genelde yurtdışında çalışabilmek için gerekli olan vizedir kendisi. değişik şekilleri de vardır.
çalışma vizesi(working visa) başvuruları şahsen ilgili ülkenin büyükelçileri aracılığı ile yapılır, 2 yıl olur(irlanda için) ve ota boka problem çıkma ihtimali vardır. mesela, kontratı yaparsınız, işinizden ayrılıp biraz kafamı dinleyeyim, hem de bu arada pılımı pırtımı toplayayım dersiniz, adamlar eksik bulamazlar hiçbir şekilde, kalkarlar maaşınız düşük, vermiyoruz vize derler. sonra karara itiraz eder, itiraz sonucunu beklersiniz.
bir diğer şekli ise çalışma iznidir ki(work permit - cm oynayıp ingiliz ligini seçenler de bilirler) bunu şirketler çıkarırlar personel için. siz etliye sütlüye karışmazsınız. vakti gelince gider paşa paşa çalışmaya başlarsınız.
ancak arada şöyle bir fark var. çalışma vizesi alarak gittiğinizde, o şirketten ayrılıp başka bir iş arama/başka bir şirkette çalışma şansınız olabiliyor vize süresi içerisinde. ancak çalışma izninde, izni çıkaran şirkete bağımlı oluyorsunuz ve şirket sizi işten çıkarırsa pek de fazla hareket etme şansınız kalmıyor. sonuçta da pılıyı pırtıyı toplayıp geri dönmek zorunda kalabiliyorsunuz.
neymiş, vize çıkmadan işten istifa edilmezmiş. öğrenmiş olduk.
konu bile açılması halinde insanı kabus basan bir sürü ayrıntılı evrak silsilesini bir araya getirip anlamsız bir sürü prosedüre uygun şekilde düzenleyerek ve gayet yalaka tarzda bir başvuru dilekçesiyle istenilen konsolosluğun önünde eğilerek kabus dolu beklenti ve eziyet günlerinin başlangıcını hatırlatan ve tünelin sonundaki ışığın bazen hiç görülmediği vize türü