oyuncu bennu yıldırımlar ın sözleridir. camilerin masraflarının büyük yüzdesinin vatandaş tarafından makbuzlar ile yapıldığını bilmemesi gerçekten acıdır. eğer çok parası varsa yardım yapsın ve daha fazla akm kurulsun.
Cami yaptıranlar cennetlik olduklarını düşünürler.Akm yaptıranlar böyle düşünmezler.Eee çıkar dünyası kardeşim madem ucunda cennet var yerim akm'yi kur camiiyi.
Çalarız biraz para,yaptırırız camiyi günahları nötrleriz.
garip bir açıklamadır. merak ediyorum türkiye deki camilerin sayısı şimdiki akm ler kadar olsa ve akm sayısı da şimdiki cami sayısı kadar olsa türkiye cumhuriyeti olarak marsa savaş açacak kadar gelişebilecek miyiz?
akm yapılması demiyoruz ancak sadece "ben daha fazla bale ve opera izlemek istiyorum" demek yeterli bir sebep değildir.
alevi köylerine yapılan camilerden bahsedilmiş sürekli. alevi köyünde yaşamadığım için doğru kabul ediyorum varlıklarını ve bir köy camisi masrafı ile şehrin göbeğindeki akm nin masraflarının karşılaştırılmasını istiyorum. büyük olasılıkla bir akm yüzlerce köy camisinin masrafı kadardır.
cami kadrosundaki imamlardan bahsediliyor fakat bir imam ile bir tiyatrocunun maaşı kıyaslanmıyor hiçbir zaman. sizce aynı maaşı mı alırlar?
bu ülkede bence de cemaatten fazla cami var fakat opera seyredenlerin bile dolduramadığı bedava gösteriler de var. bizim halkımız bu. tiyatroyu, operayı ve baleyi bedava bile yapsan kimse gidip izlemez. camiler ise zaten bedava.
milletin kıçından anlayacağım diye büküm büküm büktükleri söz.
temelinde yatan anlayış aslında müthiş.
her sokak başına,ortasına sonuna üstünkörü ve saçma sapan bir mimari ile yapılan o camilerin kaçı doluyor? kaçı gerçekten ibadet için kullanılıyor? tarikatlara yuva yapılmayan, para toplama amaçlı bir derneğin yapımı olmayan kaç cami kaldı? çok az. inanın çok az.
işte sırf bu müslümanmış gibi görünen ama müslümanlıktan zerre nasip almamış kişiler yüzünden toplumda kutuplaşma ortaya çıkarılıyor.
cümleyi bu haliyle okuyanlar açıklamaya iyice baksın,
eski camilerin mimarisi ile birlikte bir sanat eseri olduğunu, o camilerin ihtiyacımız karşıladığını da dile getirmişti bennu yıldırımlar.
şimdi kültür merkezi konusuna gelelim.
kaç tane kültür merkezi var koskoca ankarada? kızılaydaki tiyatroyu yıkıp yerine hemen bir avm konduran zihniyet aynısını muhsin ertuğrul sahnesine yaptı akm'ye yaptı.
cahillik dinimizin karşı çıktığı en büyük düşman.
cami yapılmasın demiyoruz. ibadeti herkes heryerde yapabilir, mescitlerle bile bu ihtiyaç halledilebilir ama bir tiyatroyu başka yerde oynayamazsın, bir eğitimi okuldan başka yerde vermezsin, bunu dile getirmeye çalışıyoruz.
osmanlıda dikkat ederseniz merkez camiler dışında küçük yerleşim birimlerinin ulaşabileceği ortak noktalara camiler inşaa edilmişti. bu ihtiyacı karşılamaya yönelikti.
doğrudan dine saldırı olarak görüp karşı çıkar, asıl anlatılmak istenenden uzak kalırsak o zaman bu toplum kutuplaşma içinden çıkması imkansız olur.
osmanlının en geniş topraklara sahip olduğu zamanda toplamda 30 bin camisi olduğunu, şimdi ise anadoluda 300bin cami bulunduğunu bilen insan lafzıdır.
benim oturduğum evin etrafında 200 metre çapında daire çizerek dolaştığınız zaman tam 4 tane cami var ve ulucami de toplamda 300 metre uzaklıkta. kilometrekareye çıkarttığımızda düşünmek dahi istemiyorum çıkacak rakamı.
gerçekten cami ihtiyacı olduğunu zannetmiyorum memleketimizde.
ülkedeki cami sayısı okul sayısının iki katı, hastane sayısının dört katı, kütüphane müze tiyatro sayısının yaklaşık kırk katı iken bile hala "cami yapılsın" diyen insanlar tarafından eleştirilen bi cümle olması neye delalettir.. demek ki değil kırk, yüz kırk katı bile olsa aynı lafları demeye devam edecekler.
ben de eleştiriyorum lafı.. çünkü bence eksik. doğrusu şu olmalıydı,
cami yapılmasın, hatta fazla camiler yıkılsın (fazlalık yok, kullanılmayan cami yok diyenin alnını karışlarım), okul yapılsın, tiyatro yapılsın ve sadece o binalar değil o binalara gidecek insanlar yaratılsın.
kültür bakanlığının bütçesi en son yüzde sıfır nokta beş'ti.. arttı mı acaba bilen var mı.
"cocuklarimiz namaz kilmasin bale yapsin" beyanatı ile alakası olmayan açıklamadır. ayrıca hanım efendi istanbul'dan bahsetmiş ki bence tüm ülkeyi katabilirdi olaya. bu halkın bir yarısı da tuvalet ihtiyacını gidermek için gidiyor camiye, bırak işerken biraz kültürlensin.
milletin cebinden yaptırdığı camilerin bennu hanımı germesi sonucu yaptığı açıklamadır. akm ye günde 5 vakit gitmemizi de ister mi yoksa cumadan cumaya gitsek yeter mi sormak gerekir.
ucuz popülizm ve linç modası hızla devam etmekte. birbirimizi boğazlamaya az kaldı. bennu hanım gayet safiyane ülkesinin gerçeklerinden uzak ve romantik bir iyi niyetli olarak düşüncelerini açıklamış. buraya kadar bir sorun yok sanırım. sorun bundan sonra yaşananlarda. kendisine karşı hemen bir cadı avı başlatılmış bir kısım medya tarafından. bir kısım da " camiler halkın parasıyla yapılıyor " diyerek cemkirmiş.
gerçekten de gözleriniz var göremiyorsunuz, kulaklarınız var duyamıyorsunuz.( söylemek ve anlatmak istenileni.) görmüyor anlamıyormusunuz ki, halkın dini duyguları o kadar sümürülüyor o kadar sömürülüyor ki, din o kadar farklı ve olmadığı şekilde insanlara yıllardır anlatılmış ki, insanlar her boş buldukları arsaya cami yapalım diyene hiç düşünmeden çıkarıp para veriyor. böyleliklede bir nevi cenneti garantilediğini sanıyor. peki bu paralarla ne yapılıyor. evet gerçekten de cami yapılıyor. ancak inşaatı bitirilmiş hiç bir cami " inşaat devam " ediyor gerekçesiyle diyanete geçirilmiyor. çünkü her cuma çıkışı bu camilerde para toplanmaya devam ediliyor. üstelik bu mahalle arası camilerinin alt katları şahane bir fikirle dükkan yapılıveriyor.(alt katta bu dünya, üst katta öbür dünya misali) işte bu paralar nereye gidiyor orası meçhul.
kısmen de olsa daha eğitimli insanların yazdığını düşündüğüm sözlük ortamında bile " cami sayısı çok fazla, halk bu paralarla keşke okul gibi diğer ihtiyaçlarını da yaptırsa " dediğiniz anda dinsizlikle suçlanıyorsunuz. ki düşünün herhangi bir mahallede sade bir vatandaşın çıkıp " bu mahallede yeterince cami var, o boş arsaya çocuklarımızın oynayabilieceği bir park yapılsın " dese düşünün başına neler gelecek. başına geleceklerden kastım, tabi ki fiziksel şiddet değil, piskolojik şiddet. artık bu vatandaş diğer mahalle sakinlerine dinsiz olmadığını ispat etmek için camiden hiç çıkmasa yeridir.
peki neden belediye başkanları, mimari ve şehir planlaması açısından her biri ayrı bir garabet olan bu şehirleşmeye izin vermektedir? muhtemelen izin vermezlerse, camiyi yapmak isteyenler tarafından " bu belediye başkanı dinimizi yaşamamazı izin vermiyor. bir daha ki seçimde buna oy atmayın ey cemaati müslimin " diyenlerden korktukları, ya da gerçekten cami isteyen zihniyetle aynı düşüncede oldukları * için buna izin veriyor olmaları seçenekler dahilinde. yani bir kısır döngü içinde debelenip duruyoruz ülkecek.
bunu yapmaktan nefret ediyorum ama; şu yazıdan camiye karşı olduğum izlenimini çıkaranlara, tekrar edeyim. karşı olduğum cami değil, karşı olduğum insanların bile bile kendilerini kandırmaları. karşı olduğum, cahillik. karşı olduğum insanların bir mahallede en az bir cami kadar, çocukların oynayabilecekleri bir parka, vakit geçirebilecekleri bir sinemeya da ihtiyaç duyabilecekleri ve bunu da istemeye( söylemeye ) hakları olduğu.
sanırım ömründe hiç camiye ve akm ye gitmemiş insanları anlayamayacağı durumdur. yani her ikisine birden gitmeyenler anlayamazlar. ben akm nin önünden geçmemişimdir şimdiye kadar. hatta akm nin açılımını bile yeni öğrendim ancak şu an için önemli olan ben değilim.
adam benim saf düşüncelerimi cenneti garantilemek olarak düşünüyor oysaki ben o şekilde düşünseydim, yukarıdaki entrylerimden birinde elbet "cehennemi garantilemiş kadının beyanatı" derdim. demediğime göre, kimsenin demediğine göre demekki kimse cenneti garantilemek için vermiyor gönlünden kopan bu paraları.
camilere çok para akıtılıyor diyelim ancak 5 yılda bir yapılan seçim propagandalarına harcanılan kadar para harcanıyor mudur tüm türkiye genelinde merak ediyorum. bence seçim propagandalarına daha çok para harcanıyordur. zaten çoğu gereksiz harcama bunların. o zaman
(bkz: seçim propagandası yerine akm yapalım)
iddaa oyununa her hafta milyonlarca ytl para gidiyor. bunların çoğu devletin ve iddaa firmasının cebine gidiyor. o zaman
(bkz: iddaa bayiler kapansın akm ler açılsın)
günümüz sporlarında artık dudak uçuklatan rakamlar telaffuz ediliyor. cassio lincoln, alex de souza, dani güiza ve luis aragones en az yıllık 2 milyon euro para kazanıyorlar. o zaman
(bkz: futbol kalksın yerine bale opera gelsin)
oldukça yüzeysel düşünerek bunları tespit ettim ancak işin biraz ayrıntısına girince durum daha gözler önüne seriliyor gibi.
camiler için insanların insanların dini duyguları sömürülüyor deniliyor. o zaman,
seçimlerde seçilmek için vaatlerle insanlar kandırılıyor.
iddaa oyununda insanları para hırsı ile tuzağa düşürüyorlar.
futbol ile erkeklerin zevk merkezleri uyarılıyor.
bunlarda belki yüzeysel kaldı. sadece bir örnek daha vereyim entrynin sonunda.
bu ülkede hiç estetik ameliyat yapılmasın* yerine akm ler yapılsın dersek bile camilerden daha akılcı bir söylem olur.
sanırım popüler olmak sevdasına, bir sonraki dizisinden daha fazla para kazanmak adına smylenmiş bir kaç talihsiz söz bunlar. inşallah medya cımbız ile çekmiştir ve bir kaç gün içinde yeni bir açıklama gelir dünya üzerinde yapabildiği en iyi şeyin rol olduğu kadından.
gerçekten de yazar kişisinin kendi itirafıyla bu kadar " yüzeysel " ve cin ali serisi kıvamındaki karşılaştırmaları okuyunca, ne cami ne akm önce " okul " yapılsın dediğim tartışmadır. buram buram " demogoji yapıyorum o halde varım " adlı bu entry' e aynı sakillikle cevap yazmalı o halde. düşündüm de aslında haklısınız. futbol erkeklerin zevk merkezlerini uyarıyor, para oyunları hırs yaparak tuzağa düşürüyor. nasıl ki onlar yasal ise, misal çocuk pornosu da eminim birilerinin hayvanca duygularına hitap ediyordur. o da yasal olmalı bence. hayvan mayvan, onun ki de duygu. yok yok bi daha okudum da ben o kadar iyi saçmalayamıyorum.
yanlış, yanlışla savunulmaz benim bildiğim. camiler kapatılsın, yerine atm açılsın demiyoruz. cami de , okul da, akm de gerektiği kadar yapılsın halk bilinçlendirilsin istiyoruz. her parayı toplayan istediğini yapamasın diyoruz. her şeyin ölçütü halkın verdiği paraysa inanın aynı yüzeysellikte başka örnekler de çıkabilir. bu arada cennet vaadiyle oy istemeler, gibi olaylar zinhar yaşanmamıştır bu memlekette. zaten dini kötüye kullanmak diye de bir deyim yoktur. az önce ben uydurdum.
bu arada sahi camiye yardımı ne için yapıyorsunuz? niye oruç tutup namaz kılıyorsunuz? sizi bilmem ama ben inan biri olarak bütün bunları allah'ın rızasını kazanmak ve allahın vaad ettiği cennete gitmek için yapıyorum.(ama sadece cami yapılarak cennete gidilmeyeceğine inanmıyorum ) peki bundan neden alındınız alıngan yavru ceylanlar inanın anlamadım. birisi demogoji yapmadan açıklarsa sevinirim.
her zaman dediğim gibi islam'ı bilmem ama şu oryantalist arap kültürü ve zihniyeti bizleri bozdu mirim. şimdi ben ülkemizdeki cami sayısı fazla desem bu zihniyetten ya alevi ya dinsiz yaftası yiyeceğim halbu ki değilim. malumunuz köylü çocuğuyuz. bizim köyde halihazırda biri alttan ısıtmalı olmak üzere iki adet cami var. çünkü köyümüz çok kalabalık yani saysan, kız kızan, oğlan uşak, ihtiyarı genci nerden baksan 200 kişi çıkar. yani kalabalık bir cuma gününde camilerimizden birinin hemen hemen 2 safı doluyor. diğer cami ise neredeyse hiç kullanılmıyor. hal böyle iken tabii bir durum olarak bu camilerin yakıt, aydınlatma, bakım, temizlik gibi bir çok gideri de bulunmakta. köyde bir adet devlet tarafından atanmış imamı, bir adette yine atanmış, kuran kursunda kadınlara kuran öğretme dersi veren bayan hoca görev yapmakta. kuran öğretme dedimse yanlış anlaşılmasın, bu hoca kuranı anlamıyla falan öğretmiyor, sadece kuran ı kerim'i arapçasından ezberletiyor kadınlara. gönül isterki bu kadar cami yerine böyle yerlere okuma kursları açılsın. kadınlar en azından okuduklarını anlayabilsin. mesela dünya klasikleri okutulsun, ufukları genişlesin, hür iradelerini kullanabilsinler, kendi kararlarını kendileri verebilsinler, dünya bakışlarını ve kavrama biçimleri değiştireblsinler, çocuklarına daha güzel eğitim verebilsenler bu sayede.
ülkemizde üretim ve teknoloji zaten yerle yeksan vaziyette, kültüre, sanata, sanatçıya, spora ise hiç ilgi olmadığı gibi saygı da yok azizim.
elbetteki her yere opera açılsın, her yere senfoni orkestrası götürülsün vatandaş klasik müziğe doysun, herkes ronesans dönemi sanatçılarını ve eserlerini bilsin, ilgilensin demiyoruz. ancak her yere mütevazi kültür merkezleri neden kurulmasın ?
ben ki şu yaşıma geldim, hala olimpiyat oyunlarındaki 13-14 yaşlarındaki yetenekli değil, imkan bulabilmiş çocukları gördükçe iç geçiriyorum. neden bizim çocuklarımız da bu kadar başarılı olamasın ?
26 yaşında olmama rağmen ne yazıkki hayallerimin büyük bölümünü gerçekleştiremedim. üstüne üstlük bir de cami yerine kültür merkezi yapılsın dediğim için cehenneme gideceğim allah'tan reva mı lan bana?
müreffeh bir medeneyit seviyesine ulaşamamızın yegane sabebi camilerdir deme gafletinde değilim. elbette bunun türlü sebebi var. ancak bu durum da o türlü sebeplere dahil.
birisi çıkıp ülkemizde çok cami yaptırılıyor diyince densizin biri de çıkıp, "sana ne lan senin paranla mı yaptırılıyor vatandaş yaptırıyor" deme cürretinde bulunabiliyor.
ben de böyle kimselere sormak istiyorum "vatandaşın suçu ne lan", vatandaşın o parası daha öncelikli amaçlar için kullanılamaz mı, vatandaş bu amaçla yönlendirilemez mi, senin aklına hayır yapmak diyince ille cami yaptırmak mı geliyor ?
entrymin sonuna varırken, bu ülkede türk silahlı kuvvetlerinden sonra en çok bütçe ayrılan kurumun diyanet işleri olduğunu hatırlatmak istiyorum sığ dimağlara.
cut-copy yapilarak, anlatmak istedigi seyden uzaklastirilmak istenen bennu yildirimlar cumlesi. bennu yildirimlar bir tiyatrocudur ve bu ulkede sayisiz cami olmasina ragmen, insanlari dusunmeye tesvik eden sanat dali namzetine sahip olan tiyatrolar icinse, toplamda koca turkiye'de 14 adet devlet tiyatrosu bulunmaktadir. akm'ler ise, cesitli tiyatrolarin turnelere vs. geldikleri kultur merkezleridir. burda akm'nin icinde ataturk kelimesi geciyor diye, amacindan saptirilmaya calisilmis bir cumledir. sonucta ablamiz, akm'nin yikilmasi uzerine sarf etmistir bu cumleyi. durduk yere cikmamistir yani, neden-sonuc iliskisidir.
anlatilmak istenen, sanata da deger verilmesi gerekliligidir. yani nasil ki camiler icin vakiflar kuruluyorsa, ayni duyarlilik sanat icinde olsun demek istemistir. ama tabi sanatsiz kalan bir toplumun beynine seker, kan vs. gibi beyin calistirici hicbi sey gitmediginden (eveet beyin sadece sekerle calisir) oturu, cumlenin en derin degil en sig yeri tartisiliyor.
bu cumlede yapilmak istenen, cocuklar namaz kilmasin bale yapsin cumlesi icinde yapilmaya calisiliyor ayrica.