cami imamının da melek olmadığını, her işini hocaya, hacıya danışanlara güzel bir örnekle açıklamaktır. ha geç olur ama, mühim olan güç olmasın. iki odun daha at altına, su soğumasın...
gayet sıradan bir olaydır. cami imamlarının bir çoğu bu işi meslek olarak yaparlar. mesela ilahiyat mezunları imamhatiplerin kapatılmasından dolayı öğretmen olamadıkları için devlet tarafından cami imamlığı kadrolarına atanmıştır. bizlerin de ilahiyat fakültesinde okuyan yaşam olarak bizden hiçbir farkı olmayan arkadaşlarımız olmuştur. demek ki neymiş? mesleğin kutsalı olmuyormuş. insanın kutsalı oluyormuş. bu doktorluk için de öğretmenlik için de aynıdır.
halk arasinda soyle bir hikaye anlatilir konuyla biraz ilgisi oldugu icin burada yazayim:
adamin biri oldugunde cehenneme gider
bakar ki mahalle camisinin hocasi da orada
sorar hoca sen de mi diye
hoca cevap verir
sen ne diyon muftu de alt katta
ahirette her insanın anadan doğma vaziyette olacağını düşünürsek;
- hocam yıllarca iyi saklamışınız şu dövmeleri bizden ha.maşallah tüm vücudu sarmış. elinde kadeh tutan çıplak kadın figürü değil mi o? aaaa?
+ sorma. yaptırdık zamanında meğer yılllarca cünüp gezmişiz. tüm ibadetler iptal oldu. size kıldırdığım namazlar da güme gitti haliyle.
- ulan ben de diyorum niye burdayım. keşke öbür mahallenin camisine gitseydim..
kilisenin papazıyla cennette karşılaşılması kadar dumur bir olaydır. o kilisenin papazı ki sürekli gittiğiniz camiyle aynı mahalledeki kilisenin papazıysa.
(bkz: dinler arası kardeşlik)
- ooo hocam hayırdır.
+ hiç yav cemaatten birine bakıp çıkacağım.
- hocam çıkarken beni de çıkar.
+ olmaz, kontenjan sınırlı.
- sen önce kendi kıçını kurtar. adam burda bile burnundan kıl aldırmıyor.