tek derdi, çeşitli -kahreden- espri(!) denemeleriyle, insanları güldürmeye çalışmak olan, başarabilirse sanırım, bazı içlerde,derinlerde kalmış bir şeyleri tatmin eden ve maalesef bundan ve hepsinden kötüsü, bu kişinin espri olsun diye yazdığı ve benim şimdi buraya kopyalamaya ruhumun sıkıldığı entrylerine gülebilenlerin de olmasıdır...
ne yazsak götünüze batıyor!
siyaset?> yasak
ırkçılık?> yasak
öyle atıp çiziyoruz kimseyi kırmamaya çalışıyoruz. buralar sanal değil mi amına koyum. ne diye sözlüğü sahipleniyorsun sözlüğü kendine!?
3-5 bel-altı espri yaptık vay efendim sen misin bunu yapan!
kimden soğursanız soğuyun.
şurda bir tane insan evladının başlığına entry girip ondan çok oy aldık diye kıyameti koparacak birinin olması bile kişiyi, kendi zekası hakkında tedirgin etmeye yetiyor da artıyor bile. bu ne kıskançlık!! sanırsın karma kasıyorum..
çocuk gibisiniz vallahi.
kimse uludağ sözlükte yazılanlar oylanmıyor demesin?
beni kimler oylum oylum oyluyor o zaman. amaan koyver götüne rahvan gitsin.
herkes kendi önünden yesin.
son söz: öküzümün adı sakar adını bana takar.
burada yazılan kötü değerlendirmeleri haketmeyen, meraklı ve sözlükte kendini hayattaki mantıksız şeyleri bulmaya adamış kişidir. oldukça mütevazi biri benim gödüğüm kadarı ile. keşke herkes hayatı onun kadar sorgulayabilse.
Müzik hayatına henüz 12 yaşındayken köy düğünlerinde darbuka çalarak başlayan cahil profesor, 1963 Ankara doğumlu. Ailesinin içinde müzisyen sayısının çok yüksek oluşundan dolayı kendisini çocuk yaşta köy düğünlerinde ve müziğin içinde bulan sanatçının babasıda davul çalıyordu. Askere gidene kadar müzisyenlik yapan darbukadan sonra bağlama çalan cahil profesor, bir taraftan da Ankara'nın oynak türkülerini sölemeye başladı. Askerlik dönüşü yöresel olarak ilk albümünü çıkaran sanatçı daha sonra amatör olarak üç albüm daha yapar.
1994 yılında istanbul'a gelen sanatçı ilk olarak Tarkan'ın Oynama Şıkıdım isimli eserini "ti"'ye alarak profesyonel anlamda ilk albümünü yaptı. Pop şarkının bazı sözlerinin kullanıldığı halk müziği enstumanlarıyla süslenen bu tür, dinleycilere oldukça farklı gelmişti. Sanatçının bu albümü reklamsız 300 bin satınca artık Turgut da Unkapanı piyasasında aranan isimlerden olmuştu. Barış Manço'nun "Oku Bakim" i değiştişrerek ikinci albümünü yapan sanatçı müzik dünyasına yeni bir tarz getirdiğini iddia ediyor.
Ankaranın neşeli oyun havalarını medya ile tanıştırıp tüm Türkiye ye taşıma ünvanını da alan cahil profesor o yıllarda eşinin rahatsızlığı nedeniyle firmanın kendisine destek olmaması ve sahipsiz bırakması üzerine bağlarını koparır ve 1996 yılında Tutku Müziğe geçer.
Sırası ile Tavla, Arabası Var, Döşiyelim Abi isimli albümleri yapan sanatçı 1997 yılında artık medyanın da yakından tanıdığı milyonların sevdii bir sanatçı olmuştu. Bir boru firmasının reklamından etkilenerek sözlerini yazdığı Döşiyelim Abi isimli türküsü artık her yerde dinlenmekte ve çalınmaktadır. 850 bin satış trajına ulaşan sanatçı halen Ankara'nın gecekondu bölgelerinden olan Altındağ da oturmaktadır. Bu durumdan hiç rahatsız olmayan sanatçı aldığı apartman dairesine taşınınca çok sevinmiştir. Beş çocuklu bir ailenin reisi olan cahil profesor o günden sonra Müzik Dünyası'nın aranılan isimlerinden olmasına rağman yaşantısında pek değişiklik olmaz.
Sanatçı "Döşiyelim Abi" isimli albümünden sonra Yakalarsam Tık Tık, Ne Yersin, Annene Diyecem, Sen Gittikten Sonra, Aganigi Naganigi, Vay Vay isimli albümlerini yapar. Bu tarihe kadar Kenan Kaya ile Basın ve Menajerlik konusunda birlikte olan sanatçı daha sonra Para, Dazır Duzur ve bak hele isimli albümlerini çıkarır. Sanatçı görüntülü CD lerin piyasada çok soruluyor olması ve ısrarlar üzerine Oturak Alemi ve cahil profesor'le Oturak Alemi isimli iki tane de VCD çıkarır.Her nekadar oyun havası türküleri okusa da iyi Bozlak ve Barak yorumlayan sanatçı şu anda stüdyo da Halk Müziği albümü hazırlama çalışmalarında. Yılbaşına doğru özel halk müziği türkülerinin yanı sıra Bozlak ve Barak'larında yer alacağı albümünü çıkartmaya hazırlanan sanatçı bir hayalinin daha gerçekleşeceğini sölüyor.
hani fırtınadan sonra ufak bir kara parçası bulur ya gemi, hani soğuk kış günlerinde pencereden karı izlerken çayını yudumlar, yüzüne bir gülümseme yayılır ya insanın..insana böylesi hoş mutluluklar vermesini bilen ince ruhlu yazar. manevi bir dost, dost diyebileceğim kadar içten...seviliyor bu yazar benim tarafımdan.