namazı huşhu içinde kılamadığımızdan başımıza gelir böyle şeyler. namazda iken dünya sorunları aklımıza gelir ve kafamız karışır.
olması gereken bütün dünya hayatımızdan bir 15 dakika uzaklaşmak ve kafamızı boşaltmak.
lise yıllarında cumaya gittiğimiz bir camide imamın iki haftaya bir okuduğu fix bi suresi varmış.
neyse, durduk farza hoca elhamı okudu ardından sure okumaya başladı.
sure devam ediyor ve içinde 'alluhumme' kelimesi geçiyordu abi hoca burayı yüksek sesle söyleyince biz allahuekber diyecek zannedip 3-4 arkadas patır patır rükuya döküldük ve o esnada yaşanılan tekrar doğrulsak mı yoksa sure bitinceye kadar rükuda beklesek mi diye grup halinde yaşadığımız saniyelerce yaşadığımız tereddüttü.
not 1:tabi ilerleyen haftalarda bu tuzağa düşmedik ama yeminle düşenler de vardı.
not 2: birazda hocanın ibneliği vardı sanki bilmeyenler o kısımda dökülüyordu bekliyorduk hocanın arkaya dönüp' eheheh kandırdım' falan demesini.
safların sıkışık olduğu bir camide -eğer namazı imam kıldırıyorsa- öndeki müslüman kardeşinin kıçına kafanın değme olasılığından korkarak secdeye hangi açıyla gitmen gerektiğini düşündüğün anda yaşadığın ikilem.evet kesinlikle bu.
öksürsem mi öksürmesem mi tereddütüdür en başta. herkes hafif hafif tıksırarak bu niyetini belli eder. iyi bir sinerji oluşunca bir önder çıkıp avazı çıktığı kadar hömkürür ve arkasından 1 dakika boyunca kesilmeyen öksürük sesleri imamın sesini bile bastırır.
''lan galiba bi' öncekinde kalkmıştık iyisimi ben oturayım.''
kişi otururken herkesin kalktığını görür ve ani bir hamleyle yalpalanarak ayağa kalkar. beklenmeyen kalkış yüzünden tüm yük ayaklara biner ve kütürt diye bir ses çıkar. kalp zıngır zıngır atar. eller imana gelir.
acaba bu rekatta ne tür bir dua okuyacaktık, bu namaz kaç rekattı, bundan sonra ayağa kalkacakmıyız gibi, öndeki hacı amcayı takip ederken ki tereddütlerdir.