çok edebi kırıklar. ne zaman cam kırıkları görsem yollara savrulmuş ve belediyenin süpürmekte geciktiği içimi edebi bir coşku kaplar arsızca.
imkan olsa da çorabımı çıkarıp bu kırıklar üzerinde yürüyebilsem. ve son söz; bazı cam kırıkları direkt kalbe batar. bazısının kalbi ise cam gibi kırılgandır. böyle şeyler işte.
cam kırıklarını vücuda batmadan toplamak için kırıkların bulunduğu yer büyükçe bir pamuk ya da bez ıslatılarak silindiğinde en minik kırıntılar bile ıslak pamuğun ya da bezin içinde toplanacaktır.
nursel ergin'in trt'de oynadığı, rol yapıp yapmadığı belli olmayan dizidir. velhasıl, yüz ifadesi hep aynıdır ses tonu gibi. Bi şaşırayım efendim bi belli ediyim sevincimi çığlık atayım, yok.
başrolde var mısın yok musun adlı yarışmada yarışmacı olarak yer alan nursel ergin hem güzelliğiyle hem de ilginç hayat hikayesiyle bu rolü kapmış sanırım. yapımcılığını filma cass'ın yaptığı dizinin yönetmeni ise onur tan. yuvada anne hasretiyle büyüyen genç bir kızın yıllar sonra annesinin varlığını öğrenince basit ve huzurlu hayatının nasıl darmadağın olduğu anlatılıyor. oyuncu kadrosu içinde ipek tenolcay, hakan eratik, mazlum kiper, sait genay, ceren şekerci, kadir kandemirde var.
cam kırıkları 19 şubat perşembe yani bugün 19:30 da ilk bölümüyle trt 1 de yayınlanacak.
kendi geçmişine ait durumları çeşitli kurmacalar içinde anlatır bizlere. bazen öyle bir anlatır ki hangisi kendi başından geçmiştir, hangisi hayaldir birbirine girer.
"dedem bana küstü" öyküsünün gerçekliği şüphesizdir, kırşehir'de yaşadığı bir çocukluk anısını anlatır.
kitabın bence en iyi hikayelerinden biri ise istanbul üniversitesi kantininde geçendir. hikayenin kahramanı hoşlandığı kızları orada manzaralı bir masada çay içmeye davet eder ve en sevdiği romandan bir bölüm okur. kızın hoşuna giderse, evet, aradığını bulmuştur. bu hikayenin ne kadarı erdal öz'ün yaşamındandır, bilinmez.