Bu " dincilikten " geçinen gavatları artık tanıyorum. Onlar sadece başörtüsü ve sakalla laiklerı yererler. Oysa onların dünya işlerine bakın Allah ın ve peygamber in hükümlerini göremezsiniz. Mısalın filan firma sözde " dindar " mış, ramazanlıkta iftar yemeği, sadaka veriyormuş. E bu adamlar " işçiler sizin kardeşlerinizdir. Allah onları sizin yardımınıza verdi. isteseydi sizi onların yardımına verirdi. Öyleyse onlara iyi davranın. Onlara yapamayacağı işleri yüklemeyin. Yüklerseniz yardımcı olun. Onlara yediklerinızden yedirin ve giydiğinizden giydirin "
Hadisine ;
" Altını, gümüşü biriktirip Allah yolunda harcamayanlara acı bir azabı müjdele "
Ayetine uyuyorlar mı? Yada islam A göre bir malın zekatı üreticiye düşer. Aracı sadece malı elinde bir yıl kalırsa kırkta bir zekat verir. Bunun anlamı islam A göre bir malın kaymağını üreticiler yer. Aracılar üreticiler kadar kazanamazlar demektir. E siz sözde dindar geçinen hacı, hoca takımının dünya işlerine bakın! Ne kadar Allah ın ve peygamberin hükümlerine uyuyorlar?
Aslında hiç uymuyorlar. Kendileri laıklerden de daha laikler. Allah ı ve peygamberi işçi hakkına kâr edinme ve mal yığma meselelerine hiç sokmuyorlar.
islam in amacı toplumun ihtiyaçlarını adil bir şekilde temin ettirerek onların can ve mal, namus güvenliğini sağlamaktır. Bu adamlar ise dini sadece ibadet ve zikirdir ibaret gördükleri için beni hiç ırgalamıyorlar.
cami önünde dilenmeyle cami önünde basın açıklaması yapmanın kıyaslanmasıdır. her ikisi de insanın dini duygularını sömürmeye yöneliktir.
mesela dışardaki dilencileri genelde pek umursamayız ama camiden çıkarken gördüğümüz dilenciyi umursarız çünkü imam az önce yoksula bakın, garibi ezmeyin filan demiştir. normalde bir siyasiyi umursamayız ama cami önünde görünce umursarız çünkü hoca müslümanlar din kardeşine yardım eder filan demiştir, bilinç altımız hemen oraya kayar. sorulursa da "müslüman adamdır ben buna oy atarım yeğaa" dersiniz.
