"Her gece görüyorum balkonda elinde sigarası
Gizli içiyor hızlı hızlı
Kendine darılıyor belli ki benzi safran sarı
Dünler durgun hayat aynı kan kırmızı"
kısmına özellikle hayran olunan parça. dinlemekten bıkmadığım ve bıkmayacağım harikulade sıla eseri.
sılanın insanı öpüp atan şarkısı.. böyle yazılmaz, böyle söylenmez arkadaş.. hele bir de fuat güner'le müzik ömür boyu programında canlı canlı yardırmıştır ki of anam of.. şarkının yanına bir küçük aç küçük ayağa kalkar "abi ben kesmem bunu abimi çağırın" der.. öylede bir şarkı ve öylede bir şarkıcı işte..
400-700 milimetre dalga boyuna sahip elektromanyetik spektruma geçebilen ender ben diyim katı sen de sıvı malzemelerdir. ışığı gerçirmesinden dolayı pencere, aydınlatma, optik malzemelerde, telekominikasyon fiber uygulamaları gibi birçok alanda kullanımı vardır. kullanım alanı geniştir çünkü şekil alırlar katı olurlar ve ışığı geçirirler. sonra bir de opak camlar vardır. dekoratif olarak kullanılırlar. onlar da kristallenmelerle yapılır. kristal oluşumları camın içinde saçılmalara neden olur. bu işte evimizde anneylerimizin alıp süs içün masanın sehpanın üstüne koydukları camlar işte böyle küçük kristallenmelerle yapılır. şimdi öyle de anlatıyoruzki kolay bir şeymiş gibi camcıdan cam alıp ana ben dekoratif cam yapacam diyip ocağın başına gitmekle olmaz bebiş tabiki. 800-900 dereceye nasıl çıkacaksın onla. bir de bu camın bir düşmanı vardır o da HF gibi bileşikler. HF içeren kaplarda yüzeyde cam çok hızlı reaksiyona girer ve hf cam yapıya saldırır ve network'ü kırar. sıvının networküne girip camı çözmesi cam bieşenlerinin cam kompozisyona benzer olacak biçimde artırır. sudaki artış oranı da lineer olur. sonra bu yemeğe filan karışır biz de yeriz. böyle kanser filan oluruz en çok ölürüz o kadar mühim bir şey değil yani.
evet ne gördük. camın optik özellikleri, camlarda kristallenme, camlarda kimyasal reaksiyonlar. bi' su buharı ile elektronik özellikler kaldı o da yatana kadar biter umarım. *
Sıla'ya level atlattıran parça. Abi bi insan bu kadar güzel, bu kadar kaliteden ödün vermeden yazabilir mi ya ! Serdar Ortaç biraz ilham falan alsa keşke.
sıla nın son albümünden aynen öyle dedirten şarkıdır. hatta sözlerini de yazayım tam olsun:
cama iyice sokulmuş bakıyor öyle uzağa düşmüş gibi tuzağa
kendime sarılıyorum der gibi gözleri her şeyden çok
her şeyden çok bu koyuyo bana
herkes geçiyor aynı yollardan
tanıdığımız yok yukarılardan
inatla sarılacaksın sabredecek yaşayacaksın
herkes geçiyor aynı yollardan
tanıdığımız yok yukarılardan
azmedeceksin azmedeceksin
her gece görüyorum balkonda
elinde sigarası gizli içiyor hızlı hızlı
kendine darılıyor belli ki benzi safran sarı
dünler durgun hayat aynı kan kırmızı.
levent kazak'ın yazdığı laçin ceylan'ın yönettiği şahane oyun..gitsek mi acaba diye düşünenlere gidebilirsiniz rahatlıkla diyebilirim..ve "kaç saat sürüyor bu oyun yaa yol sorun olmasın" diyenlere (bütün gün arayıp da bulamadığım için özellikle yazıyorum)yaklaşık 3 saat sürmekte alkışlarken koşuyordum ona göre gidin derim..son olarak bütün oyuncular(mete horozoğlu, dolunay soysert, deniz çakır, bülent alkış, Selen Uçer) çok başarılıydı ama Selen Uçer bambaşkaydı bence.
bilet fiyatları gayet uçuk düzeyde olduğu için sözlükte yer edinemeyen ve edinemeyecek olan tiyato oyunu. levent kazak yazdı, laçin ceylan yönetti, dolunay soysert, mete horozoğlu, deniz çakır, bülent alkış ve selen uçer oynadı, oynuyor.
ikiyüzlü ilişkilerin güldüren hikayesini konu edinen oyun, 10 şubat'ta profilo kültür merkezi'nde, 15 şubat'ta ataköy yunus emre kültür merkezi'nde, 17 ve 24 şubat'ta profilo kültür merkezi'nde, 25 şubat'ta kozyatağı kültür merkezi'nde, 27 şubat'ta ise tim maslak show center'da sahnelenecek.
dudak uçuklatan lanet bilet fiyatları da şöyle:
Gişe Tam 40 TL Biletix Tam 45 TL
Öğrenci 30 TL Öğrenci 35 TL
ilk dinleyişte konuşmadığımız şeyelr var'ın en zayıf halkası gibi görünen; ancak dinlendikçe sevilen, sıla'nın kendisine 3. kişinin gözünden bakarak yazdığı ilk bestelerinden.
"herkes geçiyor aynı yollardan, tanıdığımız yok yukarlardan" derken aşk acısı sebebiyle acıyı dindirsin diye "melek tayfasından tanıdığımız yok" ya da "tanrıyla pazarlık yapamayız ki" anlamından mı yazmış yoksa yazdığı dönem itibariyle üniversiteye hazırlık, hayata tutunma vs gibi şeyler için torpil gerektiren durumlara gücü yetecek bir tanıdığı olmadığını mı belirtmek istemiş anlamış değilim.
ikinci durumu anlatmak istemişse sıla'nın dedesi ya da babasının eski adalet partisi'nden millet vekili olduğunu biliyorum. hala siyasetten bir tanıdığının kalması lazım.
bi de itiraf ediyim şarkıyı kendine yazdığını bilmeden önce kpss mağdurlarına yazdığını sanıyordum. * velhasıl kelam fena şarkı değil ama daha güzelleri olduğu için yer aldığı albümde sönük kalıyor.
Cama iyice sokulmuş bakıyor öyle uzağa
Düşmüş gibi tuzağa
Kendime sarılıyorum der gibi
Gözleri her harbiden.net şeyden çok
Her şeyden çok bu koyuyo bana
Herkes geçiyor aynı yollardan
Tanıdığımız yok yukarılardan
inatla sarılacaksın sabredecek yaşayacaksın
Herkes geçiyor aynı yollardan
Tanıdığımız yok yukarılardan
Azmedeceksin azmedeceksin
Her gece görüyorum balkonda
Elinde sigarası gizli içiyor hızlı hızlı
Kendine darılıyor belli ki benzi safran sarı
Dünler durgun hayat aynı kan kırmızı
Herkes geçiyor aynı yollardan
Tanıdığımız yok yukarılardan
inatla sarılacaksın sabredecek yaşayacaksın
Herkes geçiyor aynı yollardan
Tanıdığımız yok yukarılardan
Azmedeceksin azmedeceksin
Azmedeceksin hazmedeceksin