sanırsın dinciler hastalanınca dua edip allah'tan yardım diliyor. aksine, parmaklarına diken batsa hastaneye koşuyorlar. o zaman bu sayıda bir gariplik var.
üçüncü sınıflıkla geri kalmışlıkla alakası olmayan sorunsal.gerikafalılığımızın, basiretsizliğimizin vede tembelliğimizin kabahatini hep dine yükleyip yan gelip yatanların şikayetçi olduğu durumdur.
(bkz: uzaya roket gönderdin de camiler mi engel oldu?)
yerlerinden oturup her şeye laf getiren kalpazan insan sözüdür. doğru olsa dahi "sende miskin miskin oturma cami yapmaya çalışanlar gibi sağlık ocağı yap" denecek adamdır.
kesinlikle saçma bir durumdur. bu durum biraz da ülkemizdeki dini kesimin dar görüşlü geleneklerinden kaynaklanmaktadır. örneğin bir cami yapımı için yardımda bulunan insanlarımızın çoğu bir sağlık ocağı yapımında aynı hassasiyeti göstermediğini tahmin etmekteyim. oysa sağlık ocağına ihtiyaç duyulan bir yere sağlık ocağı yapılması yakınında bir kaç cami bulunan bir yere cami yapılmasından daha hayırlı bir iştir kanımca.
ülkenin ücra köşelerinde dahi camiye imamlık edecek bir din bilgini illa bulunurken , sağlık ocağına önderlik edecek bir doktor bulunamayacagından mantıklı bir durumdur.
gayet mantıklı durum. sağlık ocağına hasta olunca gidersin, camiye günde 5 kere. devletimizin herkes galeyana gelipte namaza başlarsa ve namazını camide kılarsa o zaman ne yaparız diğer tarafta bizi çayır cayır yakmazlarmı deyip önlemini almasıdır aslında. çokta sorgulanmamalıdır. devlet açısından sağlık ocağı çok daha maliyetli bi olaydır. halıdan fazlası gerekebilir. hem saglık ocaklarında imam hatipli kadrosu yoktur. (bkz: ironi)
insanların diğer tarafa daha fazla önem vermesini sağlamak amaçlı yapılan sistematik saldırının bir parçası. "siz öteki tarafı düşünün biz burda sizin yerinize dünyevi işleri hallederiz" diyen sistemin çok iyi başardığı durumdur. örneğin bazı bölgelerde birer ev arayla yada aralıksız üç camii yi yan yana görebiliriz (bkz: zile) bu camiilerin kapasitesinin minimum 500 kişi olduğu ve düşünülürse tek camii bulunduğu bölgeye gayet rahat yetmektedir ki ülkemizin her mahallesinde fazlasıyla camii bulunmaktadır. bu camiilerin yerine olması gereken okullar yada sağlık ocakları, hastahaneler yok.
cami yaptırıp cennete gideceğini sanan, o camiye gidip ibadet eden herkesin sevabından bir kısmının camiyi yaptırana verileceğini varsayan zihniyetin sorumlu tutulabileceği gibi yapılan birçok okul, sağlık ocağı, hastahane gibi hizmet binalarının personel ve malzeme yetersizliğinden dolayı çürümeye terkedilmeside bunun üzerinde büyük etkiye sahiptir.
bu entrymden cami yapılmasına karşı olduğum gibi bir kanıya varılmasını istemem, camiler halk tarafından yaptırılıp, ihtiyaçları halk tarafından karşılanır, cami konusunda halk üzerine düşeni fazlasıyla yapmaktadır, oysa bir sağlık ocağı için en az 5 doktor, 10 hemşire ve diğer personel ile tıbbi birçok malzeme gereklidir, devlet halihazırda bulunan hastahanelerin ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmişken, yeni bir sağlık ocağı vs gibi hizmet binalarını yapmasını beklemek biraz saflıktır.
sosyal güvenlik hakkına sahip biri devlete ait bir sağlık kuruluşuna gidip muayene olduğunda sağlık kurumu tarafından talep edilen cüzi bir ücret için bile mna koyum zaten maaşımdan birsürü para kesiliyor birde bu neyin nesi şeklinde düşünmekte * iken nasıl olurda halkın kendi imkanlarıyla yaptırdıkları cami sayıları eleştirilebilir. öğrencilerimizin daha iyi eğitim alabilmeleri için okulların velilerden talep ettiği yardımları "zorla okullar para topluyor" şeklinde yansıtan medya ve bunun olmaması gerektiğini savunan birçok veli varken ne diyebiliriz ki? eğer camilerin sağlık ocaklarından fazla olmasında suçlu arayacaksak biraz da kendimize dönüp bakmamız gerekecek.
mümin sayısının hasta sayısından fazla olmasının gerektirdiği durum. camiye her giden cennete gidemeyeceği gibi sağlık ocağına her giden de sağlığa kavuşamayacaktır. sayısal farklarının hitab ettiği nüfus bağlamında da değerlendirilmesi gerekmektedir. kanımca sayıya sağlık ocaklarıyla birlikte devlet hastanelerini, araştırma hastanelerini, üniversite hastanelerini, özel poliklinikleri, hastaneleri muayenehaneleri de katmak gerekir. ha böyle bir sayısal karşılaştırma neye hizmet eder inanın hala çözemedim.
hayırsever işadamlarımızın hayır işleyecekleri zamanlarda yatırımı allaha yapmalarından kaylanan hadisedir. sağlık ocağı veya hastane yapmak yerine camii yapmak daha hayırlı gibi geliyor olmalı ki en çok ona yöneliyorlar. ve zaten osmanlıdan kalma bir çok camimizde var. sebebi tarihimiz ve hayır işleme eğilimimizdir.
bir camiyi kullananların günlük ortalaması ile bir sağlık ocağını kullananların ortalaması ele alındığında pek de anormal durmayan durum. doğuda niye yok sağlık ocağı diyosanız önce oraya gitmeyen doktora sorun derim.
tek taraflı düşünülünce anlanamayacak durumdur. sağlık ocağını yapmak sorun değildir ama gerekli malzemeleri bulmak sorundur ve daha pahalıdır. camide kaba inşaat bittiğinde bir halı serdin mi iş bitti sayılır, bir tane imam yeter. ama sağlık ocağındaki personel sayısı göz önüne alınınca ve bunların da doğuya gitmemek için her türlü yola başvurdukları düşünülünce acı gerçekleri görebiliriz.
anormal karşılanması anormal olan bir durumdur. ayrıca osmanlı tarihini bilmeyenlerin şaşırabileceği bir durumdur da. zira osmanlı zamanında cami denince akla sadece ibadethane değil insanların günlük hayatta bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir mekan gelirdi ki buna da külliye denirdi. dolayısıyla "eğitim ve sağlık hizmetleri geri kalıyor efendim, ne bu adım başı cami mi olurmuş" muhabbetleri biraz ilkel bir tartışma konusu oluyor.
