bir rus için en büyük hediyelerden biri. ama ingilizce olması kötü olmuş, ingilizce altyazılı rusça olsa çok daha dehşet savaş ortamı sağlanabilirdi sanki. şahsen "for your glorious country, for your motherland! fireeee!" şeklinde bağırdıkları, almanların geldikleri bölümde hüngür hüngür ağladım. çok duygulandığım şöyle bir an da oldu, diyeceksiniz "ulan ne garip adam, cod oynuyor ağlıyor" diye, ama öyle hissedince, ne bileyim lan..
you're hurt, get to cover mı ne; o yazı çıktı, karşımızda almanlar, ibneler mg-42'yle tarayıp duruyorlar. taşın arkasında hemen yere yattım. yanıma baktım, sergey diye bir elemanın postallarını gördüm. "yanımda biri varmış, dinlenip kalkarım; ne güzel" diye düşündüm. kalkmaya yelteneceğim sıra başka bir alman sergey'e dirsek attı ve başka bir alman'ın kafasına attığı kurşunla orada öldü sergey.
savaşta birini, bir arkadaşını kaybetmenin acısını anlatıyor güzel bir şekilde, oyuna kendinizi kaptırıp birşeyler hissedebilmişseniz. müthiş bir oyundur, yüksek sesle oynandığında hele harika olur. türkiye'de yaparsanız komşular gelebilir, ama moskova'da fazla sorun olmuyor. "faşist kesiyoduk yegor enişte, ahoaoha" diyorsunuz, aldığınız cevap muhtemelen "aslanım güzel iş yapıyosun da çocuğu uyutuyoduk be" oluyor; paşa paşa kısıyorsunuz sesi. gülmeyin lan, öyle oluyor harbiden.
her neyse, kelimelerin kifayetsiz kaldığı oyundur; uzun uzadıya anlatılası birsürü şeyi var aslında.
bir oyunun zorluk derecesini artırınca düşmanlar daha iyi nişan alır, bomba falan kullanmaya başlarlar, üzerinize falan ilerler değil mi? evet, normalde böyle olması gerekir ancak bu oyunda böyle değil.
7-8 kişilik asker grubuyla rusya'da almanlara taarruz ediyorsunuz ama düşman sadece size ateş ediyor. kafanıza saniyede 4-5 bomba yiyorsunuz. sis bombası atıp dalıyorsunuz ancak düşman -termal kameraları var herhalde- sizi bir şekilde görüp öldürüveriyor. buna ek olarak, yanınızdaki askerlerin de hiçbir boka yaramadığı da acı veren bir gerçek. ulan bi tane düşman vursanıza? ben öndekileri temizliyorum ilerliyorum, bizimkiler öylece beni takip ediyorlar. dibimde bir alman var, askerlerim onu vuracaklarına izliyorlar beni.
bunun dışında, "bir oyunda autosave bu kadar mı siktiriboktan olabilir?" diye soruyorum kendime her oynamaya başladığımda. şuna adam gibi manuel save koysanız da kaydetsek. haritada bayağı bir ilerleyip, taa 100 metre ilerden mg42'yle size headshot atan bir alman askeri yüzünden geberip 3-4 dakikalık emeğinizin boşa gitmesi gerçekten sinir bozucu. arasıra save ediyor arasıra save etmiyor kafasına göre.
ha bir de, bunun saçma sapan anlarda save etme olayı var. düşünün, düşman ayağınızın dibine bomba atmış ve siz yeni farketmişsiniz. ama artık çok geç oldugunu anlıyorsunuz. neyse nasıl olsa ölüp önceki yerden devam edersiniz değil mi? hayır efendim. oyunu öyle bir tasarlamışlar ki, tam da ayagımın dibinde bomba varken, ne bileyim üzerimden tank geçerken save edivermiş oyun. çık bakalım çıkabilirsen işin içinden. menüye girip bölümü baştan oynamak ya da ölümsüzlük kodu yazıp oyuna girmek gibi 2 süper seçeneğiniz var.
öte yandan, harika grafikleri ve ses efektleri var bu oyunun. eğer 5.1 ses sistemi ve iyi bir ekran kartınız var ise sanki gerçekten savaşıyormuş gibi oynayacağınız ve zevklerden zevklere tur atacağınız birşey olmuş bu. hikaye anlatımı ve ara filmler de gerçekten çok güzel.
özetle oyun grafik, ses ve anlatım olarak gerçekten harika. ancak, gerek yapay zeka gerekse autosave saçmalıklarından dolayı insanın canını sıkmayı başarabiliyor.
oyunun başlangıcında bulunan alıştırma mevzusunda, comrad comissar'ın dediği gibi silahı alıp işimize devam etmezsek beylik tabancasıyla alnımızın çatına sıktığını görebilirsiniz. ruslar kolay harcıyor kahramanları yahu. *
cpt. price, sgt.randall ve oyundaki diğer kumandanlar savaş sırasında ölmemektedirler. alman askerlerinden kaçmanın bir yolu bu komutanların arkasına sığınmaktır. almanların tiger tankı ile bulunduğunuz evi kuşattığı sırada ölmemek için price'in arkasında durabilirsiniz.
ilk başta Kızıl orduya gönüllü olarak eline ilk kez silah almış olan Vasili ivanovich Koslov olarak başlayıp oyuncak ayı, tabak, çanak gibi şeyler vurup patates fırlatarak eğitim yapıyoruz...Sonra büyük bir rus kahramanı olup çıkıyoruz.Ama ha ediyosunuz. Tüm bombaları Vasili yerleştirsin. Vasili sniper cıyı vur. Vasili tankı patlat. Vasili dur. Vasili kalk. Vasili önden buyur. Tüm işi Vasili yapsın o ilerlemeyince sizde durun arkasına saklanın azıcık öne çıınca hemen "Vasiliiiiiiiii dont try be a hero". Valla kıyak iş.
ingiliz Davis olup çöllerde savaşıyoruz sonra vuruldukça ölmediği halde hala arkadan arkadan gelen Captain Price a gıcık olarak Fransaya tayinimiz çıkıyor.
Bir de ingiliz olarak çölde bir tank komandosunu oynuyoruz ama ismini hatırlamıyorum.
Taylor olarak Amerikalı bir asker olup direk Normandiya çıkarmasında yer alıyoruz sürekli emir yağdırması ve ölmediği halde geriden gelen Randall a uyuz oluyoruz yine. Ya hiç değilse Price kalıplıydı ve arada kendini öne atıyordu.Neyse En sonunda savaş bitiyor ve Randall bu şekilde size yaptığı keleği telafi ediyor.
Nasıl mı? Ona sen "kahramansın seni yüksek subay falan yapcaz" diyen generale asıl kahraman ve hak eden Taylor oldu diyor.
Oyunda can kavramı yok soluklanınca Canınız doluyor. Bu güzel olmuş ama save kavramı da yok o kötü. Sadece auto save var. Eğer 15-20 kişi internet kafe de iseniz bu oyunun multi player seçeneği team death match de çok sarmaktadır ve ben bu oyunu tüm CoD serisinin hepsinden çok severim.
ha demeyi unuttum senaryosu 2. Dünya savaşı
zamanında çılgın gibi multiplayer oynadığım oyundur. her oyun ayrı bir fanteziydi.
single player'ı yüksek zorluklarda oynarken çıldırmanız işten bile değildir. eğer ölmeyecek kadar iyiyseniz dakikada bir siper alıp can doldurmanız gerekecek. gerçi tam bir gerçekçilik öğesi, ama can sıkabilir.
alman karargahına gizli gizli arkadan sokulursun, bodoslama girmeyeyim de bütün askerler bana odaklanmasın diye bilgisayarın başında nefesini bile kontrollü alırsın. ancak bir tane ibne alman askeri vardır sen istediğin kadar planlı gir o şerefsiz çıkar bir yerden o cırtlak alman sesiyle kıçını yırtar: "britische truppen sind hier erbraucht hilfe!!" diye. 5 sn içinde ortalık karışır. uyuz rus komutan da sana arkadan dont try to be a hero vassili diye öğüt verir. siz de ölünce be sikik öyle diyceğine sen de gelsene erkek gibi diyerek ana avrat saymaya başlarsınız.
er in çavuşa "bak akıllı ol, bu küçük mücadeleyi kazandık diye savaş bitmiş değil" gibisinden artistlik yapabildiği oyun. gerçekte olsa alırdım havasını ama neyse.
rus bölümünde insanı gaza getiren oyun.. hele bi ara yanında ki "this was for my mother..." die bi başlamıştır ki insan kendini gerçekten rus sanıp "kill those faşists" böğürtüleri arasında elinde taramalıyla savaş meydanının ortasına atar... "for mother russia"
multiplayer serverlere eklenen yeni haritalar ile inanılmaz keyif veren oyundur. haritalarından bazıları karayip korsanları, obit evleri, zaafrane, tripoli ve wallendar. özellikle gemilere binilebilen karayipli bölüm harika. oyunun müzikleri de oynanan bölüme göre değişiyor. yeni bölümleri görebilmek için:
zannımca american campaini daha iyi oyundur. 6 haziran 1944'te ki çıkarmayı ve savaş atmosferini iyi dizayn etmişler ancak her zaman aynı yere aynı bombanın düşmesi, aynı askerin aynı yerden çıkması gibi saçmalıklara hala çözüm bulamamışlar. hill 400'de ki savunma içinde bu yapay zeka hataları geçerlidir ancak yine ww2 atmosferi o bölümde de oyuncuya sonuna kadar hissettirilebilmiştir.
oyun asamalarini kafaniza göre kaydedemediginiz bir oyundur , oyun kafasina ne zaman eserse kaydediyor...
Bazen 10 dakika boyunca kaydetmez , ve siz bir alman bomba yada kursununa denk geldiginizde oyunu yapanlara basarsiniz küfürü... Haydaaaa yinemi 10 dakika geriden baslayacagiz dedirten oyundur...
ülkemin herhangibir ilinde herhangibir erkan adamı tarafından internet cafelerde yasaklayacağı oyunlardan sadece biridir.
12 yaşından büyüklere serbest mi ?
insanı dünyadan soğutan oyundur. 3 günde bitirilmesi eve dönüşte problem oluşturur, * boşluğa düşmüş gibi hissedersiniz. call of duty(1)deki tecrübeye güvenerek veteran** seçilir. altında bilgi olarak "you will not survive"* yazar. "hadi len" dersiniz başlarsınız oynamaya fakat dakka 1 şehit olursunuz. "vatan sağolsun" der yeniden oynarsınız. oyunda değiştirilen özellikeler ile kopamazsınız. mesela health olayı kaldırılmış yerine saklanarak tekrar hayata dönmeniz sağlanmıştır. tabi karşılığında quick save özelliği kaldırılarak!!! keskin nişancı silahı aldığınızda hedefi vurabilmek için shift tuşuna basarak nefesinizi tutmanız gerekmekte ve bunu max 4-5 saniye yapabilmektesinizdir. ses olarak mükemmeli yaklayan cod2 bilinen ikinci dünya savaşı oyunlarını sollamıştır. cod1 deki gibi güzel hikaye ve anlatımı yoktur, fakat grafikler ve gerçekçilik bu sefer ön plandadır. mesela alman askeri pencerenin kenarında saklandığını nefes alıp verirken çıkardığı buhardan anlayabilmek çok ince detaylarından göze çarpanıdır. sis bombası gibi bir özellik eklenmiştir. el bombasını numaralar ile seçemezsiniz. onun yerine mouseun orta tuşuna konması (veya g tuşu) güzel özelliktir. ayrıca indicator yardımıyla düşman el bombalarının nerenizde olduğunu farkedebilirsiniz ama pek işe yaramaz mübarek rahmet gibi yağar! en kuytu yere bile üçlük atar düşman "german granede!" ile. 3 çeşit silah taşıma kaldırılmıştır. gerçeklik olarak güzel özelliktir. hele ele geçirdiğiniz kasabanın su kulesi mi ne onun en tepesinde mortar*ı kullanan almanları öldürmek için bayağı kasarsınız. *
son olarak almanlar bu kadar aptal mı dediğim cod1 in aksine dünyayı kurtarmak bu oyunda çok zordur! zira çok pis nişan alıyor faşistler.
Multiplayer ı arkadaşlarla oynayınca müthiş zevkli olan oyundur. Single Player ise pek sarmaz, üstelik çok da basittir. Ayrıca neden Alman olamıyoruz sorusunu getirir akla.
iki gecede bitirmeyi başardığım mükemmel ötesi savaş oyunu. gerçekten düşmanlarınızın yapay zekadan biraz daha öteye gitmeye başladıkları oyunlar arsında yer alıyor. el bombalarından kaçmak için ne kadar uğraşırsanız uğraşın illa 4-5 kez yakalanıyorsunuz.
tarihi açıdan oyun 2. dünya savaşının kanlı döneminin son zamanlarında 1941-1945 dönemi arasında rus, ingiliz ve amerikan kuvvetlerinin hitlerin askerlerini geri püskürtme dönemine tekabül ediyor. yani faşistlere ölüüüüm nidalarıyla dünya barışını sağlıyorsunuz. oyunda Rus, ingiliz ve Amerikan kuvvetleri ile Rusya, Mısır, Libya, Tunus ve Fransa'da çarpışıyoruz.
oyun üç parça halinde, ilk olarak sovyetler birliğinden bir er olarak faşistleri moskovadan tepeliyorsunuz. bu olay iki bölümde sona eriyor. ve bölümler öyle 10 dakikada bir yüklenmiyor, başladımı yarım saat savaşın içinde buluyorsunuz kendinizi ki bu harika.
diğer iki veya üç görev sırasında ingiliz askeri olarak afrika çöllerinde tank savaşları yapıyor, nazi sığınaklarını basıyor ve görevinizi tamamlıyorsunuz.
son olarak amerikan askeri olarak önce normandiya çıkartması yapıyorsunuz. tam bu noktada er ryan'ı kurtarmak filminin giriş sahnelerini birebir yaşamak mümkün. ve bu çıkartma ile devamı oyunun en zorlayıcı bölümleri arasında yer alıyor. daha sonra bir kaç tepe ele geçirmeye falan çalışıoyrsunuz ki dillere destan.
oyunu iki gecede bitirdiğime pişmanım diyebilirim. fakat sizin de yavaş yavaş bitirebileceğinizi sanmıyorum çünkü oyun akıoyr efenm. :) oyunda dört zorluk seviyesi var; easy, regular, veteran ve hardened! ilk olarak regular seviyede oyunu bitirip hardened'da master yapmanızı tavsiye edebileceğim.
oyunun klasikleşmiş savaş aforizmaları yine oyun boyunca ekranınızda oyun yüklemesi sırasında beliriyor. bir çok ünlü generalden inciler dökülüyor oyun boyunca. yakında tüm o aforizmaları bu başlık altında eklemek isterim tabi. şimdilik aklımda kalanlar;
"barışı sadece ölüm görecektir."
"ölüm bütün problemleri çözer, hiç insan hiç problem!"
"savaşları yaşlı insanlar başlatır, fakat savaşta ölecek olan gençlerdir."
bir de napolyon "düşmanınızla fazla savaşmayın, yoksa savaş taktiğinizi ona öğretirsiniz." demiş. peh peh peh...
oyun hakkında son bilgi de oyun boyunca almanya çiftliklerini gezerken yerlerde leşleri serili bir sürü inek görebilirsiniz. vee oyunun sonunda da yapımcılar "bu oyunun yapım aşamasında hiçbir ineğe zarar verilmemiştir." ibaresiyle de yarmışlardır. :) şiddetle tavsiye ettik iyi eğlenceler.