Camide kılınan namazın tadını tek başına hatta cami harici ev, dergâh, işyeri gibi bir mekânda kılınan namazda bulamazsınız.
Camilerin insanın ruhuna üflediği manevi esinti etkisini uzun bir süre daha hissettirir üzerimizde.
Daha adımımızı attığımızda âlemin içinde farklı bir yere giriyormuşsunuz hissine kapılırsınız.
Bir dinginlik, bir huzur, bir sükûnet mekânı, bir gönül rahatlığı adası sanki bütün camiler
Hayatın hercü merci içerisinde sığınabileceğiniz bir limandır camiler. Hele kentlerde bu sığınağın önemi bir kat daha ziyadeleşir.
Kafanızı içeri sokmanızla manevi harikalar diyarı yolculuğunuz da başlar. Sirklerdeki korku tünelleri gibi... Dışarıdan farklı bir yere girersiniz ve çıktıktan sonra da uzun bir süre etkisini atamazsınız üzerinizden. Ama camiler korku değil mutluluk, sürur ve lezzet verir kalplerimize.
Öyle bir haz ki tadı damağınızdan hiç çıkmasın istersiniz. Oradan hiç çıkmak, dünyaya tekrar dönmek istemezsiniz. Bu yüzden bir sonraki namazı heyecanla, dört gözle, aşkla şevkle beklersiniz.
Camiye gidip cemaatle namaz kılmak ve bu hissiyatları yaşamak herkesin hakkı. Kimse ne kendini ne de başkasını bu lezzetten mahrum bırakmamalı.
Ama maalesef Allahın yüce hikmeti gereği bir imtihan olarak engelli doğan veya sonradan bu hale yakalanan insanlarımız bu haktan mahrum bırakılmaktadırlar.
Geçenlerde bir arkadaşım anlattı da daha dikkatli baktım ben de mevzuya: Neredeyse bütün camilerimiz merdivenle çıkılacak şekilde yapılmış ve neredeyse hiçbirinde engelliler için bir yol veya kolaylık düşünülmemiş.
Camilere uzun uzun merdiven yapmak artık moda olmuş.
Neden cami girişi zemine yapılmaz anlamış değilim.
Kimi camilerde alt katta dükkanlar olur kimilerinde de Kuran Kursları.
Alt katta dükkânlar yapıp kiraya vermek kadar sevimsiz, şekilsiz, ucube bir şey yok zaten kanımca. Bir bakıyorsunuz caminin altında market kondurmuş, kocaman tabelasını yanı başına dikmişler. Sanki cami marketin mescidiymiş gibi duruyor. Kimse caminin adını bilmez, herkes X marketin camisi der. Bu yeterince içimizi acıtıyor zaten.
Caminin altında Kuran Kursu meselesine gelince. Caminin bitişiğine yaparsınız olur biter. Yani illa katlı bir şey yapmak modern zamanın çarpık mimari anlayışının bir mahsulü.
Çok katlı evler yaptığımız gibi çok katlı camiler de yapıyoruz. Bir gün bir kendini bilmez çıkıp on katlı bir cami yapacağım derse hiç şaşırmayacağım.
Asıl mevzuya dönecek olursak, camilerin bu çarpık inşası engellilerin hesaba katılmaması ile birlikte daha içinden çıkılmaz ve can çıkıcı bir hal almış durumda.
Merdiven yürüyemeyen, tekerlekli sandalyeye mahkum birisine uygun yollar yapmamak insanları Allahın evinden men etmekle aynı anlama gelmektedir.
Maruz kaldığı engelin acısının en hafifleyeceği yerlerden bu kişileri mahrum etmek dertlerine bir kat dert katmak anlamına gelir. Cemaatle safa durduğunda bütün engelleri, rahatsızlıkları unutacak belki de bu insanlar.
Ama gel gör ki toplumda bu bilincin oluştuğunu söylemek çok zor. Engellilere bir engel de bizlerin olmaması gerektiği anlayışının halk içinde itibar görmemesi acı bir durum. Sadece acıyarak bakıyoruz onlara, o kadar. Ne bu bilincin oluşması için bir adım atıyoruz ne de cami, okul gibi kamusal alanlara engellilerin sorunsuzca girebilmeleri için bir şeyler yapıyoruz.
Cami özelinde bu konu evvela Diyanetin daha sonra da Müftülüklerin mesuliyeti altındadır. Camiler için belli başlı standartlar geliştirilmesi muhakkak gerekmektedir. Engelli yolu veya engelli ulaşımı bunların başında gelmektedir. Bundan sonra yapılacak bütün camilerde bu konuda azami hassasiyetin gösterilmesi için Diyanetin bir an evvel bir adım atması gerekmektedir.
Var olan ve engelliler için büyük engellerin olduğu camilerde de yeni düzenlemelerin yapılması için direktif verilmesi elzemdir. Bu konuda bir fizibilite çalışması yapılmalı ve engellilerin zorlandığı camiler tespit edilerek gerekli düzenlemelerin yapılması için müftülükler aracılığı ile derhal harekete geçilmelidir.
Unutmayalım! O kadar hassas bir denge üzerinde yaşıyoruz ki, bizlerin de engelli hale gelmememizin hiçbir garantisi yok. Yapacağımız şey biraz empati sadece. Arkası kolayca gelecektir, emin olun.