalbimi kalbine bağladım dostum
    ah herkes mi susuyor
    kalbi kalbimize benzeyen dostlar
    bir çarmıh gibi bırakıyorken kendini dünyaya
    hayatın ateş renkli kelebekleri
    bir bir tutuluyorken korkunç koleksiyonlar için
    ah herkes mi susuyor

    bağırsam içimdeki dehşeti
    hırsım deler mi toprağı
    beni
    acısıyla onduran
    dostumu
    aşkla vurduran hayat
    sana
    yaşananla harlanan bağrımın sevdasını akıttım
    dünyanın yeni baharına
    çatlarken kadim güneş
    bağrım delinirken fidanların kanıyla
    anamın doğurgan karnıdır diye
    sevgilimin sütlenecek göğsüdür diye
    dostumun üretken gülüdür diye
    sana bağlandım
    sana sarıldım

    beni umutsuz koma
    tarihle avutma beni
    çünki aşkla sınanmışım sana
    sana yangınla, suyla, ateşle
    ölümle, yaprakla, şiirle sınanmışım
    ey yaşarken kanayan acı
    şimşekli gök, tufan, kan fırtınası
    uçurum kıyısında hızla büyüyen ot
    yapraksız bir ölümün anısı için
    körpecik kuzuların derisi için
    beni tarihle avutma
    umutsuz koma beni

    akıtsam deliren sevdamı
    köpürür mü hayatı besleyen su
    ey benim
    yedi başlı kartalım
    her başını
    bir dağ başlangıcında koyanım
    senin
    böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan gövdendir
    bizim aşkımızı solduranların korkusu
    çünki elbette bir su
    kendi akacağı toprağın sertliğini bilir
    ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak
    artık ırmak mı ne denir
    işte devrim
    ona benzer bir akışın hızına denir

    yarın ne olur bilirim ben
    bahar gelir, otlar büyür
    ölüm de yapraklanır
    bir dağ bulur uzun uzun bakarım
    bir çam ağacı gölgesi
    güzel kokular veren
    bir damla güneş görünce
    sana da gülümseyeceğim yarın

    şimdi senin uzanıp yattığın otlarda
    yarın yeni bir yeşillik büyüyecek

    (bkz: Arkadaş Zekai ÖZGER)
    1 ...
  14. 144.
  15. Şarkı söylüyormuşum
    Sokaklarda,
    Görmüşler.

    Yere yere bakıyormuşum
    Yürürken
    Duymuşlar.

    Sonrasını kendileri uydurmuşlar.
    0 ...
  16. 143.
  17. gelsene dedi bana
    kalsana dedi bana
    gülsene dedi bana
    ölsene dedi bana
    geldim
    kaldım
    güldüm
    öldüm

    nazım hikmet
    1 ...
  18. 142.
  19. gönlüm uçmak isterken semavi ülkelere,
    ayağım takılıyor yerdeki gölgelere.
    n.f.k.
    0 ...
  20. 141.
  21. BENi CANDAN USANDIRDI

    Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
    Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı

    Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
    Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı

    Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
    Uyadır halkı efgânım gara bahtım uyanmaz mı

    Gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su
    Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı

    Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen
    Desem ol bî-vefâ bilmen inanır mı inanmaz mı

    Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
    Bana ta'n eyleyen gâfil seni görgeç utanmaz mı

    Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
    Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı

    fuzuli
    0 ...
  22. 140.
  23. bugün pazar.
    bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
    ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
    bu kadar mavi
    bu kadar geniş olduğunu şaşarak
    kımıldamadan durdum.
    sonra saygıyla toprağa oturdum,
    dayadım sırtımı duvara.
    bu anda ne düşmek dalgalara,
    bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
    toprak, güneş ve ben...
    bahtiyarım...

    nazım hikmet
    0 ...
  24. 139.
  25. Bir Cezaevinde Tecritteki Adamın mektupları bu başlığa örnek olarak verilebilir zira yeterince can alıcıdır.
    0 ...
  26. 138.
  27. Edip CANSEVER şairin seyir defteri..meraklısına..
    0 ...
  28. 137.
  29. 136.
  30. vazgectim bu dünyadan tek ölüm paklar beni
    degmez bu yangin yeri avuc acmaya degmez...

    shakespeare.
    çeviri : can yücel
    1 ...
  31. 135.
  32. Türk çocuktur, yaşamaz babasız,
    Karanlıkta kılavuzsuz, lambasız
    Artık çiftlik değil bir il memleket,
    Malikane yazılmaz taşında,
    Tepesinde kahramanlar olunca.
    Bu memleket daim gitmez ileri
    ilk sırayı aristokratlar alınca
    Paslı kalmış kalbindeki cevheri.
    Tutun kızlar tutun birleşsin eller
    Çalın sazlar çalın kırılsın teller
    Dönün kızlar dönün kıvrılsın beller
    Uzun siyah saçlar tel tel dökülsün.
    (propaganda şiir okuyan çocuk)
    2 ...
  33. 134.
  34. 133.
  35. boynuna o yeşil fuları sarma çocuk
    gece trenlerine binme kaybolursun
    sokaklarda mızıka çalma çocuk
    vurulursun..

    attila ilhan
    5 ...
  36. 132.
  37. seni saklayacağım inan.
    yazdıklarımda, çizdiklerimde,
    şarkılarımda, sözlerimde.

    sen kalacaksın kimse bilmeyecek.
    ve kimseler görmeyecek seni,
    yaşayacaksın gözlerimde.

    sen göreceksin, duyacaksın.
    parıldayan bir sevi sıcaklığı,
    uyuyacak, uyanacaksın.

    bakacaksın, benzemiyor,
    gelen günler geçenlere,
    dalacaksın.

    bir seviyi anlamak,
    bir yaşam harcamaktır,
    harcayacaksın.

    seni yaşayacağım, anlatılmaz,
    yaşayacağım gözlerimde;
    gözlerimde saklayacağım.

    bir gün, tam anlatmaya...
    bakacaksın,
    gözlerimi kapayacağım...
    anlayacaksın.

    (bkz: özdemir asaf)
    0 ...
  38. 131.
  39. Gittiğine inansam dönmeni beklerdim
    Köhne gemiler geçiyor içimden
    Hangi sokağa dalsam hangi kapıyı açsam
    Ardında sen

    Hep sesine bir kulaç kala boğuluyorum
    Bilmem
    Sen mi erken demir alıyorsun
    Ben mi geç kalıyorum

    Ellerimi bıraktığın yerden
    Çığlar yuvarlanıyor ta şurama
    Her gece fırlatıp denizlere
    Yitirilmiş tebessumleri
    bir cigarayla parmak uçlarımı öldürüyorum
    çürümüş rüyalardan arta kalan mirasınla
    yolcusuzu yollara döndüm
    alnımdaki girdaplar şimdi kan tarlası

    fırtınalar kopuyor demişsin
    yüreğinin en rüzgarsız yerlerinde
    oysa ben
    bin mevsim sana fırtınalandım
    sen bilmedin
    gittiğine inansam dönmeni beklerdim ..

    (bkz: kahraman tazeoğlu)
    (bkz: düskavuran)
    2 ...
  40. 130.
  41. bir tek senin görebileceğin bir yerden
    sana gülümsüyorum
    onların duydukları kahkahalarım değil
    aşkı tarif gerekirse sana
    anlatayım
    aşk ne biliyor musun
    benim sana yaşadığım
    senin durmadan üstüne bastığın..
    0 ...
  42. 129.
  43. USTURA
    Bu yokluk canıma tak dedi
    Bu fakirlik mideme dokunuyor
    Bu yalnızlık koyuyor bana
    Param olursa bir ustura alacağım
    Şöyle halis çelikten pırıl pırıl

    Ötesini bilirsin!

    ümit yaşar
    1 ...
  44. 128.
  45. tatlı bir ömür gibi gitmeye niyetlendin
    ayrılık atını eğerledin inadına.
    git, yeni ülkeler gör, büyülü diyarlarda gez.
    ama benimle eğleştiğin toprakları da unutma, hatırla emi!
    gittin ey sevgili şimdi yollardasın
    ayın değirmisini başına yastık yapmış uyumaktasın
    güzel uykular, renkli düşler seninle olsun
    ama bir zamanlar dizlerimde yattığını da unutma, hatırla emi.

    mevlana celaleddin rumi.
    0 ...
  46. 127.
  47. BAĞLANMAYACAKSIN

    Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
    "O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
    Demeyeceksin işte.
    Yaşarsın çünkü.
    Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
    Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
    Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o'nu sevdiğinden.
    Çok sevmezsen, çok acımazsın.
    Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
    Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
    Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
    Senin değillermiş gibi davranacaksın.
    Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
    Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
    Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
    Paldır küldür yürüyebileceksin.
    ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
    Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
    Gökyüzünü sahipleneceksin,
    Güneşi, ayı, yıldızları...
    Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
    "O benim." diyeceksin.
    Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
    Mesela gökkuşağı senin olacak.
    ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
    Mesela turuncuya, yada pembeye.
    Ya da cennete ait olacaksın.
    Çok sahiplenmeden,
    Çok ait olmadan yaşayacaksın.
    Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
    Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
    ilişik yaşayacaksın.
    Ucundan tutarak...

    CAN YÜCEL
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük