Değişik zamanlarda ilkokul öğretmen vekilliği ve almanca öğretmenliği yapmasının yanı sıra, mavera dergisini çıkartmaya başladığı süreçte trt genel müdürlüğü'nde mütercim sekreter olarak da görev alan, 1987 yılında kaybettiğimiz şairimiz.
Gectigimiz hafta ici nebil özgentürk, hasmet babaoglu gibi "entel" kisilerin sundugu programda, gec de olsa tanima sansini yakaladigim zarif sair. (bkz: anılar defterinde gül yaprağı). Bu siiri levent uzumcunun sesinden dinlemekte ayri bir zevkti. Ayrica zarifoglunun 70 lerde tum avrupayi otostopla gezdigi de rivayet edilir.
--spoiler--
6 Haziran Cumartesi Saat 18'de Türkiye Yazarlar Birliği istanbul Şubesinde "Zarifoğlu'nu Neden Çok Sevdik" başlıklı bir program düzenleniyor.
Programda ağırlıklı olarak Zarifoğlu'nu görmemiş okurları onu neden sevdiklerini anlatacaklar.
Ahmet Murat
Zeki Bulduk
Murat Menteş
ibrahim Tenekeci
ismail Kılıçarslan
Mevlana idris
Suavi Kemal Yazgıç
Lüfi Arslan
Seyfullah Aslan
Volkan Akmeşe
Aykut Nasip Kelebek
Cesur Küçük
Mahmut Bıyıklı
Bülent Parlak
Yunus Emre Özsaray
Enes Özel
Mustafa Aldı
Abdüssamet Bilgili
Hüseyin Akın
Ahmet Mercan
Ali Ural
Metin Karabaşoğlu
Yusuf Kaplan
Ayrıca Mustafa Demirci, Zarifoğlu şiirinden yaptığı bir bestesini ilk defa bu programda dinleyici ile paylaşacaktır.
anılar defterinde gül yaprağı
gibi unutuldum kurudum
başıma düştü sevda ağı
bir başıma tenhalarda kahroldum.
sen kimbilir rüzgarlı eteklerinle kimbilir
hangi iklimdesin
ben sensiz bu sessizlikle
deliler gibiyim
sensiz bu sessizlikle.
ayrılıkla başım belada
gözlerini çevir gözlerime
yoksa ben
sensiz bu sessizlikle
deli gibiyim
sensiz bu sensizlikle.
kalın ve pahalı kitapları çarpar kitapçılarda. pahalı olması fiyatından değil taşıdığı yüktendir. Kendisinden sonraki şairlerden etkilemediği kimse kalmamıştır. Çocuk kitapları yazarı olması bile nasıl bir kalbe sahip olduğu gösterir. Mevlana idris, ismail Kılıçarslan ,Esra Elönü
çocuklara kitap yazıyorsa sebebi odur.
ayrıca şiirlerinden biri. insanlık namına bir parçası
--spoiler--
Doymuştur aşk bu gece en son buluşlarına kadar
Sen meleksi kadın bu gece kendini vermekle
ikiye yarıldım
Sen meleksi kadın bu gece
1000 yıl adına bilinmekle
Sen melek uyarmalarıyla
Uyarılan erkek
Bu gece bir şehvet azarladı
Hayvan kovdun
Yatağını yüceltenlerden oldun
necip fazıl ile tanışmaya gittiklerinde havaî bir tavırla camdan dışarı bakıp sigara içmiş, necip fazıl'n kütüphanesini karıştırmış, birkaç plâkla ilgili sorular sorarak sohbete katılmamıştır. hatta bir keresinde bir gece vakti necip fazıl'ın kapısı çalınır, yüzü-gözü görünmeyen bir adam, necip fazıl'a "beni sen mahvettin, hepsi senin yüzünden" diye bağırıp gider. necip fazıl yıllarca o adamın cahit zarifoğlu olduğunu düşünmüştür. zarif'i bir keresinde "artist" diye azarlayacaktır.
bununla birlikte necip fazıl'ın "bir siz varsınız" dediği şairlerdendir. arkadaşlarıyla beraber kurduğu dergiye "mavera" ismini veren de necip fazıldır.
zarifoğlu arvasîlere damat olduğunda kefili ve nikah şahidi de necip fazıl'dır.
Babasının memuriyeti dolayısıyla ilk ve orta öğrenimini yurdun çeşitli yerlerinde yapmış, Liseyi memleketi K.Maraş'ta tamamıştır. i.Ü. Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdikten sonra Çevirmenlik yapmıştır. aynı zamanda Avrupa'yı dolaşmış ve Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu ve TRT'de çevirmen olarak çalışmıştır. TRT istanbul Radyosu&'nda denetçilik yapmışlığıda vardır.
Zarifoğlu'nun zekâ çağlayanı onu hep masalın içine itmiştir. Serüvenden hoşlanması da bununla açıklanabilir. Adeta masalları gerçekleştirmek istemiştir hayatı boyunca. Evlenmeden önce de arkadaşlarına bol bol masallar anlattığı hatırlanırsa söylemek istediklerimi bir yere oturtabiliriz. Çocuklarına her gece masal anlattığını biliyoruz. Beş yıl süreyle bana da çok masal anlattı. Latife anlatmaktan da hoşlanırdı.
Yere bir dörtgen çiziyor. içine bir insan çiziyor. Çevresindekiler anlamını
merak ediyor.
içinde yeniden bir insan çiziyor. Dörtgenin dışından insana ulanan yeni
çizgiler ekliyor.
'Bu nedir biliyor musunuz?' diye soruyor. Kimseden çıt çıkmıyor. Herkes
kalbindeki anlamını düşünüyor. 'Çevre çizgileri, insanın bulandığı çokluktur'
diyor. 'Hepsi merkezle kesişmiyor ama,' diye itiraz ediyor birisi. 'Bazen yanılır
bazen isabet ederiz' diyor. Herkes bakışını dörtgen, insanı kuşatan ölüme
çeviriyor.