anısına...
Vakitsiz dökülür
Anne,Ç/ağla
Çağlalar
Çiçekli bir mevsimde
Herkes yürürken bahara
Ne diye,mevsim hazan
Ellerimizde solgun güller
Yüreklerde kor yangınlar...
Ç/ağla/ya Ç/ağla/ya
N/asıl kanadı Harran
Ki biter mi çağla
Kanayan Harran'ın
Kavruk topraklarında
Ç/ağla!
ikinci bir ateş yakıldı
Vakt erişmeden
ibrahim'in yurdunda
ikinci bir Zeliha yandı
Nemrut'un ateşinde.
Onların yangınını
Kuşlar söndürdü.
Senin yangının
Hep kor kalacak yüreklerde...
Şimdi bir göl değil
Kanadığın yerlerde,
Kankırmızı güller
Ve sonrası zelal bir nehir
Akar Harran'da...
Biliyorum
Makam-ı ibrahim'de bir gülsün
Bir yanında Zeliha
Diğerinde Züleyha
Ah! Ç/ağla
Ç/ağla-ki
Ege öfke kudursun
Dicle kan ağlasın
Murat masum b/aksın
Saidi kürdi'nin
isyankar şehrine...
Mazlumların şehri
Şehr-i Bingöl'e
Muradı almamışlardansın
Bu yüzdendir
Murat'a bakan yamaçta
Gömdüler seni.
Her gün batanda
Bir beyza ışık süzülür
Zelal sularımızda,
Ve melek yüzünün gölgesi vurur
Akdağ'ın eteğine,
Sonra geniş bir Sırat olur
Adem'in Cennet'ine....
Ç/ağla
Ç/ağla-ki
Her güzel, masum baksın
Bozkırdaki kırmızı güllerle
Biten kabrine,
Ve bilsinler ki
Meleklerde ölür
Vakt erişmeden,
iflah olmayan bu topraklarda.....
tıp okuyacağı o zamandan belli miydi bilmiyorum ama serviste yanyana oturduğum çağla ile konuştuklarımız hep aynıydı. insanları anlayamamaktan yakınıyordu, benim yakındığım gibi. muhabbeti ilerletince hem bizim sınıfa ziyaretlerini arttırdı, hem de okul dışında da görüşmeye başladık.
insanoğlu vefasız malum her ikimizin de servisi bırakması, öss hezeyanları ayrı gayrı düşmemize yol açtı. artık okulda gündelik dertler içinde boğulurken uzaktan birbirmize selam verir olmuştuk.
yıllar sonra deniz kıyısında pazar gazetelerini karıştırırken gözlerim genç bir kıza takıldı. iri puntolarla "kader kurbanı" yazılmıştı kız için. okudukça boğazım sıkılır gibi oldu. yüzü çok değişmişti.
büyümüş, olgunlaşmış.
çağlayı öldüren hayvan --insan diyemiyorum onun için-- hissettiğini sandığı şeyleri aşk olarak adlandırmış. aşık olma hakkı başka birinini, gencecik birinin yaşamına son verme hakkı tanıyor çünkü insana. defalarca rahatsız etmiş. defalarca. neden? aşık olmuş çünkü bu insan müsveddesi. hakkı olduğunu düşünüyor çünkü. aşık olduğunu sandığı kişi ona aşık olmak zorunda. bir nevi efendi-köle ilişkisi. ya benimsin ya toprağın anlayışı. ve bu anlayışa sahip binlerce müsvedde. sokaklarda, otobüslerde, işyerinde.
mavi gözlü arkadaşım yaşamayı hak ediyordu yaşama hakkını elinden alan o hayvandan çok daha fazla.
şimdi elimde birkaç kırık dökük anıdan başka birşey kalmadı. evet can dostu değildim belki ama konuştuklarımı tamamen hatırlıyorum. keşke hafızam zayıf olsaydı.