9-10 yaşındayken teravih namazında o kadar çişim gelmişti ki, biraz altıma işemek zorunda kaldım ve bir damla falan halıya damladı. içime oturdu amk dedim: ''orda kılan kimsenin kabul olmuyo günahlar bana giriyor''... bi zaman sonra camiyi yıkıp yenisini yaptılar. neler düşünmüşüm be.
ha bu arada 30 rekat çok fazla, gerçekten.
bir yerde okunmuş ve epeyce gülmeye neden olmuştur.
ramazanda annesi ile camiye giden çocuk,
caminin kadınlara ayrılan asma katından aşağıya bakarak namaz kılmakta olan adamlara - artık çocuk akından kimbilir nasıl bir oyun geçiyorsa -
yavaş yavaş el işaretiyle söylenmektedir.
- yatın kölelerimmm, kalkın kölelerimm.*
cuma namazına gidilmiştir, hutbe öncesi, bi sessizlik oluyor ya hoca hutbeye çıkıyor merdivenden, telefon u sessiz e almayı unutmuşum, normalde hiç unutmam ama unutmuşum işte, neyse tam o sessizlik te, telefon çalar, telefon un melodisi de, as i lay dying - within destruction , if music is
a mirror revealing
the depths of my heart
then I will write
the darkest song
for without
forgiveness
my soul is lost, mp3 ün edit lenmiş hali yani kesilmiş halidir. kısaltılmış hali yani orjinal kaydın 10 saniye sonra ki intro girişidir, dolayısyla ''if music is
a mirror revealing
the depths of my heart'' diye brutal bir vokal ile telefonun çalması sonucu oluşan komikliktir. rezillik midir değildir. işin tuhafı hutbe sessizliğinde bağdaş kurmuş oturulmaktadır, yayılmışım da, saçlar da uzun zaten, ama bağlı tabi, takke bile var lan kafam da. hamd olsun. neyse, brutal üstüne brutal derken vokal itibariyle, 31. saniye ye kadar işte, 21 saniye kadar telefon çaldığı için as i lay dying sesleri cami de yankılanmıştır.
11 yaşında asma katta namaz kılan arkadaşın tespih çekeyim diye boğuşurken tespihi koparması, tespih tanelerinin aşağıda namaz kılan amcaların kafalarına dökülmesi, bunlar çıkışta bizi döver diyerek bağıra çağıra caminin terk edilmesi.
Köy camiinin minaresine çıkmayı kafasına koymuş 4 kuzen, cemaatin olmadığı bir vakit camiiye girmeyi başarmış ve minareye çıkan merdivenleri bulmuştur. içleriden en sivri olanı ışık düğmesine basıcam derken yanlışlıkla hopörlorü açan düğmeye basmıştır. Bir yankılanma ve çınlama farketselerde aldırmadan minareye tırmanmaya başlamışlardır. Şakalar ve bağıra bağıra gülüşmeler neticesinde minarenin tepesine gelmiş ve tam yemyeşil köy manzarasını izleyecekken camiinin altında toplanmış hoca ve köy ahalisini farketmişlerdir. Hoca sinirli şekilde aşağı inin işareti yapmaktadır. Aynı anda hopörlörün açık olduğunu ve yaptıkları tüm embesilce konuşmaların tüm ahali tarafından duyulduğunu farkederler.
bir bahar günüydü. öğlen ezanı okunmuş, tüm emekliler camilere doluşmuştu. ön safta sandalye ile namaz kılan amca sandalyesini düzgün yerleştirememiş olacak ki bir anda kendini yerde buldu. sandalyesi ise arkasında namaz kılan adamın önünde kaldı. amca hiç istifini bozmadan arkasına döndü, namazda değilmiş gibi yerdeki sandalyesini tekrar kıçının altına aldı. ve namaza kaldığı yerden devam etti.
o namazımı nasıl gülmeden tamamladım hayret doğrusu. şimdi bile aklıma geldikçe kahkahalar atıyorum.
kucukken bir hevesle anne babamizin yolladigi mahalle camilerinde neler olmamisti ki! hocaya pusular kurmak, hoca kuran ogretmeye calisirken cin konusunu acmak, hocayi deli etmek.. ama en komigi de belki* namaz kiliyormus gibi yapip hic bir sey yokken gulmek.
o zaman komikti ama.
bir cumaya gitmiştim. ayakkabım çalındı.
ertesi hafta tekrardan cumaya gittiğimde bahçedeki hasırlarda namaz kılmaya karar verdim. ayakkabıyı sıkı sıkıya yanıma aldım. ezan okundu. sünneti kılıyorum. tam önümde iki kedi çiftleşmeye başladı. etraftakiler pişt mişt diyor ama istanbul kedisi işte. sikinde değil devam ediyorlar. birisi yerdeki ayakkabıları atmaya başladı.rükuya eğilirken bir baktım havada uçan benim ayakkabılar. vay arkadaş..
vaaz esnasında bazı insanların halının en derinine inmiş pislikleri toplamaya çalışması. mesela maymunların sıkıldıklarında pampalarının bitini piresini temizlerler. işte şekil itibariyle bu iki temizleme operasyonu birbirlerini ciddi anlamda andırmaktadır. ha "evrim mi? evrim ne arar la camide?" diyenler olabilir. olması bu arketiplerin olmadığı anlamına gelmiyor.
öndeki saflardan birindeki bir şahsın büyük bir gürültüyle osurması ve namaza devam etmesi.(gerçek)
Not: bu hunharca osuran arkadaşı bulamadık ne yazık ki ayrıca aferdisiniz ama bu itoğlu itoğlu itin namazı ve abdesti bozulmuyo mu amk bi bizimki mi bozuluo ya!
secdeden kalkarken köşeye koyulmuş fare yapışkanına yapışmak, herkes rukuya eğilirken senin yapıştığını fark etmen ve kopmakla çaresizlik arasında bir yerde mahvolman.
teravih namazinda vitir sirasinda cemaatin %10'un sasirip, tekbir yerine rükuya egilmesi, daha sonraki namazlarda heyecanla ve full konsantre hata yapmamak icin vitiri beklemek.