Cem eden, toplayan manasina gelen; muslumanlarin gunluk ibadetlerini yaptiklari, bunun yaninda dunya ve ahirete yonelik onemli mevzularin konusuldugu, cemaat arasinda yardimlasma ve dayanismanin bulundugu somut anlamda fiziki yapi, soyut anlamda ilahi mabet.
gunumuzda fiziki yapi olmaktan ote gecmiyor camiler. universite ogrenciligim zamaninda dort yil boyunca mahalledeki camiye gidiyordum. birkac kisinin disinda yahu sen kimsin nesin, bir derdin var mi diyen olmadi. namaz biter bitmez bir gurultu, bir ayak sesi... korkmayin hacilar hocalar cami ustunuze yikilmaz, cikarsiniz disari...
70 milyonluk müslüman bir ülke için cami sayısı elbetteki yetersizdir ama cami yapılacak mekanların seçimi konusu da burada büyük önem arz etmektedir. Çoğu ilçe de hiç yok iken yine bir çoğundan haddinden fazla cami bulunmaktadır.
Müslümanlar için dünya bir sınav mekanı ve inananlarda kendi bedenlerini en iyi şekilde muhafaza etmek ile yükümlü iken, sizlere ilginç bir istatistik; "Türkiye'deki sağlık kurumu sayısı yaklaşık 7 bindir"
Konuyu pekiştirme maksadıyla bir örnek fıkra verecek olursak ;
Tüm hayatını ibadetle geçirmiş bir köy imamına gece vakti gelen köylüler şöyle derler;
- hocam, baraj yikilmak üzere. Su altında kalacak hep buralar . Herkes boşaltıyor haberin olsun.
- Ben tüm hayatımı ibadetle geçirdim. O'beni kurtaracaktır.
diye cevap verir hoca.
Baraj yıkılmış sular bel hizasına gelmiştir. imamlarını seven köylüler sandal ile gelir ve hocaya yine sorarlar;
- Hocam, sular yükseliyor, gel sandala, öleceksin.
Hocadan yine aynı cevap.
Sular boyun hizasında ve köylüler yine sandalla hocanın yanında.
Hocanın cevap aynı.
Sular her yeri kaplamış ve vefakar köylü helikopterle son bir şans için hocanın yanında.
Hocada cevap aynı.
Ve Hoca ölür doğal olarak.
Ahirette meleklere sorar.
- Ben ömrüm boyunca ibadet ettim. Beni neden kurtarmadı.