Kasabanın meydanında siyah bir piyano alevler içinde yükseliyordu. Alevlerin dansı, geceyi aydınlatırken, kalabalığın uğultusu ve korku dolu fısıltıları havada asılı kalmıştı. Piyanonun tuşlarına dokunan parmaklar, artık sadece kül ve anılardan ibaretti. Bu piyano, kasabanın sessiz çocuğu Uzay'a aitti. Uzay, diğer çocuklardan farklıydı. Müzikle kurduğu bağ, kelimelerle kuramadığı bir dünyaydı. Piyanonun tuşlarına her dokunduğunda, ruhunun derinliklerindeki renkler dışarıya akıyordu. Ancak bu renkler, kasaba halkı için tehditkardı. Uzay'ın müziği, onların dar kalıplarına sığmıyordu. Onun melodileri, yasak aşkların, gizli arzuların ve bastırılmış duyguların sesiydi. Ve bu ses, kasabanın karanlık sırlarını açığa çıkarabilirdi.
Uzay'ın piyanosu, onun en yakın arkadaşıydı. Tuşlarına her dokunduğunda, yalnızlığına bir melodi katıyordu. Ancak bu melodi, kasaba halkı için bir tehdit unsuru haline geldi. Uzay'ın farklılığı, onların korkularını ve önyargılarını tetikliyordu. Dedikodular fısıldanmaya başladı. Uzay'ın müziğinin büyüleyici gücü, karanlık bir sır olarak kabul edildi. Onun notaları, yasak aşkların, gizli arzuların ve bastırılmış duyguların sesiydi. Ve bu ses, kasabanın karanlık sırlarını açığa çıkarabilirdi. Uzay'ın piyanosu, onun en yakın arkadaşıydı. Tuşlarına her dokunduğunda, yalnızlığına bir melodi katıyordu. Ancak bu melodi, kasaba halkı için bir tehdit unsuru haline geldi. Uzay'ın farklılığı, onların korkularını ve önyargılarını tetikliyordu. Dedikodular fısıldanmaya başladı. Uzay'ın müziğinin büyüleyici gücü, karanlık bir sır olarak kabul edildi. "Cadı" dediler, "Şeytanın parmakları piyanonun tuşlarında dans ediyor." Ve bir gece, Uzay'ın piyanosu, kasaba halkının korkularının ve önyargılarının kurbanı oldu. Alevler içinde yükselen piyano, Uzay'ın sessiz çığlığıydı. Aslında, Uzay'ı taşlayan köy halkı, onu bir günah keçisi olarak görüp kendi günahlarının açığa çıkmasını engelliyordu. "Ahlaksız bir toplumda ahlaklı yaşamaya çalışmak kadar büyük ahlaksızlık yoktur" felsefesi, kasabanın karanlık yüzünü aydınlatıyordu. Onlar, kendi ahlaksızlıklarını Uzay'ın farklılığına yükleyerek, kendilerini temize çıkarmaya çalışıyorlardı. Ancak alevler içinde yükselen piyano, onların vicdanlarını yakmaya devam edecekti.