cahil kesimin bir parçası, cahil cühelanın içinden çıkmış ya da bu tarafa doğru yatkınlığı bulunan bir takım akılsızlar topluluğudur. toplumsallık, sosyalizm, demoklesin kılıcı falan dillerinden düşmez bunların. çıkarcılardır da. ama yalnızca konuşurlar saf saf boş boş. salak dersin alınır da sikersin aldırmaz...
halk kendi partilerine oy verinceye kadar cahil muamelesi görecektir.
insanlığın geldiği noktayı bırakıp bugün dilleri varsa militarist ya da aristokrat bir harekete gönül ve destek verecekler.
siyasal sosyoloji perspektifinden değerlendirdiğimizde türk seçmeninin karar verme kriterleri, şeçmen refleksleri ve değerlerinin ab ülkelerinden ve abd den çok daah güçlü ve sağlıklı olduğunu çok rahat bir şekilde iddia edebiliriz.
halkı cahillikle suçlayıp demokrasiye sırt çevirenler halk dan çok daha acınası bir derecede cahildirler.
mevcut iktidar din sömürüsü ile oy toplamıyor, ekonomik başarısı ile işi götürüyor.
din sömürüsünün alasını yapan saadet avucunu yalamakta.
lakin bu cühela takımı bu gerçeği görememekte.
daha başarılı olun,
akp den daha özgürlükçü olun,
akp den daha fazla darbelere dur deyin,
akp den daha güçlü dış politik açılımlar sergileyin,...
cahil dediğiniz halk arkanıza takılacak ve sizleri göklere çıkaracaktır.
halk size değer vermiyorsa bunun suçlusu sizsiniz.
tam 80 senedir halk için halka karşı ukela tavır aln ve onun değerleri ile savaşırken 2001 de utanmadan bankaalrı hortumlayarak 28 şubat yaygarası kopartan sizlersiniz.
çevik bir iniz nerede, nagi milyarlar içinde yüzüyor.
hangi şirketlerin başında.
sizi aptal yerine koyan paşalarınızdan hesap sorun.
halkı rahat bırakın.
biz aristokrat, entelektüel, oyu çobanın oyuyla bir olmayan kesim olarak şöyle bir duruş sergiliyoruz;
"sabah saat sekizde uyanıyorum. oğlum keremsu'yu okuluna götürüyorum, ama bırakmıyorum. çünkü okulu çok pis.
özel hocası var, onu alıp eve geçiyoruz. ne olur ne olmaz, dersten önce hocayı güzelce yıkıyorum. kirini bokunu iyice akıtıyorum.
onlar derse başlayınca ben de gazetelere göz gezdiriyorum. siyasetle yakından ilgiliyim. ak partisi, chpc-e, mhkp-c, hepsini biliyorum. terör örgütü kktc'den nefret ediyorum. ülkemizi bölmek isteyenler defolup gidebilirler mi lütfen?... teşekkürleeeer.
ülkemizde yaşayan insanların aç ve işsiz olmaları, pis kokmaları beni çok üzüyor. dört kişilik bir ailenin mutfak masası çok küçük bence. orada yiyemezler. dolayısıyla aç kalıp pis kokarlar. kişi başına düşen gayrı sufi filli hafıza da çok düşük. arttırılabilir mi lütfen?
ve laiklik... yani din ve devlet bahçeli'nin birbirinden ayrılması. bunu yapmak bu kadar zor olmamalı. artık benim halkımın din istismarıyla kandırılmasını istemiyorum. bu ülkede yaşayanların çoğu insandır bunu unutmayalım. zaten %98'i müslüman bir ülkede yaşıyoruz. kalan %2 de aptaldır aziz nezin'in dediği gibi.
kimse kimsenin dini inançlarına saygısızlık etmesin. kimse allah'la arama girmesin. ayrıca ezanla da arama girmesinler. eskiden ne güzel ezan türkçe okunuyormuş... camii falan da türkçeymiş. haa, yine türkçe olsa namaza gider misin derseniz gitmem ama italyanca olursa belki iki rekatto kılarım. hah hah haay, selam sana cehennem!!! şaka şaka tövbe.
askerlerimizi çok seviyorum. onlar olmasa rahat uyuyamazdık. şimdi uyuyoruz. bence daha çok silah, uçak ve albay satın almalıyız. güzel bir şarkımız var bununla ilgili: erler erbaşa, erbaşlar fidana, fidanlar ağaca çıkmalı yurdumda. bedelli askerlik bekleyen gençlerimize de buradan seslenmek istiyorum: inşallah çıkmaz.
polislerimize tavsiyem biber gazı kullanmasınlar lütfen. rezalet bir kokusu var ve haftalarca insanın üstünden çıkmıyor. ben de biber gazı taşıyordum oradan biliyorum. bir gün fakir bir adamcağıza çok acıdım. ölsün diye sıktım.
sigara içtiği için alev aldı, yandı öldü. ne demişler: biber gazı yanmasın. anlamı: fakirler yanmasın, şeker de yerken ölebilsinler... elbette kesme şekerden bahsediyorum. yutella yiyen bir fakir düşünemiyorum. keza hariboru.
üçüncü sayfa haberlerini hemen geçiyorum çünkü genelde kokan insanlarla ilgili haberler oluyor. pis pis ölüyorlar. asansöre falan sıkışıyorlar, hemen bi tarafları kopuyor. motosiklete biniyolar, hoop kafaları kopuyor...
hiç sevmem kafası kopan insanı. zorla değil ya? ayrıca ölüp gitseler neyse leş gibi de kokuyorlar. bari ölünce kokmasınlar. tarım ve köy yumurtası bakanlığı'nın bu konuda yapacak bir şeyleri olmalı. ayrıca enerji ve tabii ki de kaynaklar bakanlığı... ya ne olacaktı?
elbette ülkemizde güzel şeyler de oluyor. mesela biz yardım baloları düzenliyoruz. oradan topladığımız paralarla daha büyük yardım baloları yapmaya çalışıyoruz. balodan aldığımızı yine baloya yatırıyoruz yani, cebimize atmıyoruz.
bazen de defileler düzenleyip kendi tasarımlarız olan kıyafetleri sergiliyoruz. satılan kıyafet olursa gelirini kimsesiz ve beyinsiz çocuklara gönderiyoruz. ama maalesef pek satış olmuyor. o zaman da kıyafetleri yolluyoruz çocuklara. yazık o kadar seviniyorlar ki, hemen kokuyorlar.
biraz da spor: dünya kupasını takip etmeye çalışıyorum ama bu konuda çok bilgili değilim. paraguay ile uruguay'ın farkı nedir deseniz bilmem. ama ortak noktaları nedir, iyi bilirim. kokuyorlar...
ayrıca ne zaman kamera onları çekse çimlere kusuyorlar. öbürküler de bazen tükürüyor ama temiz temiz. tuf! diye minik top kağıt mendil gibi bişey çıkarıyorlar. pele yaşasaydı bence o da kusardı."
yönettikleri toplumda fırsat eşitliği yaratma becerisine sahip olmayan eblehlerin ya da bunu, özellikle istemeyen şark kurnazlarının genel öngörüsü; zenginin eğitimli, fakirin ise cahil olarak kabul edilmesi esasına dayanır. onlara göre; bu duruma isyan eden vicdan sahibi insanlar da akılsızlar topluluğudur.
buna mukabil,
gün gelip rüzgar tersten esmeye başladığında, yelkenlerini rüzgara, ilk onlar fora ederler. böyle de haysiyetsizdirler!