yurdum karayagiz delikanlisinin standart aksesuarlarindan kabul edilirdi bu uclu. ozellikle seksenlerde cocuk olanlar bu neslin son temsilcisi sayilabilir. sedef sapli, islemeli, bursa veya sivas isi arpa sapli cakilar; yaninda halis oltutasi tesbih ve saclari cogunlukla yana dogru tarayip, percem yapmakta kullanilan tarak delikanli milletinin olmazsa olmaziydi.
caki cogunlukla bir caydirma unsuru ve bir nevi "her eve lazim" anlayisi veya aspirin gibi muhakkak bulundurulurdu. meyve soymak, buldugu bir agac dalini yontmak, bir agacin govdesine kalp cizip ortasina iki harften mutesekkil manali seyler kazimak hatta kalbi ikiye bolecek sekilde bir ok cizmek en yaygin kullanim alaniydi. buna sundurma sonradan ortaya cikan adiyla saldirma da denilirdi.
tesbih ise basli basina bir delikanlilik belirtisiydi. her delikanli cebinde muhakka surette bir tesbih bulundurur bazen bilegine takar, bazen parmaklari arasinda cevirirdi. kalitesi meraklisi icin onemliydi. oltutasi uzerine gumus islemeli veya kuka bir tesbih ya da kehribar tesbih makbuldu ama herhangi bir tesbihte olurdu. bu surec daha sonra cicili bicili tesbihlerin cikip, elinden tesbihini dusurmeyen delikanlinin turk dusmani * bir kisim cevrelerce kiro ilan edilmesiyle son buldu.
tarak ise diger iki aksesuara nazaran biraz daha sonuk olsa bile pantolonun arka cebinde cuzdan ile beraber bulunurdu. kemik veya sert bir maddeden yapilanlar kirilir, disleri cabuk dokulur anlayisi yuzunden pek tercih edilmez, plastik olanlar kullanilirdi. jole bu tarak devrinin sonu oldu. ellerine siktigi limonla saclarini hafiften islatip taragiyla yana dogru yatiran yurdum delikanlisi, joleye teslim oldu ve taragi terketti.
simdi bunlarin yerini cep telefonu, sigara, cakmak ve cuzdan aldi. cuzdani cikarmak eskiden ayip karsilanirdi. simdi ozellikle kaliteli bir telefon yanina soyle marlboro ayarinda bir sigara ve kredi kartlari ile sisirilmesine mukabil kisinin onuru ve haysiyeti bosaltilmis cuzdan cikarmak cagin delikanliligi oldu.
bir de kostekli saat mevzusu var, onu daha sonra yazayim...
