cahit sıtkı tarancı

entry273 galeri15
    75.
  1. KIŞ GECESi RÜYASI

    Buldum buldum yıllardır kaybettiğim aynayı
    işte en yaman çağımda ben yirmi yaşımda
    Çok var böyle toz pembe görmemiştim dünyayı
    Yeniden kavak yelleri esiyor başımda

    Mektepten kaçtığım o şahane günlerdeyim
    Daha ne derdi ne mihneti kapımı çalmış
    Hiç bir ders girmiyorsa kafama ben neyleyim
    Tam imtihan zamanı beni bir sevda almış

    Benim kumarda kaybettiğini hayra yoran
    Aşkıyle avâre olduğum komşu güzeli
    Kalbim atıyor elim titriyor heyecandan
    Âlemde ilk aşk mektubumu yazdığım belli

    Hangi suya dalıp çıktın ki böyle güzelsin
    Kulun köpeğin olurum kapında istesen
    Tutkun gözümde Leylâ'ya Şirin'e bedelsin
    Sen kısmetim nasibim başımın devleti sen

    Başımın devleti demeğe bırakmadılar
    Düşürdüler aynayı sevdiğimin elinden
    Kış sabahları esen dinsiz imansız rüzgâr
    Lânet sana yirmi yaşın komşu güzelinden.

    CAHiT SITKI TARANCI
    0 ...
  2. 76.
  3. kafayı ölüme takmış şair. ayrıca bir kere sevdaya tutulmaya gör diyerek duygulara tercüman olmuştur. abbas şiiri ise çok güzeldir...

    haydi abbas, vakit tamam;
    akşam diyordun işte oldu akşam.
    kur bakalım çilingir soframızı;
    dinsin artık bu kalp ağrısı.
    şu ağacın gölgesinde olsun;
    tam kenarında havuzun.
    aya haber sal çıksın bu gece;
    görünsün şöyle gönlümce.
    bas kırbacı sihirli seccadeye,
    göster hükmettiğini mesafeye
    ve zamana.
    katıp tozu dumana,
    var git,
    böyle ferman etti cahit,
    al getir ilk sevgiliyi beşiktaş'ta;
    yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.
    1 ...
  4. 77.
  5. kafayı ölüme takmış olmasının en büyük nedeni sevdiği bir çok insanı kaybetmesidir.
    0 ...
  6. 78.
  7. galatasaray lisesinde okurken,sevgilisinden geliyormuş gibi kendisine mektuplar yazarmış.arkadaşları ise'ne kadar şanslısın cahit,kendin gibi şair ruhlu bir sevgilin var'derlermiş.
    1 ...
  8. 79.
  9. - alıntı -
    Sevgili Cahit Sıtkı Tarancı,
    Bu yılın Ekim ayında yüz yaşında olacaksın. Sanırım doğduğun şehir Diyarbakır' da, evinde törenler yapılacak. Ne var ki ölüm günün de Ekim ayında. Herhalde 2010 yılının Ekim ayının bütününü ayırırlar sana Ama ben senin gibi yaşamadan yana bir şairin yüz yaşını bütün bir yıl kutlamaktan yanayım. "Ben ölecek adam değilim" diyen sen değil miydin? Ve asıl yalnızlığın ölmek olduğunu söyleyen. Ve "bütün mihnetler (zorluklar, sıkıntılar) kabulüm, yeter ki gün eksilmesin penceremden" diyerek insana direnç veren.
    Sevgili Tarancı,
    Daha lise sıralarında ezberimizdeydi şiirlerin. Bize senin gibi biri aşık olsun isterdik, istanbul Kız Lisesi' nin bahçesinde bize gelmiş bir mektup gibi okurduk "Desem ki" yi:
    "Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, / Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, / Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, / Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim". isterdik ki hava kadar gerekli ekmekle su kadar kutsal sayılalım hep bizi sevenler için. Sevdiğimiz de, ana babamız da bize "evimde şenliksin, bahçemde bahar" diyebilsin.
    Aynaya bakmaya kalksak: "Bırak ben söyleyeyim güzelliğini" derdi sanki sesin. Güzelliğimizi nehirlere, kuşlara söyletecek bir sevgiliydin. Sesini duymazsak bilecektik ki bizi seven ölmüştür.
    Sonra mezarında sevdiğinin güzelliğini böceklere ezberletecek kadar sevmek ne zor iş diye düşünürdük. Ve mahşerde aramak sevdiğini. Böyle sevmeliyiz diye söz verirdik birbirimize.
    Senin şiirini gün geçtikçe daha iyi kavradım. Yavaş yavaş, belki de şiire gönül verdikçe şiirinin asıl önemli yanının yaşama tutkusu olduğunu, şiirinin yaşamayı sevdirdiğini sezdim. insanın kendini yüreklendirmesi gerektiğini. "O gün bugün sırtımı kendim sıvazlıyorum / Sabahları sokağa çıkmadan evvel / Cesaret şairim cesaret". Sen şehrin gün doğuşuyla şehrin başlayan uğultusunu müzik sayan, dinlemeye doyamayan bir şairdin. Sabahı sevmeyi öğrettin bize. "Sen doğmana bak güzel gün / Gözümü alan aydınlık / ... / Bir neşedir ağaçlarda / Yaprak yaprak ışıldayan / Uçan kuşa güle güle / Gönlüm kanatlarındadır. / .. / işçisine memuruna / Cümlesine cesaret sabır / Açılan pencerelere / Kalkan kepeneklere selam". Teşekkür ederiz.
    Sevgili Cahit Sıtkı,
    Güzel bir dünya isterdin sen. Bunu ustalıkla dile getirişin keşfedildi son yıllarda. Kürsülerde tekrar tekrar okunur oldu nasıl bir ülke istediğin: "...Memleket isterim / Ne başta dert ne gönülde hasret olsun; / Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. / / Memleket isterim / Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun; / Kış günü herkesin evi barkı olsun. / Memleket isterim / Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; / Olursa bir şikayet ölümden olsun".
    Sevgili Tarancı, şiirin dillere düştü düşmesine ama şiirini alanlarda okuyanlardan kimilerine senin dizelerinle yanıt vermek gerekli: "Değil kardeşim değil, dal yeşil gök mavi değil / Bilsen ben hangi alemdeyim sen hangi alemde / Aklından geçer mi dersin, aklımdan geçen şeyler / Sanmam / Yıldız ve rüzgar payımız müsavi değil / Sen kendi gecende gidersin ben kendi gecemde / Vazgeç / Ayrıdır bindiğimiz gemiler".
    Biliyorum senin asıl anılması gereken yanın cesaretin. Özgürlüğün "hava gibi ekmek gibi su gibi" gerekli olduğunu söyleyişin yinelenmeli seni anarken. Yurtsever bir şaire özgürlüğün yasaklanışından utanışını dile getirmen, Nazım Hikmet' in hapiste oluşuna karşı sesini yükseltmeyi bilişin, anlatılmalı "Bir şey daha var yürek acısı / Utandırır insanı düşündürür / Öylesine başka bir kalp ağrısı / Alır beni ta Bursa’ ya götürür / ... / En yavuz evladı bu memleketin / Nazım ağabey hapislerde çürür".
    Diyarbakır' 0ın kadir bilir şairi Tarancı, herkesin yıldız ve rüzgar payının eşit olduğu günlerde görüşmek üzere.
    - alıntı -

    (bkz: sennur sezer)
    (bkz: evrensel)
    2 ...
  10. 80.
  11. neden sonra farkına varıyorsun
    etrafındaki korkunç ıssızlığın.
    yar olsun, dost olsun, ne arıyorsun,
    adresi belli mi vefasızlığın?

    (bkz: neden sonra)
    1 ...
  12. 81.
  13. şiirlerinde çoğunlukla ölüm teması işlemesinden dolayı olacak ki 46 yaşından terk-i dünya etmiş şairdir..
    0 ...
  14. 82.
  15. - pervam yok verdiğin elemden;
    her mihnet kabulüm, yeter ki
    gün eksilmesin penceremden!
    0 ...
  16. 83.
  17. 84.
  18. "memleket isterim
    yaşamak, sevmek gibi
    gönülden olsun.
    olursa bir şikayet
    ölümden olsun."
    1 ...
  19. 85.
  20. ben sende yaşıyorum,
    sen bende hüküm sürmektesin.
    5 ...
  21. 86.
  22. yağmur yağıyordu

    yağmur yağıyordu Paris kaldırımlarına;
    Seni düşünüyordum penceremde!
    (Penceremiz olabilirdi!)
    Yağmuru sevmediğin geldi aklıma.
    Bulutlar da hatırlamış olacaklar ki
    Yağmurda üzüldüğünü,
    Sağnak durdu birdenbire;
    Güneş açtı.
    Yüzün güldü mü bilmem,
    istanbul'daki pencerende.
    1 ...
  23. 87.
  24. Yaş Otuz Beş şiiriyle beni benden alan şairdir. Karamsarlıgı, kendini begenmez hali, yalnızlıgı ve karışıklıgını şiirlerinde en iyi şekilde işlemiştir.
    1 ...
  25. 88.
  26. ölümden çok korkan bir yazarımızdır. genelde şiirlerinde ölümü işler .ama ne tezatlıktır ki genç sayılabilecek bir yaşta vefat etmiştir.ama kısa yaşamına onlarca şiir sığdırmayı başarmıştır.
    0 ...
  27. 89.
  28. ölüm saiiridir arkadaş. 2 sözünden biri ölümdür.
    0 ...
  29. 90.
  30. "Bir namazlık saltanatın olacak taht misali o musalla taşında" böyle derin bir sözü yazabilen şairi nasıl bir üstad olduğunu yazmaya gerek yok heralde.
    1 ...
  31. 91.
  32. özgün ve muhteşem bir yazar.
    şiirleri öylesine imasız* ve öylesine düz ki okunduğu anda "acaba şair burda ne anlatmış" diye düşünmene asla gerek kalmıyor... aksine "bunu nasıl da böyle anlatabilmişé buna nasıl cesaret edebilmiş!!" diye düşüncelere gark ediyor.
    ayrıca yazılarında büyük bir cesaret var...
    anlatamıyorum... şiirlerini okumak lazım. o duyguyu hissetmek lazım.

    kalemi keskin, yazıları kaliteli, mekanı cennet olsun.

    hamiş: kronolojik olarak çok düzgün bir dua gibi görünmüyor sanırım. ama ne anlatmak istediğimi anladınız. ben tarancı kadar büyük bir yazar değilim... onun kadar güzel ve açık yazamıyorum işte.
    1 ...
  33. 92.
  34. melankolik olduğu için pek okumadığım yine de saygı duyduğum sanatçı abi.
    1 ...
  35. 93.
  36. 35 yaş'ın şairi büyük insan. şiirlerindeki yaşama sevgisi ve ölüm korkusuna tezaten 1956'da 46 yaşındayken vefat etmiştir.

    (bkz: saygıyla anıyoruz)
    1 ...
  37. 94.
  38. otuz beş yaş ve desem ki şiirleri dışında beni etkileyemeyen şairdir.
    1 ...
  39. 95.
  40. Sen de, her şey gibi, yakınımda iken,
    Sen de oluyorsun gözlerimde diken.

    Git, git benden uzak, uzak bir yere git;
    Ne olur, içimde her zaman bir ümit,

    Her uzak şey gibi öyle yalnız hayal,
    Yalnız rayiha, renk, şarkı halinde kal...

    demiş şair...

    Hayır bu entryde başka tek kelime etmeyeceğim...
    0 ...
  41. 96.
  42. Karasevda

    Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
    Ateşlerde yandığının resmidir.
    Aşık dediğin, Mecnun misali kör;
    Ne bilsin alemde ne mevsimidir.

    Dünya bir yana, o hayal bir yana;
    Bir meşaledir pervaneyim ona.
    Altında bir ömür döne dolana
    Ağladığım yer penceresi midir?

    Bir köşeye mahzun çekilen için,
    Yemekten içmekten kesilen için,
    Sensiz uykuyu haram bilen için,
    Ayrılık ölümün diğer ismidir.
    1 ...
  43. 97.
  44. Memleket isterim

    Memleket isterim
    Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
    Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

    Memleket isterim
    Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
    Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

    Memleket isterim
    Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
    Kış günü herkesin evi barkı olsun.

    Memleket isterim
    Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
    Olursa bir şikayet ölümden olsun.
    1 ...
  45. 98.
  46. gün eksilmesin penceremden

    ne doğan güne hükmüm geçer,
    ne halden anlayan bulunur;
    ah aklımdan ölümüm geçer;
    sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.

    ve gönül tanrısına der ki:
    - pervam yok verdiğin elemden;
    her mihnet kabulüm, yeter ki
    gün eksilmesin penceremden!
    *
    7 ...
  47. 99.
  48. ölüm endişesi içeren şiirleri vardır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük