Allah belalarını versin bu insanlara iftira atanların. Zor durumda olanlara acımayıp onları iftiralarla yıpratanların.
Allah bozguncuları sevmez ve merhamet etmeyene merhamet etmez.
Caminin hocası bu iftiraları yalanlamıştı. Dini duyguları olan bizler; hocaların ve alimlerin sözlerini her zaman önemseriz. Ama bu olayda kimi yandaş münafıklar bir hocanın sözüne değil de (makamı ne olursa olsun) bir siyasetçinin yani işi yalancılık olan bir kimsenin sözüne itimat ettiler.
Bu olayların üzerinden vakit epey vakit geçtiği için allah aşkına oturup aklıselim düşünelim. Bahsi geçen hoca, resul-u ekrem'in en önemli özelliğinin ""güvenilirlik"" olduğunu biliyor olsa gerek ki; koca hükümeti karşısına koymayı göze alıp o hükümetin tüm sözcülerinin zıttına da olsa doğruyu söylemekten korkmadı. Belli ki korktuğu allah'tı. Allah'tan korkan doğruyu söyler, işte yürüyen kur'an olmak budur. Kendi ağzıyla "ben allah'a inanmıyorum" diyen kimi sanatçı ve köşe yazarlarına bile "allah razı olsun(!)" Dedirtti.
Ama şimdi bu eliöpülesi hoca nerde biliyor musunuz? Olayın vuku bulduğu camiden sürüldü. Bahane ise: yıprandı.
ateşe en yakın olanlar vaaz verenlerdir. belki o gencin yaptığı günahtir ama ne kadar olursa olsun insanların dini duygularını kullanıp sonrada onların gözlerine bakıp yalan söylemek daha büyük bir günahtır. orda yaşanan olayda polisten kaçıp can havliyle camiye sığınan insanlar var fotoğrafta görünmeyen bir kaç tanede kan revan yaralı var. siz kücük balıklarla uğraşırken büyük balıklar tüm toplumu yedi bitirdi.
" Muhteşem " Gezi Parkı eylemi sırasında toplumu ajite edip kendi kitlesini kenetlemek için Dolmabahçe Valide Sultan Camiisinde alkol içildiğini iddia etti. Caminin müezzini ile imamı bunun doğru olmadığını söyleseler de hiç tınmadı. Dünkü grup toplantısında daha da ileri gitti, " Camilerimizde alkol kullandılar " dedi.
ABD askerlerinin duacısı olup Iraktaki Müslümanların katledilmesi ve Camilerin ve içindeki kutsal kitabımız Kuran - ı Kerimlerin yakılması için Türkiyeyi işgalcilere üs haline getiren " Muhteşem "in gerçek yüzünün bir daha görülmesi için yeni bir belgeyi ortaya koyacağım.
Dünya lideri(!) herkese posta koyan ve diklenen(!) " Muhteşem " bakalım buna cevap verebilecek mi?
Savunma ve güvenlik konularında değerli görüş ve bilgilerinden istifade ettiğim Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, Rodostan yeni geldi. Ümit Yalım, Rodostaki Türk camisinin nasıl meyhane haline getirildiğinin fotoğraflarını da gönderdi.
Demokrat Parti Yüksek Danışma Kurulu üyesi Ümit Yalım öfkeliydi;
" Gezi Parkında meydana gelen olaylar sırasında, göstericilerin Dolmabahçedeki camiye girerek içki içtikleri iddia edildi ancak bu iddia doğrulanamadı. Peki içerisinde içki içilen cami var mı? Evet var! Halihazırda Yunanistanın egemenliğinde bulunan Rodos Adasında, Osmanlıdan kalma Türk camisinde içki içiliyor. Cami, Rodos limanının hemen yanında, surlar ile çevrili olan Eski Kasabanın merkezinde bulunuyor. ibadete kapalı olan cami iki katlı ve caminin birinci katı alışveriş merkezi haline dönüştürülmüş. Caminin birinci katında çeşitli eşya satan dükkanlar ile kafe bar da bulunuyor. Kafe barda her cins içki mevcut ve müşteriler içki içiyor. Cami 2004 yılında, Avrupa Birliği tarafından restore edilmiş. Caminin girişine konulan levhada, Syntrivan Mosque yazıyor. Yani Avrupa Birliği, Osmanlıdan kalan Türk camisini, 2004 yılında restore ederek AVM ve meyhaneye dönüştürmüş. "
Peki Rodosa gidip de bu acı fotoğrafı gören bir yetkili olmamış mı? Ümit Yalımdan dinlemeye devam edelim;
" AKP Hükümetinin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu 2010 yılının Ağustos ayında Rodos Adasına gidiyor ama Türk camisinin içinde işletilen meyhaneyi görmezden geliyor. Rodos Adasında T.C. Dışişleri Bakanlığının Başkonsolosluğu görev yapıyor. Başkonsoloslar da bu durumu görmezden geliyor. 2012 Eylül ayından bu yana Başkonsolos Hakan Aytek. Anlaşılan o da bu durumu görmezden geliyor.
Bugünlerde Avrupa Birliğine posta koyan AB Bakanı Egemen Bağış da ABnin, Rodostaki Türk camisini meyhaneye çevirdiğini görmezden geliyor. 2013 Yılı Haziran ayı itibarı ile Rodos Adasında 4 bin soydaşımız yaşıyor. Adada 27 Türk camisi var. Camilerden bir tanesi, sadece Cuma günleri ibadete açık. Cami müezzininin minareden ezan okumasına müsaade edilmiyor. Diğer 26 Türk camisinin kapısına kilit vurulmuş, hem ibadete hem de ziyarete kapatılmış. Soydaşlarımızın çocuklarının eğitimi için bir tek Türk okulu yok. 1972 yılından beri adada müftü de yok. "
Yalımın Diyanet işleri Başkanına da sorusu var;
" Yunanistan topraklarında bulunan Türk ve Müslüman soydaşlarımıza her türlü eziyet ve zulüm yapılırken, camilerimiz AVM ve meyhaneye dönüştürülürken Diyanet işleri Başkanlığı ve Başkan Mehmet Görmez ne yapıyor? Diyanet işleri Başkanlığı ve Mehmet Görmez bütün bu olup bitenleri görmezden geliyor veHeybeliada Ruhban Okulunun açılmasına destek veriyor.
Terörle mücadelede bir dönem önemli görevler üstlenen emekli Kurmay Albay Ümit Yalım acı bir gerçeği daha gözler önüne seriyor;
" Tayyip Erdoğan, Taksim Gezi Parkındaki göstericilerin, etrafa büyük abdestlerini ve idrarlarını yapmalarından şikayetçi oluyor. Ama aynı Tayyip Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde boş olan camilerimize, büyük ve küçük abdestlerini yapan, camilerimizi kendileri için koğuş ve tuvalete, katırları için de ahıra çeviren, camilerdeki Kuran-ı Kerim ve diğer dini kitapları yakan PKKlı teröristleri görmezden geliyor ve onların yurt dışına çıkmalarını istiyor. Erdoğan, TCK 283ü ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1546 sayılı kararını açıkça ihlal ederek PKK terör örgütüne özel olarak af çıkartıyor. Bu ne yaman çelişki? Tayyip Erdoğanın sözde barış sürecine Diyanet işleri Başkanı Mehmet Görmez de konuşmaları ile destek veriyor. Yani Görmez, camilerimizi koğuş, tuvalet ve ahıra çeviren, Kuran-ı Kerim ve dini kitapları yakan PKKlı teröristlerin alenen affedilmesine destek veriyor. "
Ümit Yalımın bu sorusuna da dikkat;
" Tayyip Erdoğan ve içişleri Bakanı Muammer Güler, Gezi Parkı olaylarının sorumlularını tek tek bulup hesap soracaklarını söylüyor. Peki, Taksim Gezi Parkındaki gösterilere katılarak, Anayasanın 34üncü maddesinde belirtilen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını kullananlardan hesap soruluyor da, TCK 302de belirtilen suçları işleyerek, Türkiye Cumhuriyetinin topraklarını alenen Yunanistana veren ve vatanı bölenlerden neden hesap sorulmuyor?
Ege Denizi ve Akdenizde, Türkiye Cumhuriyetine ait 16 ada ve 1 kayalığın Yunanistana alenen verilmesinden sorumlu olan başta Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu olmak üzere AKP Hükümetlerinin bakanlarından neden hesap sorulmuyor ? "
Dünya Müslümanlarının büyük lideri(!) delikanlı(!) " Muhteşem "e eğer münasip buyururlarsa ben de iki soru yöneltmek isterim;
Müslümanların can evine vurulan bu asma kilit için Yunan dostlarına söyleyebilecekleri bir tek kelime var mı?
Bu asma kilidi Geziciler Rodosa göndermiş olabilir mi?
cami'nin müezzini kendisi açıklama yapmış.
cami'de 1 tane bira kutusu bulundu!
doktorlarda dahil kimse ayakkabısıyla girmedi.
haber7.com gibi ne yapacağını şaşırmış, yalayarak haber yapar bir kanal'ın, taksim gezi parkı olaylarını haber yapmayıp, orada burada bira kutusu bulup fotoğraf çekip yayınladığı ve bir kez daha yalan haber yaptığı kanıtlanmıştır.
yobaz götlerin aslında istediğidir. olaylar sırasında orası revire dönmüştür. allahın evine hastalara bakarken sizden mi izin alacaz lan götler ! siz kimsiniz lan allah mısınız ! allahın vekilimisiniz ! sizin yüzünden insanlar meydandalar ! insanlar sizin bu iğrenç, alçaklıklarınız yüzünden meydandalar ! zamanında sivasta ateistler ayin yapıyor, aleviler ayin yapıyor diye insan yaktınız gene mi yapacaksınız lan onun bunun çocukları !
ama bu sefer yemez, bu sefer adam olacaksınız. orada şerefsizler vardır oda onuru ile eylem yapan insanlara şiddet uygulayan, gaz atan, çoluk çocuk yaşlı kadın kız gözetmeksizin saldıran imamın ordusudur !
Asılsız cami görüntüleri paylaşıp direnişçilere aklınca eleştiri yapanlar bu görüntüleri izlesin. Aralarında belki de saf duygularla eleştiren arkadaşlarımız olabilir. Ancak bu görüntüleri izledikten, burada olan biteni gördükten sonra bile halen daha direnişçilerin niyetleriyle ilgili kasıtlı çıkarımlar yapanlar, bu harekete gölge düşürmek isteyenler insanlıklarından, şeref yoksunluklarından utansın. Kimse şunu unutmamalı: Bugün bize, yarın size... Yarın bu zulüm size geldiğinde hakkınızı korumaya çalıştığınızda (eğer tırsmazsanız tabii) yanınızda yine BiZ olacağız...
bu tip insanların ne dinlere inançlara ne insanlara saygıları vardır sadece ve sadece kendi doğrularıyla yaşamayı bilen herhangi bir şekilde aldıkları bir kültür ve bu dünyada onları idare edebilecek bir anlayışları görgü kuralları yoktur.
bu insanlar taksimde her türlü pisliği yapmak için fırsat kollayan düzensizlikten beslenen gerizekalı parazit insanlardır.
ne hakkı savunmak nede aramak için çıkıp gösteri yapan insanlar değillerdir. Şehir eşkiyalarıdır kısa ve öz olarak.
Neyse zaten bu terbiyesizliği yapan insan yaptığı rezillikle kendini mahkum etmiştir.Allah hidayet etsin inşallah.