"Herkes beni aldattı gitti,
Yine kamyonlar kavun taşır
Fakat içimde şarkı bitti"
--spoiler--
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Niksar'da evimizdeyken
Küçük bir serçe kadar hürdüm.
Sonra âlem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Sonra âlem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Mevsimler ne çabuk geçiverdi
Unutmak, unutmak, unutmak.
Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti,
Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti,
Yine kamyonlar kavun taşır
Fakat içimde şarkı bitti.
--spoiler--
ilk şiir kitabı “Adamın Biri” 1946’da yayınlandı. “Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda” adlı eseri, “Atatürk Oratoryosu”na temel oluşturdu. (d. 1917, Tokat – ö. 20 6 1997, Ankara)
Kimse yazmamış; şaşırdım. En güzel şiirlerinden bence Esma'nın Hikayesi...
Esma'yla çocukluğumda
Sokakta oynadığım zamanlar
Dizge çorap giyerdi,
Yalınayak gezerdim.
Bir koku vardı Esma'nın
Çamurlu çatlak ellerinde ..
Bir ışık yanar sönerdi şimşek gibi
Eteğinin çoraplarına değdiği yerde .. .
Tahta gibi, dümdüz, göğüslerimiz
Kollarımız ince ...
Aynı kalaylı tastan
içerdik, su içince ...
Bir bakışı vardı Esma'nın
Kavak yaprakları gibi pırıl pırıl...
Koynundan çıkardığı çağlayı
Yemesi başka olur ...
Efendime söyleyim, bir gün
Kızı bırakmadılar dışarı
Cihanda tek başıma kalmıştım
Düşünerek Esma'yı ...
Bir yandan rüzgar estikçe
Mısırlar inim inim iniler
Püsküller yüzüme dökülürdü,
Bir yanda yaralı mahzun kalbim
Kendi kendine türkü söyler ...
Ondan sonra çok zaman geçti,
Caddeler geçti kentin ortasından,
Delik tastan akan su gibi
Esma da çocukluğum da kaynayıp gitti ...
Dün akşam parkın önünde
Alaca karanlıkta onu gördüm,
Gitti bir sıraya oturdu,
Gittim yanına oturdum.
Çorapları gibi, güzel gözleri,
Zayıfyanakları solgundu,
Ne ben konuşabildim
Ne de o bir şey sordu.
Anladım ki gidişi gidiş değil
Hali duruşu bir hoş.
Küçücük, tozlu, eski
Pabuçlarında gezen bakışlarımız
Yaralı kalplerimiz gibi bomboş ...
Öyle saatlerce oturduk
Bir çift söz edemedik.
Ayağımızın dibinde, yaprakların içinde
Bir şey yitirmiş gibiydik ...
Gel seninle resim yapalım.
Bir yüz çizelim ince,
Küçük nezleli bir burun
Ve gözler zeytin iriliğinde.
Sonra bir gelincik, ince bir boyun,
Soyulmuş bademden daha ak bir ten,
Öyle bir yüz ki seher vakti
Mutluluk estirsin güneş doğarken
Ve saçlar çizelim, bulutlar,
Türküler, masallar gibi,
Hepsinin üstüne sonra
Kocaman bir insan yüreği.
Öyle bir yürek ki sevgiyle
Arkadaşlıkla, mutlulukla dolsun,
isterse ondan sonra
Bütün şairler ölsün.
Bir gece habersiz bize gel,
Merdivenler gıcırdamasın.
Öyle yorgunum ki, hiç sorma..
Sen halimden anlarsın.
Sabahlara kadar oturup konuşalım.
Kimse duymasın..
Mavi bir gökyüzümüz olsun;
Kanatlarımız dokunarak uçalım.
insanlardan buz gibi soğudum.
işte yalnız sen varsın.
Öyle halsizim ki hiç sorma,
Anlarsın..
Dost adlı şiirine bayılırım. Ne de güzel yazmış. insanın keşke öyle bir dostum olsa diyesi gelir. Öyle bir dost için can feda. Bulduğumda bırakmayacağım. Umut idi sanırım böyle güzel imgeli bir şiiri daha vardı. Sevdiğim yazarlardandır denk gelsem ne zaman aklıma hemen "dost" U gelir.
dost
bir gece habersiz bize gel
merdivenler gıcırdamasın
öyle yorgunum ki hiç sorma
sen halimden anlarsın
sabahlara kadar oturup konuşalım
kimse duymasın
mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız
dokunarak uçalım.
insanlardan buz gibi soğudum,
işte yalnız sen varsın
öyle halsizim ki hiç sorma
anlarsın.
Cahit külebi
Gece sairi adlı yazara gönderiyorum bunu. *