caglaya dalarken yakalanmak

entry2 galeri0
    1.
  1. girilecek bahçe ve bahçe sahibini iyi etüd etmemenin bir sonucu. planlama eksikliği de diyebiliriz bir anlamda..

    çocukluk denen evre hakkat güzel ama bir o kadar da meşakatli geçer. hissedilen adrenalin ihtiyacı ve en baba maceraseverlere bok yedirecek macera tutkusu, türlü belalara sokar adamın başını. çağlaya dalmak da bunlardan biri. belki de en risklisi..

    biz de dalardık tabii elma, armut ve kayısı gibi meyvalara. anamla babam, kardeşlerimle beni zihinlerinde etiyopyalı çocuklar gibi şekillendirdikleri için doldurur getirirlerdi meyveyi, sebzeyi ama aynı tadı alamazdık. alamazdım.. illa ağaca çıkıp, kolumu bacağımı çizecek ya da düşüp kafamı yaracatım ki tadını alayım yediğim şeyin. kolay olan yavan gelirdi, sevmezdim. tüm bunlar arkadaşlarım için de geçerliydi tabii..

    bizim evin bulunduğu yerin arka tarafında islah evi var. hani şu yaşı tutmayan mahkumların tutulduğu cezaevleri var ya, hıh! onlardan biri işte.. mahkumların yapacak işi olmadığı için, kendilerini bağ bahçe işlerine vermişler.. cezaevinin etrafındaki koruluğun bi kısmına meyve ağaçları dikmişler ve sürekli de ilgileniyorlar.. gözümüze kestirdik orayı.

    gerekli planı yaptıktan sonra saldık kendimizi koruluğa. çok sürmedi ulaştık zaten amaçladığımız yere.. lan hani arılar toplu halde birine saldırır ya, aynen öyleydi görüntü amına koyyim. daha önce hiç meyve ağacı görmemiş gibiydik her birimiz.. hatta bir arkadaşım çağla toplamayıp ağaca kerkiniyordu, tokatlayarak kendine gelmesini sağladık. düşün işte sen halimizi aybalam..

    neyse..

    cepleri doldurmaya yakın, gardiyanları gördük bize doğru koşarken. o ağaçlara tünemiş veletler (ben de dahil) nasıl galeyana geldi, nasıl götleri tutuştu amına koyyim. tapır tapır dökülmeye başladılar dallardan.. baktım başka çare yok, ben de attım kendimi aşağı.. şans yok ki amına koyyim direkt yere düşeyim.. önce bir alttaki dala, ordan bir diğerine çarptım ve en son da yere kapaklandım yüz üstü..

    az önce canavar gibi üstümüze koşan gardiyanlar melaike oldu bir anda. baktım zayıf yönleri bu, bastım ağlamayı amına koyyim. başka kurtuluş çaresi yok çünkü.. ağlamasam tokat manyağı yaparlar.

    + ühühhühü bacağım kanıyo ya amca böhühühü
    - dur ağlama evladım! bi bakıyım getir.. neresi ağrıyan yer?
    + ühühüh kolum da acıyo yaa ühühüh (yalanımı skiim ben)
    - tamam geçti abicim hepsi. gel bak hangi meyveden istiyosun? söyle onu dolduruyum ceplerine..
    + eve gidicem ben yaa böhühhü annem merak eder (abouuvv oyunculuğa bak)
    - tamam abicim. hadi şurdan git yavaş yavaş. dikkat et ama bak! düşme yine..

    ...

    böyle bir diyalog yaşadıktan sonra yaldır yaldır koşarak eve gittim. arkama bile bakmadım.. az önce ağlayarak yeri göğü inleten veletin, ayaklarını götüne vura vura kaçtığını gören gardiyanlar sağlam kalaylamışlardır eminim ama yapacak bir şey yoktu. çaresizdim..

    velhasıl; zor iş anam bu iş üstünde yakalanmak. dikkatli olmakta fayda var..
    2 ...
  2. 2.
  3. erik'e dalarken de dikkat etmek gerek zannımca.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük