tırnağımızla kazıyıp, çoğaldıkça mutlu olurduk. ne güzel çocuklardık biz aslında. dünyanın bütün varlığı benim olsaydı, o macun kadar mutlu edemezdi diye düşünüyorum.
mahallede sokağa boşaltılan kum tepesinin içinden çıkartılan kil tabakalarıyla oynayan nesilden sonra gelen nesildir,
cam macunu lüks bir şeydi o zaman, oyun hamuruysa zaten yoktu ki...
gazoz kapağının içini macun ile doldurup kafalık yapmış nesildir. misket pahalıydı o zamanlar, en çok gazoz kapağı yazlık sinema çöplerinden ve kahvehanelerin çöplerinden toplanırdı...her tarafı çay artığı vs. fakirdi insanlar o zaman ama mutluydu.
aynı zamanda;
macunu kapağın içine sıkıştırdıktan sonra üzerine biraz tükürüp mermerin üstüne hızlıca sürterek düzletip kurumaya bırakan nesildir.
önce dış kapıları camlı olan apartmanlar seçilip zile basılır, sonra apartmandan içeri girilip camdan macunlar sökülür (yeni takılmış camlar tercih edilir genelde)
sonra kalpelere doldurulur (kalpe: bira fıçılarının kapağını macunla doldurup tam ortasına gazoz kapağı yapıştırılan ve oyunda gazoz kapaklarını vurmak için kullanılan alet)
abi cidden duygulandım ya bu sefer. bizim evde yoktu kenarında macunu olan cam.
yaklaşık 15 yıl önce felan kuzenlerimin evinde bi kapı vardı salondan koridora açılan. o kapının açıldığı yerde bi koltuk vardı. orda oturur o macunları şekilden şekle sokardım.
ahh sözlük ahhh. flashback yaptırdınız ya bana. çok seviyom seviyom lan hepinizi.**
bir grup gobel ile apartman kapılarındaki cam çerçevelerinin macunlarını sömürürdük biz. yazık, haftada bir taze macun yaparlardı çerçevelere de gene biz alırdık. ne muzurmuşuz.
hiç bir başlık bu denli etkilememişti beni sözlük, evde her cam kırıldığı zaman camcının başında bekleyip abi abi onlardan kalacak mı atılıyor mu onlar ben oynayabilir miyim diye alırdım, ilk önce şöyle bir koklayıp sonra başlardım şekiller yapmaya, takma tırnak yapıp insanları korkutmaya çalışmaya. evde en güzelinden playdoh oyun hamuru vardı ama o kadar tat vermezdi insana. annem artık çözüm yolu olarak toptan satın almıştı yoksa camlar takıldıkça kurumadan köşelerinden çekip çekip çıkarmaya çalışırdım. ah ne özledim yahu...
toprak kokusunu iyi bilen, akşam eve savaştan çıkmış gibi gelen nesildir. okul hayatım boyunca 1 kez disipline gittim, o da bu cam macunu yüzündendir. lisede, üzerime su döküp kaçan, sınıf arkadaşım olan kızın saçlarına, henüz yeni macunlanmış ve yağı kurumamış sınıf pencerelerinin dibindeki macunları dayadım. kızın upuzun, güzelim saçları bildiğin örülmüş zenci saçına döndü. sonuç; tabii ki disiplin odası.