ilim bir nasip ve kapasite işidir. Talep ise onun kapısı. Fakat ilmi hayra kullanmak, bir seciye fıtrat ve karakter meselesi. Bu yüzden Ehli olmayan okusa da âlim olamaz. Ne demiş yunus emre hz.;" ** ilim meclisinde aradım, kıldım taleb; ilim geride kaldı illâ edeb, illâ edeb **. Buna binaen merhum mehmet akif de şöyle der; " Edeb bir tâc imiş nur-u Hüda'dan, Giy ol tâcı, emin ol her belâdan ". işte bu yüzden, Edebi olmayanın ilmi yok mesabesindedir. ilmin nuru ve ışığı edeptir.
Çok afedersin açıp beynine ansiklopedi de soksan, kalbine Einstein, ne bileyim g.tüne projektör de soksan aydınlanmaz. Herkesin bir kapasitesi var, yani boş bardak düşün, istediğin kadar su doldur, fazlasını almayacak. Dolduğu an fazlasını atacak. Yine aynı miktarda dolacak. Bunun gibi bir şey.
Montaigne'nin dediği gibi'' dünyanın en büyük cezaevi cahil insanın kafasının içidir'.bundan mütevellit beyhude çabalarla aydınlanma olmaz gibime geliyor.
Cehalet ve aydınlanma içinde bulunduğum ruh halinden midir bilmem ama şu anda çok ama çok anlamsız geliyor.
Yaşamaya devam edebilmek için nerden güç buluyorum bilmiyorum, amacım ne bilmiyorum ve bu bilinmezlik insanları, hayatı, kendimi tanıdıkça meydana geldi. Aydınlanma bu mudur ondan da emin değilim belki de cahilliğimden mutsuzumdur hala. Tek bildiğim daha az bilirken daha mutluydum.
Belki de mutlu olmak denilen şey çok abartılıyor, gözümüze sokulan bu hayatta mutlu olmalısın hayatın amacı mutluluktur, dünyanın en büyük palavrasıdır. Ama palavra değilse de hepimiz cahil olsaydık daha mutlu mu yaşardık demekten kendimi alıkoyamıyorum.
Bir konuda mutlaka cahil insanız.
Biraz yaşanılan hadiselerin farkında olmalıyız. Olayları dikkate almalıyız. Ben anlamam o konudan dememek lazım yani..