eskiden xfire ve sonradan gameranger dan multiplayer olarak oynadığım, adeta bağımlısı olduğum oyundu. advanced warfare ya kadar ki serilerini oynamış bulunmaktayım. velhasılıkelam o zamanlar güzel zamanlardı.
diğer call of duty oyunlarında olmayan en önemli özelliği görevlerin gerçekçilik dozunun çok iyi ayarlanması. böyle olunca yaptığınız göreve de fazlasıyla bağlanıyorsunuz. oyuncuya heyecan yaşatmak için fantastik unsurlara da gerek kalmıyor. helikoptere son anda tutunmak, ceset parçalayan vahşi köpeğin önünden geçerken saldırır mı gerginliği gibi şeyler oyuncuyu yeterince heyecanlandırıyor. risk seviyesi yüksek olan bölümlerde diyaloglar ve senaryo gereği yaşanan kayıplar da ''zaten ölümsüzüz'' hissini kırıyor. hiç bir bölümde ''hadi dalıyoruz!'' diyerek ilerlemiyoruz, her hareketimiz disiplin ve plan içerisinde. senaryo ve karakter tasarımınındaki başarısının yanında oyuncuyu duygusal olarak bağlayan en önemli özelliği gerçekçilik unsurlarıydı aslında. modern warfare 2 de hafiften fantastik unsurlar girmeye başladı ama senaryo ve müziklerdeki başarısı ve önceki oyundan karakterlere olan bağlılığımız dolayısıyla çok göze batmadı. mw3'üyse artık sadece captain price için oynadım. daha sonra gelen hiç bir call of duty oyununda ise modern warfare i efsane yapan unsurlar dikkat alınmadı ve geldiği son nokta ortada. oyunu geliştiren firmanın tekrar ciddi bir çıkış yapabilmesi için bizim captain price, soap, gaz gibi karakterlere neden bu kadar bağlandığımız analiz etmeleri gerekir. yoksa en iyi aksiyon sahnelerini de içerse çıkan bütün oyunlar mw'nin gölgesinde kalacaktır.
Ortaokul zamanlarımda deli gibi oynadığım ve kaç yıl geçerse geçsin asla unutmadığım bir oyun.
Özellikle captain price ın ölümü beni ağır yaralamıştı psikolojimi bozmuştu resmen a q. Kaç sene geçerse geçsin hâlâ aklıma geldikçe üzülürüm piçe ve sinirlenirim beni öyle üzdüğü için. Gözlerim dolmuştu piç.