her sıfatından öte şair. genç yaşta hayata gözlerini yummuş şiirleri ancak hakkında derin fikir sahibi olunduktan sonra anlaşılabilecek olan dağınık ve yakışıklı şair. çocuk hikayeleri(yürekdede ile padişah,motorlu kuş gibi) ona ödül kazandırmıştır.
ismet özel'in sıkı bir kömünist olduğu yıllarda cahit zarifoğlu ile aralarında şöyle bir diyalog geçer.
cahit zarifoğlu ismet özel'in de katıldığı bir şiir gecesinde çok güzel bir şiirini okur. ve ismet özel ile karşılaşır.
i.ö-gecenin yıldızı sendin. bizim yanımızda olmanı çok isterdim
c.h-allah korusun!!!
gerçek adı abdurrahman cahit zarifoğlu olan şair isimlerinin baş harflerinden oluşan acz kelimesini muhtasar isim olarak kullanmıştır zamanında.
"em aspirin,
-kutu tablet?
- farketmez,
ısırmasın da timsah gibi."
diyen maraşlı şair. şiirin yazılan değil fakat yaşanan birşey olduğunu kimseye söylemeden çekip gitmiştir yeryüzünden.
ilk okul yıllarından hatırladığım motorlu kuş adlı hikayenin sahibidir . daha sonraki yıllarda öküz dergisinde kendisi hakkında yazılan yazıylada şair olduğunu öğrendiğim yazar .
1940'ta Ankara'da doğdu. 7 Haziran 1987'de Ankara'da yaşamını yitirdi. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Çeşitli kurum ve kuruluşlarda muhasebeci, çevirmen, düzeltmen, teknik sekreter olarak çalıştı. Öğretmenlik yaptı. ilk şiir ve öyküleri lise öğrenciliği yıllarında Kahramanmaraş'taki yerel gazetelerde yayınlandı. Ardından istanbul ve Ankara'daki dergilerde çıkan şiirleriyle tanındı. Kahramanmaraş'ta "Açı" adıyla bir sanat dergisi yayınladı.1976'dan sonra Ankara'da yayınlanan Mavera ve Edebiyat dergilerinin sürekli yazarı oldu. ilk şiirlerinde ikinci yeni akımının etkileri görülür. Madde-ruh çatışması, "Batı diktasına karşı Doğu protestosu" temalarını işledi. ilk şiir kitabı "işaret Çocukları" 1967'de yayınlandı. Şiirlerinde dinsel inançları çerçevesinde ele aldığı Anadolu insalarınının acı, umut ve sevgilerini yansıttı. Son şiirlerinde ise dini düşüncedeki insan sevgisi, toplumsal mutluluk anlayışını işledi. Yer yer gerçeküstü öğeler ve eski şiir kalıplarını uyguladı.
şeytan bir duygu önümüze paralı askerlerini, kiralık katillerini, gerillalarınıindirmektedir. arkamızı verdiğimiz kaya duvar sşyaset laboratuarlarında üretilen mikroplar tarafından için için kemirilmiştir. gerileyip arkamızı sağlama aldık diye güvenip yaslandığımız anda belki de başımıza yıkılacaktır. o zaman katillerimiz mızraklarını kalbimize saplamadan nce kahkalarla gülecekler. ve beyaz saray'ın ve kremlin'in bahçesindeki zafer kütüğüne bir çivi daha çakılacak.
bir kabus bu.
cahit zarifoğlu
(bir değirmendir bu dünya)
için için ağlıyoruz bu sözler karşısında-bu sözler karşısında ince boynumuz kıldan bile.
Yere bir dörtgen çiziyor. içine bir insan çiziyor. Çevresindekiler anlamını
merak ediyor.
içinde yeniden bir insan çiziyor. Dörtgenin dışından insana ulanan yeni
çizgiler ekliyor.
'Bu nedir biliyor musunuz?' diye soruyor. Kimseden çıt çıkmıyor. Herkes
kalbindeki anlamını düşünüyor. 'Çevre çizgileri, insanın bulandığı çokluktur'
diyor. 'Hepsi merkezle kesişmiyor ama,' diye itiraz ediyor birisi. 'Bazen yanılır
bazen isabet ederiz' diyor. Herkes bakışını dörtgen, insanı kuşatan ölüme
çeviriyor.
Zarifoğlu'nun zekâ çağlayanı onu hep masalın içine itmiştir. Serüvenden hoşlanması da bununla açıklanabilir. Adeta masalları gerçekleştirmek istemiştir hayatı boyunca. Evlenmeden önce de arkadaşlarına bol bol masallar anlattığı hatırlanırsa söylemek istediklerimi bir yere oturtabiliriz. Çocuklarına her gece masal anlattığını biliyoruz. Beş yıl süreyle bana da çok masal anlattı. Latife anlatmaktan da hoşlanırdı.