Yoğun, hareketli ve genel olarak sahte bir dünya var sokaklarda. Bunun en önemli sebebi medyanın insanı kusursuzlaştırması ve körelmiş beyinlerin kusursuzlaşma istemidir.
Cami ise benim için bir kaçıştır.
Kitap gibi.
O kalabalığın içinde kendimi güvende hissederim.
Ayakkabıların çıkması ile herkesin eşitlendiğini düşünürüm.
Abdest ile ferahladığımı düşünürüm.
Gerçek anlamı ile evdir benim için.
Camide insanlar iç sesi ile dua ederken maske kullanmazlar.
Maskesiz bir hayat vardır orada.
Çok fazla ve gereksiz cami yapmak yerine bence insanların ibadet etmesi için küçük çaplı mescitler yapılabilir. Şehirlerin merkezlerine ise insanda hayranlık uyandıracak ve kalbinde huşu uyandıracak camiler inşa edilebilir. Kiliseler mesela yabancı bir insanın ilgisini çeker, merak uyandırır, insanların islam hakkında önyargıları biraz daha kırılır. Ayrıca camilerdeki ayak kokusu problemi cözülmelidir. Kutsal yerlerde ayakkabı çalınması ise çok acı bir gerçektir. Bu konuda da bir düzenleme yapılmalıdır. Kiliselerin camiye çevrilmesi ise bence yanlış bir harekettir, insanlara yapılan bir saygısızlıktır. Eskiden bir hocamız bunun fetih ile yapılan siyasi bir gösteriş olduğunu söylemişti ama bence hala daha bunun yapılması saçmalıktır. Kısacası camiler bir grup insanın ibadet yeridir. insanların huzur bulacağı bir yer olmalıdır. Saygı duyulmalıdır. Ancak camilere sahip çıkanlarda diğer ibadethanelere saygı duymalıdır. Benim için camiler, geliştirilmesi ve bazen de eleştirilmesi gereken yerlerdir, her yerde olduğu gibi.
(bkz: cami)
asıl amacından sapan milletin vicdanını susturmak için malından suçluluk duygusuna oranlı miktraları bağışlayarak yaptırdığı yapılardır. gösteriş için yapılmaya başlanmıştır. dolmamaktadır.