daha sonraki zamanlarda babası/dedesinin yanında bunalıp arkadaşlarıyla kılmak istediğini söyler. arkadaşlarıyla ya merdivene sıralanır yada kapı kenarına saf tutarlar. herkes secdeye gittiğinde onlar birbirlerini ittirerek camide gümbür gümbür seslerin çıkmasına sebep olurlar. en önemli kural ise cemaat secdeden kalkmadan önce tekrar 'namaz kılıyo' pozisyonunda olmaktır.
camide babasını taklit ederek namaz kılan çocuk ne yapması lazım. dinsiz bir nesil mi gelmesini bekliyorsunuz. bu iş tıpkı şoförlük öğrenmeye benzer. çocuk babasına bakarak namaz kılmayı öğreniyor. o zaman pazar günleri hristiyanlar,ailece kiliseye gidiyorlar. demek ki onlar bizden daha akıllı o insanlar. kiliseden çıkmıyorlar. yani inanıyorlar. bir müslüman ülkede namaz kılan bir çocukla dalga geçiliyor. ülkemizin geldiği son nokta budur. bu yüzden iki yakamız bir araya gelmiyor. rızkımız kapanıyor.
aklıma bir şey geldi bir arkadaşım yine ikimizinde ortak arkadaşı olan bir ateisti camiye götürüyor çocuk buna bakarak namaz kılıyor bizimki secdeye bir kere yatıyor sonra kalkar gibi yapıyor bizim ateist arkadaş ayağa kalkıyor bizimki tekrar secde yapıyor. ben anlatınca komik olmadı muhtemelen ama o anlatınca çok gülmüştüm size de anlatayım dedim.
çok sevdiğim ve güldüğüm çocuktur sıkılınca etrafına bakar ufaktan bir kaç adım atar sonra hemen tekrar namaza durur. rukü ve secdeye gitmeleri 1 2 saniye gecikmelidir çünkü babasının yaptığını gördükten sonra yapar.
çocuklara bırakın camiye gitsinler. koşsunlar eğlensinler gülsünler kovalamaç falan oynasınlar sevsinler camiyi.
camiler bırakın bir sosyal merkez olsun sadece ibadet merkezi olmasın.
Namaz konusunda en yaygın öğrenme metodudur. Bazı akıllı çocuklar ise babalarının hareketlerini gecikmeli olarak taklit eder. Bu sayede namaz kılmayı bildiğini düşündürür herkese.
Camiye büyük ihtimalle zorla getirilmemis cocuktur, o yasta o secimden memnundur. Müslüman ailede dünyaya gelmesi caminin manevi havasini o yasta teneffüs etme sansini verir ona. Bir gün büyüyüp secimini camiye gitmeme yönünde yaparsa, cocuklugunda kildigi namaz ona hicbir sey kaybettirmez zaten. Artik hayatina istedigi gibi yön verebilir. Bu böyledir. Her dinde ebeveynler kendi yasadiklari hayati cocuga göstermek adina mabedlerine götürürler. Yadirganacak ya da kinanacak bir durum degildir. Ne secim yaptirmaktir, ne at gözlügü takmaktir.
Umulur ki resit olduktan sonra ne yaptigini, nicin yaptigini merak edip ögrenerek taklitten hakikisine de ulasacak cocuktur.
%90 ihtimalle ileride tahkiki imana değil, taklidi imana sahibi olacak çocuktur.
ileride tüm sureleri de ezberleyecek, namazın farzlarını da ezberleyecektir. ama gel gör ki sübhane rabbiyel-ala'nın ne demek olduğunu bile öğrenmeden namaz kılacaktır ve ömrünü tamamlayacaktır.
göz ucuyla babasına bakan, başkası anlamasın diye biraz geriden takip eden, her secde sonrası selam mı verecez ayağa mı kalkacaz diye tereddüt yaşayan, namaz sonrası büyüklerin başını okşadığı çocuktur. *
daha namaz kılmanın ne deme olduğunu bilmeden ailesi tarafından namaza yönlendirilmiş çocuktur. herkes kendi yolunun doğru olduğunu düşündüğü için her aile çocuğu kendi kopyaları yapıp kendindeki eksikliklerin çocukta olmamasını ister. ama neye göre doğru neye göre yanlış neye göre eksik neye göre fazla. bırakın da çocuğun kendisi yapsın seçimini. hayat onun hayatı.
edit: deli gibi eksleyenleri görünce insanların ne kadar at gözlüklü olduğu konusundaki düşüncelerim pekişmektedir. ayrca şunu da belirteyim bu başlıktaki çocuğa örnek olarak verilebilecek bir çocukluk yaşadım.