yaz tatili için türkiye'ye gelen amerika'da yaşayan bir arkadaşımla birlikte yemekteyiz ve teleonu çalıyor.
- hayır, kabul etmiyorum. beni ilgilendirmez. ben sana siyah, dedim. si-yah!.
hayırdır, n'oldu, diye soruyorum. calvin kleinin de kendisiyle aynı renk ve markada araba sipariş ettiğini öğrenmiş, otomobil bayiinden arıyorlarmış ve sadece gri ve diğeri siyah olmak üzre iki tane araç getirtceklermiş..
dost meclislerinde sıkça ismi geçen bir insandır kendisi. cayenne porsche almışlığı vardır.
Türkiye'de çok pahalı olan bir markadır. Avrupa'dan alınca gayet ucuza gelmektedir. Türkiye'den 400 tl'ye aldığınız ayakkabı italyadan 60 euroya alınabilinir.
70 yaşındaki amerikalı moda tasarımcısı bir adam. Bir sözü çok dikkatımı çekmişti; "Çocukluğum yatılı okullarda geçti, çalınmasın diye iç çamaşırlarıma adımı yazardım. Bir gün marka olacağını kim bilebilirdi ki?"
değişik bir reklam çalışması yaratmışlar. hiç birbirini tanımayan 20 kişiyi, terse sınıflandırıp birbirlerini öpmelerini istemişler. müzik ile beraber çok hoş olmuş.
hakikaten fitness yapan adamin slip markasi. ben de giyiyorum, tanidigim fitnesscilar da giyiyor. iyi hissettiriyor lan sanki. adonisler calvin kleindan baska, tutku ic camasirdan baska gozukuyor.
ayrica fitnesscilarin diger markalari icin; armani, jack jones, abercrombie.
reklamını tv'den çekmek zorunda kalmış firma. ama neden?
2 yıl önce belgeselinde izlemiştim. ilk zamanlarında önemli bir model kot üretmişler. tv'de, sokakta afişlerde iyi bir reklam politikası izlemişler. bir şeyi hesaplayamamışlar: bu derce talebin olacağını. adeta talep patlaması olmuş. sipariş yetiştirememişler. hemen tv'den reklamları çekmişler. sonra da afişleri toplamışlar. muazzam bir olay. nasıl bir tüketim çılgınlığı bilemedim. link bulursam ileride paylaşırım.