benimdir belki, cok uzun yillar once ingiltere'ye geldim, yazilarim iyi degildir belki, imla cok bilmem, ogreniyorum iste, fakat bir seyi cok iyi biliyorum, cahil lafi kadar salakca bir laf olamaz, arkadasim adam okumamistir, ailesine bakmistir, baska durumlari olmustur, sen bana hayatin anlamini bulsan ailesini gecindirmek icin cocukluktan beri calisin bir insanin zerresi kadar degerin olmaz, cahillik kelimesi nedir bana bi anlatsana, insanlik dersen anlarim ama cahillik ne arkadasim. git o zaman doguya okula kilometrelerce yuruyen cocuklara hizmet ver, parasi olmadigi icin okuyamayan genclere el uzat, senin cahilligin kadar bir cahillik gormedim ben.
Var olan gerçeklerin geçmişten günümüze sürekli değişerek geldiğini göz önünde tutarsak cahilliğin, aslında var olan fikirlerimizin değiş(e)meyeceği yönündeki anlamsız yere ısrar ve inat etmemizden ibaret olduğunu görebiliriz. Bu da yetmezmişcesine yanlışlarımızın avukatlığını da içi boş ansavar tatavalarla yapmamız cahilliğimizin mertebesinin olağanüstü seviyelere ulaşmasına katkı sağlıyor.