çok sevdiğim, çok güzel olduğuna inandığım bir küçük iskender $iiri.
(..)
hacivat adamlar zülfikar kemiğiyle lades tutu$urdu
denize kusarlardı; yosun tutu$ur, karides tutu$urdu
elele tutu$urduk, kimse susmazdı, susmak olmazdı
istanbul'da bir asit $i$esi kırılırdı
bir çocuk kapıyı açıp laciverde girerdi
dudaklarından öperdim, ba$ım derde girerdi
ve bir ayna $arkı söylemeye ba$lardı olduğu yerde
örneğin sarıyer'de: bir börekçi aniden küçümsenirdi
çay bardaklarıyla asya'nın en eski haritası çizilirdi
seni dü$lerdik tüm belleğimizle
acı çizilirdi, et çizilirdi, kafatası çizilirdi!
bir vapura binerdik, yüzümüz üstümüz limon ağacı
her iskele biraz daha uzak, her a$k biraz daha latince
iki parmak daktilo yazar gibi kopuk kopuk
iki sözcükle gözlerine yazardım kendimi
acemice!
ve bayram harçlıklarımı, açlıklarımı dü$ürmü$ olurdum böylece!
sen ise
gençliğini, hep çocukluğunu dü$ürmü$sün
diyelim gece, diyelim alelacele yalnızsın
diyelim ki oturup beni dü$ünmü$sün
ağlamı$sın gride biraz siyah, biraz beyaz arar gibi
ye$ilde mavi yok oysa, sarı hiç yok!
beni dü$ünmü$sün saçlarını akordeonlarla tarar gibi
küçücük bir kız gibi
küçücük bir delikanlı gibi
küçük bir yaradaki büyük bir kabuk gibi
büyük bir yaradaki küçük bir kabuk gibi
kanar gibi, kanatır gibi, birlikte kanar gibi beni dü$ünmü$sün!
ecel olur gelirim sana artık adressiz bir zarf gibi
zarfı yalayıp kapatırken dudaklarımı kağıtla keser gibi
çünkü ben orda celladım, biraz katil
seri haldeyim sana, paralel haldeyim
bütün suçlar üstüme yıkıldı, hataların altında kaldım
hayatım hayatına dü$üp patlamayan
hayali bir bomba gibi!