bu akşam 7 liraya aldığım sarı deve. 8 liraya almaktan daha iyi geldi yalnız bu, 1 lira ucuzlamış duygusu daha baskın şu anda. 31 aralık a kadar 7 liradan dayanacaz.
nedendir bilmiyorum, camel soft kullanan pek kimseye rastlamıyorum çevremde. ama bütün arkadaşlarım benden otlanmaya bayılıyorlar bu sigarayı, sırf beleş olduğu için değil herkes seviyor bu sigarayı. mesela oturduğumuz masada parliamentle yanyana duran bi camel görüldüğünde gelip geçen herkes camelden nemalanıyor.
diğer sigaralar kesinlikle süründürür. bu deyişe katılmamak elde değil. ama camel soft ise süründürmez, direkt öldürür. erken ölmek isteyenlerin sigarasıdır. ama verdiği tat ve duygu, o ekşi tütün kokusu ruhu bedeninden ayırır ve ölmek istersiniz.
ağır fakat süper sigara. tadı eskisi gibi değil ama hala güzel. uzunca bir süreden beri tüketiyordum fakat şu sıralar kendisini camel deep blue ile aldatıyorum.
ağabeyim sayesinde winston softu bırakıp bu yegane sigaraya başladım. ilk günlerde biraz ağır geldi. sonraları iyice alışmaya başladım. birde baktım ki bu sigaranın üstüne sigara yok.
marlbora içtim yok. parlıament içtim yok. murattı içtim yok. yok arkadaş. içersem bunu içerim başkada sigara içmem dedim.
sağol abi sayende sadece bir sigara içiyorum. farklı sigaralara bakmıyorum bile. marlbora bile çekici gelmiyor artık. camelım softum benim.
ne marlboro ne parlıament hiç biri bu sigaraya alışanlara tat vermez, diğerleri ağızda kötü bir tat ve kuruluk bırakırken kardeşi camel box ile beraber gönülleri fetheder, candır can.
winston light içerken günde 5-6 tane ile kapatırdım. bazı günler hiç içmezdim. böyle sigarayı tam bırakmak üzereyken imdadıma yetişti. bir el uzandı camel soft tutan. bir tane aldım ve lisedeki bana geri döndüm yine günde 1 paket içiyorum sağolasın camel soft.
girişi winston la yapıp, gelişmeyi marlboro ya bırakmak ve sonucu camel soft un söylemesine izin vermek. hala sonucun içindeyim. yıllar geçse bitmez bu sevda.
üç hafta önce başladığım bırakma eylemine rağmen, tek dal dahi tüketmediğim halde aramadığım sigaraydı, şu son iki üç güne kadar. güzeldi sahi; dışarıdaki yağmuru izleyerek, türk kahvesi eşliğinde dumanını ahenkle dans ettirmek, çok özleyeceğimi sanıyorum.
fiyat-performans açısından dolayı uzun süre winston içtikten sonra geçiş yaptığım sigara. yemin ediyorum ben bundan önce sigara içmiyormuşum. bildigin kağıt sarıp içiyormuşum meğer. camel soft a geçtikten sonra sigara içmeye başlamışım.
tek kötü yanı, günlük içtiğim sigara sayısını ikiye katlamasıdır.
pek çok yerde ağır sigara denilse de kaymak gibi akıyor gırtlaktan. hele o kokusu arka arkaya sigara yakma isteği uyandırıyor insanda.
yalnız günümüzde, camel'ı sırf bi karizma göstergesi olarak kullanan dallamalar var. evet efendim camel bir nebze karizma katabilir insana. ama sırf karizma sahibi olmak için bu sigarayı içen dalya.rakların mabadında söndüresim geliyor o caanım sigarayı.
sigarayı içiyor muyum içmiyor muyum anlayamıyorum bu sigarayı içerken.
muratti içerken ciğerler pöfür pöfür yelleniyordu. hissediyordun dumanı. ama camel soft ilginç bi yapısı var. sanki hiç ciğere gitmeden uçup gidiyor amk.