derdimin yangını sardı gölgeni
bir mahkûm kanıyla aktı izlerin
deniz ölesiye severken seni
neden gemileri yaktı gözlerin
yıkıldı yolunu bekleyen şehir
şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir.
böyle mi davranırdım, daha önce bilseydim,
bir çocuk olduğunu anlasaydım, görseydim.
bu kadar sevilmeye bir dalını eğerdi,
keşke senin yerine bir ağacı sevseydim.
'Seni soruyorlar, öldü mü diyeyim yoksa dönecek mi?
ikiside imkansız değil mi?
Çünkü biliyorum; Asla geri dönmezsin
Ve biliyorsun; Sen benim için asla ölmezsin!''
--spoiler--
azrail ruhumdan kalan kırıntıları toplayacakken yerden
ensesine sivriltilmiş bir şiir sapladım
cesedini katlayıp cebime koydum
köşeyi dönerken tanrıyla çarpıştım
elimdeki bütün dualar yere düştü
bakıştık
bakıştık
bakıştık.
eğilip yerden duaları kaldıran olmadı
ben de ona edgar allan poe'dan bir dize bağırdım
ve kaçıp nietzsche'nin bıyıkları ardına saklandım.
psikolojik sorunlarımı bir cami avlusunda kuşlara attım
--spoiler--
Senden sonra öyle bir adam oldum ki,
Geride bıraktığın "ben"i başkalarına veriyorum.
Bazen çok oluyorum onlara, biliyorum.
"Üstü kalsın" diyip, senin gibi ben de gidiyorum.
Göremezler göremezler.. kalbindeki elmasa erişemezler.
çözemezler çözemezler.. onun bir düşü var ki asla asla bilemezler..
Onu nasıl sevemezler.. bilemezler hiç hiç sevemezler
Şimdi o, kanatlarını rüzgara açmış, dur diyemezler diyemezler..
Yıldızların arasında o kadar parlak ki onu seçemezler seçemezler..