zeki insanın kaçınılmaz sonudur. hz. ali'nin bir sözü ayrıca.
siz de deneyin göreceksiniz. cühelayla yapılan her tartışmayı, kayıtsız şartsız kaybetmeye mahkumsunuz. hal böyle olunca insan nasıl biri olması gerektiğine karar veremiyor.
ne yani mantık sınırları içerisinde kalıp, kendi düşüncelerinin zindanında yaşamak ve bunu yapamayan cahillere laf atmak ne kadar doğrudur ki?
kim daha sınırlıyor kendini belli değil. kesin olan tek bir şey var.
cahiller kavgada(yumruk, sopa, kelebek) daha üstün, ehe.
mustafa kemal atatürk'ün söylediği ''bilmemek değil öğrenmemek ayıp'' sözünden bir çıkarım yaparsak, cehalet bilgisizlikten çok bilgiyi reddetmektir.
bu düşünceyle, cahile ne anlatırsan anlat bildiği doğrusu değişmeyecektir.
Cahillerle kesinlikle tartismamamiz gerektigini gosterir.cunku sen ne kadar anlatsan da kendini bi bakmissin en sonunda o galip olmus sen maglup. beyni olmayanin beynine bir dusunceyi sokamazsin . o yuzden susmak en iyisi.
bir cahille tartışmak, bir güvercinle satranç oynamak gibidir. siz ne kadar iyi oynarsanız oynayın oyun bittiğinde güvercin taşları yıkacak, satranç tahtasına sıçacak ve odada zafer edasıyla göğsünü kabartarak gezecektir.
mağlup ayrılmanın tek nedeni aklınızın ve mantığınızın gücü ile sıkıştırdığınız cahil ve bencil insanın kurtulmak için işi anlamazlığa, kelime oyunlarına, ağız kalabalığına getirmesi sizinle ego yarıştırması ve gerektiğinde üstü kapalı tehdit ve imalarda bulunmasıdır.
öğrenmeye dirençli bencil insanlara laf anlatmakla zaman kaybedilmemeli, bazen bir müsibet bin sözden iyidir demiş atalarımız.