kabul, arapça al-kabila ediminin fa'al vezninde masdarıdır. bak şu şöyle, böyle, bilimsel, gözlemsel, yalanlanana dek "kabul" edilen bilgidir diyorsun (afet inan, eugene pittard, gerard clauson), o sana öyküsel, romantik, kulağa hoş gelen (n. atsız, ozal ünsal) savları öne sürüyor.
babam ne güzel derdi, dünyayı yendim, cahili yenemedim.
(arapça al-kabila alma, alış demektir bu arada sevgili romalılar)
Çok konuşmak ve bilmediği konularda atıp tutmak.Cahil insan karşısındakini dinlemez,yüksek sesle konuşararak sısturduğunu,üstünlük kurduğunu sanır.Boş teneke çok ses çıkarır.
Çok bildiğini iddia etmek,her şeyi bildiğini düşünmek.
Gereksiz özgüven
Sabit fikir olmak. Naparsan yap bildiğinin aksi biseyi kabul ettiremezsin bunlara. O ne biliyorsa doğrudur çünkü. Algıları kapalıdır diger fikirlere.
ne demiş sokrates; en bilgili insan benim çünkü atinalılar hiçbir şey bilmiyorlar ve bu cahilliklerinin farkında değiller oysa ben hiçbirşey bilmiyorum ve bunun farkındayım ve bu nedenden ötürü ben atinalılardan daha bilgiliyim.
okuduğunu anlayamam, yazan kişinin ne demek istediğini çözümleyememe ve kendi anladığı gibi yorumlama konusunda aşırı takıntılı olunması.
daha çok okuyunuz...okumak kısmen cahilliği alır...
sürekli kendilerini haklı bulmaları,
olumsuz eleştiriyi hazmedememeleri,
sorgulamaktan aciz olmaları,
seviyeli tartışmayı mümkün kılmamaları mutlaka olayı kavgaya götürmeleri.