hepsinden beter
kimi insan derbeder,
ömrünü heba edip gider.
kimisi maiset derdine düşmüş,
rahattan bihaber.
olmayacak işler peşine,
kimisi taban teper
kimisi dul,
kimisi öksüzdür;
alınyazısı kahreder.
aklından zoru var kiminin;
merhamet ister.
ben sevda cekerim,
hepsinden beter.
ölümü anlattığı kadar hayatı ve sevdayı da anlatır. çok da güzel anlatır.
Neylersin ölüm herkesin başında,
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misâli o musalla taşında.
ateist bir şairdir. bu sebeple şiirlerinde hep bir (ölüm korkusu) vardır. yaş35 şiirinde dantenin insan ömrünü 70 sene olarak belirlemesine atıfta bulunarak "dante gibi ortasındayız ömrün" demiştir. feridun düzağaç ise şarkısında şairden esinlenerek "şair çok iyimsermiş. yolun yarısına mı geldik" demiştir. fakat görüldüğü üzere 70 i görememiş, 46 yaşında ölmüştür.
ABBAS
Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.
gökyüzünün başka rengi de varmış.
geç fark ettim taşın sert olduğunu.
su insanı boğar, ateş yakarmış.
her doğan günün bir dert olduğunu,
insan bu yaşa gelince anlarmış.
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
inan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
neylersin ölüm herkesin başında.
uyudun uyanamadın olacak.
kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
bir namazlık saltanatın olacak,
taht misali o musalla taşında. ** cahit sıtkı tarancı
gün eksilmesin penceremden, yaş otuzbeş gibi muhteşem şiirlerin sahibi olan şair. ölüm korkusu vardır hayatında, aklında ve şiirlerinde. öyle ki birçok öğrenci bunu aklında tutabilmek için isminin baş harflerini kodlar zihnine: C-S-T yani ceset. ne kadar doğrudur bilinmez ama o ölüm korkusunun nedeni olarak şu olay da anlatılır:
"korkulu bir hatırayı saklar cahit sıtkı'nın çocukluğu. bekir sıtkı bey ve ailesi, bir yaz gecesi evlerinin damında otururken küçük cahit pek huysuzlanır, ağlar. babası, korksun da sussun diye "hanım at şunu aşağıya!" diye bağırır. annesi cahit'i kucağına alır ve damdan aşağı fırlatır gibi yapar. cahit bir an korkunç bir karanlık ve boşluğun içine düştüğünü sanar ve çok korkar. kendisindeki korku ve boşluk duygusu ile ölüm saplantısının bu gecenin hatırası olduğunu söyleyecektir çok sonra. cahit sıtkı'nın şiirlerine hakim olan ölüm ve boşluk fikrinin temellerini bu yüzden çocukluğundaki bu olayda aramak doğru olacaktır."
yaşlandığını görmemek için evinde ayna bulundurmayacak kadar ölüm korkusunu yaşayan ve ölüm korkusunu en iyi anlatan şairimizdir. "yaş 35 yolun yarısı" dedikten 8 sene sonra 46 yaşında hayata veda etmiştir.
fransız şairlerin şiirlerini çalmış olan emek hırsızı kişi.
(bkz: paul verlaine) '' hatıra ,hatıra, ne istiyorsun benden? sonbahar.
cahit sıtkı '' bilmem ki hatıralar / ne istersiniz benden / gelir gelmez sonbahar''
paul verlaine '' altın sesi birden bire sordu : en güzel günün hangisi oldu''
cahit sıtkı '' altın sesi birden bire sordu/ - ne haber eski aşk yarasından''
paul verlaine '' gök öyle mavi, öyle durgun
damlar üzerinde
yeşil bir dal sallanadursun
damlar üzerinde.''
cahit sıtkı ''gök mavi mavi gülümsüyordu/ yeşil yeşil dallar arasından.''
(bkz: charles baudelaire) ''sesler ve kokular dönüyor akşam havasında
hazin bir vals, bir baş dönmesidir bu rüzgar.''
cahit sıtkı '' renklerle şekiller sevişip anlaşır
seslerle kokular el ele dolaşır
bir mükemmeliyet orkestrasında''
arthur rimbaud '' akşam saatinin denizleri sanki amelie'nin göğüsleri''
cahit sıtkı '' bir kadın göğsü başlarsa konuşmaya / en güzel deniz olur.''
(bkz: guillaume apollinaire) '' geçiyordum seine kıyısından / eski bir kitap koltuğumda''
cahit sıtkı '' geçtim bir akşam sadabat' tan / koltuğumda nedim divanı.''
(bkz: gerard de nerval) ''ne zaman o havayı dinleyecek olsam
ruhum gençleşiverir birden iki asır''
cahit sıtkı '' nerede ne zaman bu hava çalınsa
hoş geldi geçmişteki güzel günler.''
türk edebiyatının en önemli şairlerindendir. yeni bir ses yeni bir soluk getirmiştir. var mı bugün bu adam gibi adamın içine dokuna bilen şair. yok işte bu adamlar değerlerimiz. bok atmak kolay yarısını yapabilecek var mı? yok anca laf salatası.
35 yaş şiirinde hayatın safhalarını özetlemiş kişilik. Sayılı şairler arasındadır. Şu dizeler muhteşemdir:
Gökyüzünün başka rengi de varmış,
Geç fark ettim taşın sert olduğunu,
Su insanı boğar ateş yakarmış,
Her doğan günün bir dert olduğunu,
insan bu yaşa gelince anlaşmış.
her şiiri her okuyucuya farklı yansımalar yaratır. şiirlerini her okuduğunuzda iç dünyanız allak bullak olur. yaşamı ve ölümü ayrı bir yakıştırma üslubu vardır...