Kütüphane olsa dini kitap alıyoruz diye Diyanet bütçeyi en az ikiye katlar.
Sorun camilerin sadece ibadet alanı olması. Vergi veren ama camide hizmet alamayan halkın hakkı var bence. Ülkenin en yarısı kadın onlar da hizmet alamıyor. Camilerin ihtiyaca göre sınırlandırılması teklif edilse din elden gidiyor denecek o yüzden demiyorum.
Eskiden, batinin doğuya özendiği donemlerde, kulliyeler ve camiler içiçeydi. Cami sadece bir ibadet ritüelinin yapildigi yer olmaktan fazlasıydi. Bir ilim ve irfan mektebiydi.
mesela kirsehir cacabey cami eskiden gok bilimleri merkeziydi.
Camiler sadece namaz kildirma memurlarinin işyeri olmaktan çıkarılmalıdır. Ya da ibadet sadece namaz kilmak olmamalidir. camiler Ilim tahsil etme ibadetinin de namazla birlikte icra edildiği geniş anlamda bir ibadet merkezi haline donusturulmelidir.
kitaplara, yararlı ek kaynaklara ulaşımın epey güç olacağı yerlerde(köy, kasaba, uç kentler)olması etiktir. bir mahallede iki cami varsa birinin kütüphane olması hiçbir şeyi sorunlu kılmaz. okuduğumuz sürece doğru düşünmeye başlayacağız.
Amacını çarpıtmanın bir anlamı yok, kütüphaneye bu kadar önem veriyorsanız kitap bekleyen bir sürü kütüphane var onlara destek olun. Gereksiz muhabbetlere katılmayın.
ülkede gereğinden fazla cami, gereğinden az kütüphane olduğu düşünülürse mantıklı olan önerme. ayrıca bu uygulama mimari yapı korunarak yapılırsa, dolaylı yoldan da olsa okuyan insanları camilere çekebilir. bu da günümüzün en büyük sorunu olan siktiğimin ortaçağ zihniyetli cihatçılarının azalmasına sebep olur. insanlar kuran'ı okuyup anlama eğilimi gösterirler. böylece kuranda farklı yazdığı halde(eğer onlar sizinle savaşırlarsa onları öldürün) "hristiyanları öldürün" diyen vicdandan nasibini almamış sözde alimlerden kurtuluruz.
toplam kullanım alanı içine çalışmak zorunda olup çocuk yüzünden çalışamayan annelerin çocuklarını bırakabileceği bir kreş de dahil edildiğinde çok daha faydalı olacak bir projedir.
tabii ki bütün camiler değil, kullanım oranı yok denecek kadar az olan camiler bu iş için biçilmiş kaftandır. böylece bütün gününü boş beleş geçirip avantadan maaş alan imamlar da din adına daha faydalı işlere yönelebilirler.
dikkatinizi çekti mi bilmem ama memlekette camiye sadece tuvaleti için giren insan sayısı, cuma ve bayram namazları dışında vakit namazlarını kılmak için giren insan sayısından çok çok daha fazladır.
zaten cuma ve bayram namazları biri imamlık edecek şekilde en az iki kişilik bir cemaatle de kılınabiliyor. namaza önderlik edecek imamlık vasfını kazanmak da gerçek müslümanlar için iyi bir edinim olacaktır.
ayrıca camide namazdan önce ya da sonra birbirinin yüzüne bakmayan insanlar cemaat oluşturmak için birbirleriyle diyalog kuracaklar, bu da insanlar arasında sosyal bir bağ oluşumuna destek olacaktır. yani camiler insanları kaynaştırma görevini de yerine getirmiyor artık.
bu proje ile, çocuk ve yetişkinlerin din de dahil olmak üzere her konuda daha geniş bilgi edinebilecekleri bir kütüphaneleri, çocuğunu bırakacak yeri olmadığı için çalışamayan kadınlar için de çocuklarını emanet edebilecekleri ücretsiz ya da çok cüzi ücretli bir devlet kreşi olacaktır.
ayrıca bu tesisler az da olsa bir istihdam yaratacaktır.
ve "hülele hülele ateistler cami yıktıracaklar" diye yırtınan müslümancıklara da iki soru sorar, bir müslümana yakışacak dürüstlükle cevaplayacaklarını ümit ederek kenara çekilirim:
- vakit namazı için kaç kere camiye gittiniz?
- gittiğiniz caminin imamına verdiği vaazlar dışında kaç kere şahsi olarak fikir danıştınız?
içine dini kitapların yanı sıra richard dawkins, turan dursun, erdoğan aydın, ilhan arsel kitapları da konulursa ciddi bir meydan okuma olarak adlandırılabilecek dönüşümdür.
bunu yapan mümin, tüm ateist, agnostik, deist tayfaya "restinize rest ulan!" demiş olur. fakat inancına bu kadar güvenen bir babayiğitin çıkacağını sanmıyorum ülkemizde...
200 000 değil, 500.000 kütüphane olsa dahi sonuça varılamayacak hadisedir. zira okuma alışkanlığı cami leri kütüphaneye dönüştürmekle değil, ailede de kazanılır. yabancı kitapların bile tam olarak değil sansürlenerek çevrildiği bir ülkede, üniversite kütüphanelerinde 2-3 bin kitap bulunan bir ülkede, televizyon ve internet bağımlılığının en yüksek seviyede olduğu bir ülkede, eleştirel düşünceye tahammül edilmeyen bir ülkede, her hangi bir kitabın 40 lira olduğu bir ülkede, öğretmenlerin kitap okumaya, üniversitelerin araştırmaya yönlerdirmediği bir ülkede çözüm değildir.
türkiyede kütüphaneleri camiye dönüştürme eğilimi vardır.
(bkz: kemal tahir kütüphanesi)giderseniz 2. kattaki iki çalışma odasının kapatılarak mescite çevrildiğine şahit olabilirsiniz.
saçmalığın daniskası. öyle uzun yazı yazarak konuyu saçma sapan değerlendirerek milleti uyutmayın. Camiilerimiz ibadetimizdir ibadetimizse dinimizin temelidir.
herşeyi geçtim neden camiler kardeşim ? bu ülkenin kütüphane yaptırmaya parasımı yok ? artı bizim insanımız kitap okudu kitap satın aldı da bizmi engelledik bunu ? birakınız bu isleri hazir 3 5 kütüphaneyi kullanan yokki yetmesede fazlası açılsa.
camileri önceden ahırlara çeviren zihniyetin son kalan temsilcilerinin en azından ufacık da olsa bir gelişme gösterdiğini düşünmeme vesile olan tamamen insanlara ve insanların inancına saygısızlık içeren eylem fikridir.
neden kütüphane yapmıyoruz? sorusunu akıllara getiren eylem. ibadethaneler toplum için gerekli yapılardır. oraları dönüştürmek yerine yeni kütüphaneler açmak daha mantıklı olmaz mı?. hayır çok istiyorsanız barlar, kıraathaneler, okey salonları gibi yerleri kütüphane yapın onlardan da bolca mevcut. ve ayrıca zaten var olan kütüphaneleri doldurdukta başka kütüphaneler kaldı. öncelikle okuma bilinci yerinde olan bir toplum olsun. insanlar mevcut kütüphaneleri doldursun sonra böyle düşüncelerle gelebilirsiniz.
camiler sadece ibadethane degil ayni zamanda da beyin yikama merkezleridir. insanlarin manevi duygularini körükleyip imamin verdigi vaaz dogrultusunda hareket etmesini saglarlar. her cuma cikisi bu böyledir, insanlar gaza gelip imamin dedigini yapmaya giderler, sorgulamadan ve topluca. nerden mi biliyorum? agir müslümandim, cumayi hiç aksatmazdim. neyse geç olmadan dogru yolu bulmusuz. kütüphaneler ise içerisinde her düsünceyi barindirabilen kitaplari içerdiginden insan kendini istedigi yönde gelistirebilir, dini olarak da bilimsel olarak da tarihsel olarak da. o yüzden daha mantikli insanlarin yetismesi için elzem olandir. türk insani neden koyundur derler? çünkü hep ya imamin ya muhtarin dedigini yapmaya alismislardir. kendi kendilerine ögrenme, ögretileni sorgulama ya da karsi görüslere kendini açma gibi bir gelenek yoktur.
provakasyondan başka birşey olmayacaktır. yazarında düşüncesininde tamamı provakasyon. 11'i zorunlu, 6 sı fakülte olarak toplam 17 yıllık eğitim hayatımda daha hiç kütüphanelerde hınca hınç sıra görmedim. Milletin dinine, inancına sataşacağınıza mevcutta ki kütüphaneleri nasıl doldururuz bunun için beyin fırtınası yapın. Gerçi inançlara bok atmaya ayırdığınız zaman kadar, kütüphaneleri doldurma fikrine zaman ayırmış olsaydınız eğer eminim hiç yoktan 3-5 vatandaşı kütüphane yoluna gönderebilirdiniz. Ama yok siz illa diyorsunuz ki, inananların inançlarıyla oynayalım, onlarla dalga geçelim, olmadık yerden vuralım. Neymiş bununla ilgili beyin mastürbasyonu yapacakmışız. Camileri kütüphane hayal edecekmişiz. inanan insanlar için camilerin yüzde doksanında zaten kütüphane var. Lakin darwinizmden bahseden kitaplar yok üzgünüm. Orada ki kitaplar Allah (c.c.) diyor, Peygamber (s.a.v.) diyor. Bunlarda sizin işinize gelmiyor.
zaten camilerede toplasan 10 ar kişi gidiyor kütüphane.olsa ne değişecek. milyonlar kütüphanelere mi akacak sanıyorsun. bu sebeple güzel kardeşim bari bırak millet inancıyla yaşasın sen git kütüphaneni gene aç her yere. bu arada neden camileri kütüphanelere ceviriyoruz lan imansız, mehaneleri cevirsene amk. hiç olmazsa milletin parası cebinde kalır ve yuvalar dağılmaz.